SON OKÇULAR TEPESİ

SON OKÇULAR TEPESİ
  • 0
    0
    0
    0
  • Selamlar. yine yeniden diye kaldığımız yerden başlayacağım yüksek müsaadenizle .

    Bugün bir kitap incelemesi  için karşınızdayım , çok sevdiğim kıymetli bir kuzenimin methiyle almayı kafama koyduğum bu kitabı biraz da ben methetmek istedim. Kitap okurken merak çok önemli bir faktör takdir edersiniz ki, büyük bir merak silsilesi içinde okuma eylemi gerçekleştirilir fakat bu süreç okuma olayını normalin bir tık üzerine çıkardığınız an kelimenin tam anlamıyla boyut değiştirmeye başlıyor ve kitaptan sizi doyurmasını bekliyorsunuz. Tıpkı gündelik hayatta yediğiniz içtiğinizle doyduğunuz gibi . Okuyarak doymak istiyorsunuz ,değerleriniz, inançlarınız doğrultusunda sizi doyuran kitap arayışına girmeye başlıyorsunuz haliyle.  Radarınıza giren kitaplar genelde sizi doyurmak üzere kategorize ediliyor. 

    Yukarıda bahsini açtığım doygunluk hissini fazlasıyla veren bu kitabı sizlerle tanıştırmak isterim izninizle.

    Abdülaziz Kıranşal  beyefendinin kaleme aldığı Son Okçular Tepesi her anlamda doyuran Müslüman aile yapısındaki deformasyonları ,yıkımları ifade eden  ve bu erozyonları hadisi şerifler , ayeti kerimlerle nasıl önleyeceğimizi  muazzam bir üslupla kaleme almıştır.

    bu kitapta asıl ifade edilmek istenen tam olarak nedir peki?

    okçular tepesi aslında bu kitapta bir metafordur. 

    Mekkeli Müslümanlar ve müşrikler arasında 23 Mart 625 yılında gerçekleşen uhud savaşının neticesinde islam ordusunda büyük kayıplara neden olan bu savaşın altında yatan en büyük sebep, hiçbir şekilde emir olunan noktanın terk edilmemesiydi fakat  emri savaş ganimetleri uğruna yok sayan askerlerin bu  bilinçsiz hareketlerini en ağır bedellerle ödedikleri büyük bir savaştır.

       Evet bahsi olan savaş aslında yazarın bize dolaylı yolarla olduğumuz durumu özetleyecek nitelikte bir örneklemesidir. Aile yapılarımızın, evlerimizin, globalleşen dünya tarafından  fütursuzca ele alındığı şu dönemde son kalelerimizin evlerimiz olduğunu münasip dille kalem almıştır. Hasan El Benna'nın dediği gibi "Siz evlerinizde İslam devleti kurun ki, Allah sokaklarınızı İslamlaştırsın." düsturu üzerine yapmamız gerekenlerden bahsediyor. Müslüman bireyleri daha da önemlisi müslüman ebeveynlerin üzerine düşen görevleri tek tek ifade etmiş müslüman aile yapısının korunması gerektiğini yineleyip altını çokça çizmiştir.


    Çağın en büyük vebalarından olan fakat küreselleşmenin bunu bize en güzel şekilde pazarladığı 3 kavramı bizlere tanıtmaktan geri durmayan yazar bu toksik kavramlardan ne şekilde uzak kalmamız gerektiğini bunun yanı sıra nasıl boyun eğmememiz gerektiğinden de dem vurmuştur. Peki bu illetli kavramlar nelerdi? aile yapılarımızı , inancımızı, mahremiyetimizi fakat en çokta bizleri ele alan korumamız gereken tepeleri terk ettiren bu kavramlar nelerdi?

    Emperyalizm, kapitalizm ve siyonizm diye adlandırılan ve -izm ekiyle sempati kazandırılmaya çalışılsa da son derece çirkin oldukları her fırsatta dile getirilmiştir gerçi getirilmese de çirkin benim ki de lafı güzaf :)

    Evet bir diğer husus müslüman kadınlar daha ziyade müslüman anneler ailelerin  en büyük bekçileri olan kadınların görev ve sorumlulukları bu iflah olmaz bozgunlara karşı takınmaları gereken tavırları en ince ayrıntısıyla izah etmiştir. Adını yukarıda zikrettiğimiz; kapitalist ,emparyalist ve siyonist sistemlere karşı yetersiz ve bilinçsiz kalmaması gerektiğini sıkça ifade etmiştir. Ve bu sistemlere karşı islam rehberliğinde önlemler ve ne tür önlemler alınmasına dikkat çekmiştir. Yazar her annenin ibadetlerinin yanı sıra muhakkak suretle siyonist ,emperyalist sistemleri tanıması gerektiğini ve evlerini  bu sistemlere karşı ne şekilde koruması gerektiğini  de açıkça dile getirmiştir.

    Uzun lafın kısası elinize aldığınız takdirde farkındalık uyandıran ,düşündürten bununla beraber çözüm odaklı eyleme geçirme isteği uyandıran başucu kitabı niteliğinde bir kitap. 

    Aslında, bildiğimiz ve unuttuğumuz bir çok hususu tekrar hatırlatıyor ve farkındalık sağlayor.

    Müslümanların evlerini ve ailelerini muhafaza altına almasını önemle vurgulayan eser, günümüzde doğal hale getirilmiş bir çok kötü davranışı farkında olmadan evlerimizde beslediğimizi hatırlatıyor bize. En çarpıcı yönü ise Eş ve Çocuklarımızı ne kadar ihmal ettiğimizi yüzümüze bir tokat gibi çarpması. Evlerimizde dikkat etmemiz gereken TV programları/kanalları, internetin aile filtresi ile çocuklara verilmesi gibi hususlarda harekete de geçiriyor. Hiç farkında olmadan inandığımız değerlerden çok kopuk yaşadığımızı gösteriyor bize.

    ve tüm bu olanları bize en sade yalın haliyle kitabında dile getiriyor.

    Kendilerinin kalemlerine sağlık ve  böyle bir kitabı okumama ön ayak olup öncülük eden kuzenime ayrıca  minettarım, Okuyup çokça feyzaldığımız bir kitap olmasını samimiyetle temenni ediyorum.

    İyi okumalar.


    KAHVELER,ÇAYLAR SOĞUMASIN🍓



    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.