Kendini Anlama Teşebbüsü…

Kendini Anlama Teşebbüsü…
  • 4
    0
    0
    1
  • Bir şeyi genel olarak görmenin tembellik olduğunu öğrendiğimden beri bir fikirde bir süre kalmanın ve onu damıtarak somutlaştırmanın ne demek olduğunu düşünüyorum. Genele bakmak, bütüne bakmakla aynı şeyi ifade etmez, aksine öylesine bir bakışı temsil eder. Oysa tüm parçaları süzgeçten geçirilen fikrin bütünü de kendini göstermeye hazırlanır. “Çünkü bütün, parçaların toplamından çok daha fazlasıdır.”* Bu noktadan sonra, insan eyleme geçirdiği fikirleri somutlaştırır. Fikir adeta nesne halini alır. Fikirleri somutlaştırmak ve onları gerçek kılana dek çalışmak, sadece eylemsiz düşüncenin yaşam kırıntısı taşıyamayacağını kanıtlamış olur ki bunu yalnızca ruhu(aklı) tembelliğe yatkın olmasına karşın, dikkat dağınıklığıyla kıyasıya savaşanlar bilir. 

    Düşünme ve eyleme geçme arasındaki o iki adımlık boşluktan karşıya adımını atamayanlar, boşlukta kalırlar. İşte orada öylece kalanlar, düşünmeyenler değil, düşünme ve eyleme arasındaki mesafeyi kapatamayanlardır. Her ne kadar, tembel biri eylemde zorlansa da, sürekli düşünme sebebiyle eylemeye dair duyduğu sıkıntı belki bir anda ona yaşam boyu koluna sıkı sıkı girmiş olan tembelliği bıraktırabilir; fakat bu bırakış hali, yenilikten ve değişimden korkarak süregelen bir anlayışın yanılgısından da ibaret olabilir. Tüm bu sonsuz görünen döngü içinde, belki de yalnızca konfor alanında kalarak ama düşünmeyi ilmek ilmek işleyerek akla öğretmenin bir yolunu bulmakta fayda vardır. Aklın tüm vagonların hareket etmesini sağlayan bir lokomotif olduğunu düşünürsek, diğer vagonların eylemsizlik isteğinin bir önemi kalmayacaktır, tam da bu sebepten, aklın yolundan ayrılan vagonlara bakmaksızın sistemini koruyacak olduğumuz yine kendi lokomotifimizdir.



    Sabiha Koçak - 17.04.23

    *Gestalt


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.