Bir Türlü Ölemedim
İnsanın kendini farklı hissetmesi onu ne kadar sıradan yapıyor, ezici bir sürü karşısında. Şimdi otur da anlat onlarcasına. Yazıtım bir sorgu zamanıdır, bütün uyuyanlara...
Asma kilitli bir kalabalık gördüğüm,
Kimin kilitlediğini gördünüz mü?
Boynundaki tasma yarasına alışan bir koyunun,
Yanaklarından damlayan huzura rastladınız mı?
Bencilliğin sonundaki uçurumda tek eliyle tutunan insan,
Kaç defa düştün dipsiz kalp çukuruna?
İki anahtar vereceğim sana.
Biri sana, biri de huzurlu koyuna.
Uyumak ile gözünü açamamak aynı şey mi?
Asma kilitli bir aydınlıktı gördüğüm,
Ucu kalabalığa bağlanmış bir kördüğüm.
Bir de kalabalığa sormak lazım.
Boğulmak ile nefesini tutmak aynı şey mi?
Tanrı unutuyor bizi, biz boğuldukça.
Milyonlardan geldin milyonlara,
Eskitilmiş, fazlaca hor kullanılmış insanlığa.
Iskartaya çıkan kaçıncı Mesih gördüğüm?
İşe yaşamaz bir ton inanç torbası, asılmış boynuna,
Hem de en güvendiğinden…
Biri sana, biri de huzurlu koyuna.
Asma kilitli bir kalabalık gördüğüm,
Kilitleyenleri de gördüm, aynanın öbür ucundan.
Boynundaki tasma yarasına alışan o koyunun,
Damla huzuruna da sokayım.
Nefesini tutarak boğulduğunu gördüm koyunun.
Her uçurumda durdum, yetmezmiş gibi bir de kustum.
Gözümü açamadığım için çok uyudum da, bir türlü ölemedim.
Yorum Bırakın