Bu yazımda sizinle Death Note hakkında öğrendiğim birkaç küçük detayı paylaşmak istiyorum, eminim ki okuduktan sonra animeden aldığınız seyir zevki iki katına çıkacak.
Daha animenin başında L’in Light’ı bulmak için kullandığı zeka oyunları ağzım açık bir şekilde dakikalarca ekrana bakmama sebep olmuştu. Light’ın defteri saklama şeklinden tutun da kameralarla baş etme yöntemine kadar birçok olay, yer yer akıl sınırlarımı zorlamakla beraber kendine hayran bırakmayı da başardı.
Bütün bu görüp izlediğimiz ince detaylar ile dolu olaylar dışında Death Note, içinde herkesin fark etmediği detaylar ve metaforlar barındırmayı sürdürüyor.
Şimdi sizlere daha önce fark etmediğiniz ama gördükten sonra da Death Note’a daha da hayran kalacağınız bazı detaylardan bahsedeceğim.
2. Opening
2. Opening’i açıp izlediğinizde birçok karakterin belli renkler ile temsil edildiğini görebilirsiniz. Bunun sadece görsellikten ibaret olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.
Her renk bir duyguyu yansıtmaktadır ve kimin hangi renk ile temsil edileceğine de karakterlerimizin kişilik özellikleri karar vermektedir.
Örneğin Light’ın saçlarının kırmızı olması, kırmızının öfke ve saldırganlıkla bağdaştırılmasından ve Light’ın da bu duyguları bize çokça yansıtmış olduğu yadsınamaz.
Aynı şekilde L’in saçları da mavi olarak karşımıza çıkıyor. Mavi bilgelik ve sakinliği temsil eden bir renk ki bu sıfatlar L için söylenebilecek şeyler.
Misa’yı ise kırmızı ve mavi ile renklendirilmiş olarak görüyoruz. Bu da Misa’nın Light kadar L ile de benzer özelliklere sahip olmasından olmasından kaynaklanmaktadır.
Aizawa’yı yeşil renk temsil ediyor. Yeşil ise hırs ve kurnazlık ve kurnazlık demek.
Mikami’nin rengi mor yani kırmızı ve mavi arasında bir renk bu da Mikami’nin Light ve L arasında bir konumda olduğunun bir göstergesi. Light kadar kötü olmasa da L kadar da iyi değil.
12. Cildin Kapağı
Death Note yaratıcıları tarafından onaylanmamış olsa bile birçok kişi 12. cildin kapağındaki pozlandırmayı İsa referansına yormaktadır. Light’ın İsa gibi pozlandırılmış olmasının sebebi Light’ın hem bir kurtarıcı olarak görülmesi hem de bu ciltte ölecek olmasıdır. Hatta Light’ın yanında bulunan Misa, Melo, Near ve L de İsa’nın havarilerine göndermedir.
Silinmiş Sahne
Bu konu hakkında onaylanmış herhangi bir bilgi olmamasına rağmen birçok kişinin silinmiş sahne olarak bildiği kırmızı gözlü shinigaminin bulunduğu sahnedeki shinigaminin göz rengi, Ryuk'a elma vermesi ve gözlük takması (shinigami gözlerini almamasına ithafen) nedeniyle Light olduğu düşünülmektedir.
Üstelik Ryuk’un defteri kullananların arafta kalacağını söylemesi de teoriyi destekler nitelikte. Bu nedenle de ölüm tanrısı olarak olsa bile sonunda tanrı olabildiğine inanılıyor.
Hiçlik
Ligh’ın ölmesi durumunda onu bir hiçliği bekleyecek olması fikri hikayenin en başından beri varmış. Manganın son cildi olan 12. ciltte Light öldükten sonraki sayfada bir karanlık görüyoruz.
Bu, zannedilenin aksine hikaye bittiği için eklenmiş bir siyahlık değil. Light’ın Death Note’u kullanmasının bedeli olarak hiçliğe gideceğinin bomboş siyah bir sayfa ile ifade edilişi.
L'in Çan Sesleri Duyması
Bir Japon efsanesine göre insanlar yakında öleceklerini anladıkları zaman yüksek sesle kilise çanının resmini duyarlar.
25. bölümde de L “Çanların sesi bugün çok yüksek” dediği için L’in bu söyleminden ötürü öleceğini hissettiğini öne sürenler oldu.
Anime canon bir sahne olmasından kaynaklı
(mangada böyle bir sahne yok) bu sahnenin biraz daha duygusallık eklemek adına koyulmuş olabileceğini düşünüyorum. Hoş bir detay olduğunu düşünsem de L’in pes etmeyen kişiliği ile bağdaşmadığını savunuyorum.
Ayak Silme Sahnesi
L ile Light arasında geçen ayak silme sahnesi de aynı çan diyaloğu gibi anime canon bir sahne ve içinde bir gönderme mevcut.
Ayak yıkama töreni Hz. İsa’dan beri var olan bir gelenek. Hristiyan inancına göre, Hz. İsa çarmıha gerilmeden önceki gece 12 havarisinin ayaklarını yıkamıştır bu davranış, sevgi e alçakgönüllülüğü temsil eder.
Bir başka yorumlamaya göre ise Hz. Isa’nin Yahuda’nın ihanetini anladığı gibi, L de Light’ın ihanetini ve Kira olduğu anlar ancak elinden bir şey gelmeyeceğinin farkındadır bu sebeple bu sahneyle beraber ona senden üstün değilim mesajı verir.
Açıkçası olayı bu şekilde yorumlamanın hoş bir gönderme olduğunu düşünüyor olsam da daha önce de bahsettiğim gibi bu davranışı L’in karakteri ile bağdaştıramıyorum. Bana kalırsa, L’in içinde her zamankinden daha büyük bir şüphe olsaydı; “elimden bir şey gelmez” düşüncesine kapılmaz ne pahasına olusa olsun bir şeyler düşünür en azından denerdi.
Yazıyı burada kesip kalanları ikinci partta anlatmaya karar verdim öbür türlü çok çok uzun bir yazı olacaktı çünkü. Birkaç gün içinde part ikiyi paylaşıyor olacağım, şimdilik hoşça kalın.
Part 2 yayında!!