Yeni Queer Sinema İncelemeleri: Lola + Bilidikid (Billy the Kid)

Yeni Queer Sinema İncelemeleri: Lola + Bilidikid (Billy the Kid)
  • 4
    0
    0
    0
  • "Lola + Bilidikid" (Lola and Billy the Kid), 1999 Almanya-Türkiye ortak yapımı bir filmdir ve Türk asıllı yönetmen Kutluğ Ataman tarafından yazılıp yönetilmiştir. Film, Berlin'deki Türklerin yaşamlarına eşsiz bir bakış açısı sunarak, cesur ve etkileyici bir portre çizer. Filme geçmeden önce Kutluğ Ataman'ın sinemadaki açtığı gediği biraz irdelemek istiyorum:

    Kutluğ Ataman, Türk sinemasında Queer temalı filmlerle katkı sağlayan önemli bir yönetmendir. Onun Queer sinema yorumunda, heteronormatif toplumsal normlara meydan okuyan, LGBTİ+ bireylerin deneyimlerini ve kimliklerini açığa çıkaran baskın yönleriyle izleyiciyi içine çeken bir temel vardır. Ataman'ın eserleri, bu alanda önemli bir yere sahiptir ve Türkiye'de LGBTİ+ konularının sinemada daha görünür olmasına katkıda bulunmuştur.

    Kutluğ Ataman, LGBTİ+ bireylerin günlük yaşamlarına ve iç dünyalarına samimi bir bakış sunarak onların deneyimlerini insanlara anlatma konusunda cesur bir duruş sergilemiştir. "Lola + Bilidikid, 2 Genç Kız, Hilal, Feza ve Diğer Gezegenler” gibi filmleri, cinsel yönelim ve kimlik üzerine toplumsal normları sorgulayan temaları işlerken, heteronormatif yapıları eleştirel bir şekilde ele almıştır. Filmlerindeki karakterlerin içsel çatışmaları ve aileleriyle olan ilişkileri gibi temalar, izleyicilerde empati uyandırarak farklı kimlikleri anlama ve kabul etme duyarlılığını artırmıştır.

    Ataman'ın Yeni Queer Sinema dediğimiz külliyata katkısı, LGBTİ+ bireylerin hikayelerini daha geniş kitlelere ulaştırma çabasıyla kendini gösterir. Filmleri uluslararası film festivallerinde gösterilerek ve çeşitli platformlarda tanıtılarak, Türkiye'de LGBTİ+ temalı filmlerin daha fazla görünürlüğe kavuşmasına yardımcı olmuştur. Bu şekilde, Türk sinemasında LGBTİ konularına dair bir farkındalık oluşturulmasına ve toplumda daha açık ve anlayışlı bir tartışma ortamının oluşmasına destek olmuştur. Şimdi filmimize geçebiliriz zannediyorum:

    Hikâye, Berlin'in renkli ve alternatif gece hayatında geçer. Ana karakter Lola (Gandi Mukli), transseksüel bir kadındır ve gündüzleri terzi olarak çalışırken, gece hayatında Bilidikid (Erdal Yıldız) adlı eşcinsel sevgisiyle ve travesti arkadaşlarıyla birlikte oluşturdukları küçük bir toplulukta yer alır. Bu topluluk, toplum tarafından dışlanmış bireylerden oluşur ve her biri kendi iç dünyasında mücadelelerle boğuşmaktadır.

    Lola, kimliği ve cinsel yönelimi nedeniyle dışlanmaya ve ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Kendisi gibi olmak için içten içe çabalarken, aynı zamanda hayatını idame ettirebilmek, ailesiyle olan ilişkisini düzeltmek ve aşkı bulmak gibi insanın evrensel duygularıyla da yüzleşir. Film, Lola'nın günlük yaşamına odaklanırken, geçmişine ve kimliğine dair derinlemesine içgörüler de sunar. Bunu yaparken hikâye akışkanlığı daima korur ve izleyiciye bu anlatım paralelliğini doğrudan aktör kamerayla sunar.

    Hikâye, toplumun çeşitli kesimlerindeki karakterlerin yaşantılarını karşılıklı ve etkileşimli olarak ele alır. Bu karakterler arasında Lola'nın ailesi ve arkadaşları gibi destekleyici figürlerin yanı sıra, hoşgörüsüzlükleri ve nefret dolu tutumları nedeniyle onlara zorluk çıkaran insanlar da bulunur. Film, bu çatışmaların arasında Lola'nın hayatta kalma ve kendini gerçekleştirme mücadelesini anlatır. Mücadele anlatısında başarılı bir çevre kurgusu kullanılmasının yanı sıra destekleyici karakterlerin kendi karakter gelişimleri de kısmen sürdürülmektedir. Bir sahnede Kalipso (Celal Perk) tamamen kendi kurgusunda sinematik bir başrole bürünür ve apartman dairesinde kendisine ahlakçılık taslayan komşusunu laflarıyla sindirir.

    Ayrıca, filmde başka ilgi çekici yan hikayeler de yer alır. Yaşlı ama güçlü büyük anne Ute (muhteşem bir performans sergileyen Inge Keller), yaşlı ve zarif bir Alman olan Friedrich (Michael Gerber) ile etkileyici bir ilişkiye sahiptir. Ayrıca, genç Alman delikanlılar ile Türkler arasında gey topluluk kavgaları da ele alınır ve bu durum, eşcinsel kavgalarının nedenleri üzerine etkileyici bir karakter çalışması olarak sunulur.

    "Lola + Bilidikid" LGBTİ+ temalı filmler arasında çığır açan önemli bir yapıt olarak kabul edilir. Kutluğ Ataman'ın yönetmenlik becerisi ve oyuncu performansları filmi unutulmaz kılar. Ayrıca, Almanya ve Türkiye arasında ortak bir üretim olan film, farklı kültürlerin buluşması açısından da önemli bir örnek teşkil eder. Hem Almanya'daki hem de Türkiye'deki homofobinin boyutlarını realist bir perspektiften okumamıza imkân tanırken dönem aktarımlarıyla camianın gelişimindeki tarihsel sürece de ışık tutar.

    Sonuç olarak "Lola + Bilidikid" sadece bir defada izlenmeyi hak etmeyen, farklı detayları ve derinlikleriyle tekrar tekrar izlemeye değer bir film olarak öne çıkar. Sanat filmi sevenler için kesinlikle tavsiye edilir. Almanca ve altyazılı olarak sunulan bu film, izleyicilere unutulmaz bir deneyim yaşatır.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.