Mutlu İnsanların Birbirlerine Benzemesi Üzerine

Mutlu İnsanların Birbirlerine Benzemesi Üzerine
  • 8
    0
    1
    0
  • Mutlu aileler birbirine benzerler, her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır der Tolstoy peki mutlu insanlar da birbirlerine benzerler mi? Literatürde bazı olumlu bireysel farklılıkları paylaşan insanların paylaşmayanlara göre birbirlerine daha çok benzedikleri yönündeki hipoteze Pozitifliğin Yakınsaması Hipotezi denir.

    Anna Karenina'nın (Tolstoy, 1877) bu ünlü ilk satırı edebi alandan çıkıp aktif bir bilimsel araştırma alanı haline gelmiştir. Bu çalışmaların çoğuna, hem (a) olumlu vakaları (örneğin mutlu aileler) olumsuz muadillerine kıyasla birbirlerine daha benzer olarak algılama eğiliminde olduğumuza hem de (b) daha benzer vakaları daha az benzer muadillerine kıyasla daha olumlu olarak değerlendirme eğiliminde olduğumuza dair kanıtlar bulan psikologlar öncülük etmiştir. Ancak bu gözlemin bazı yönleri daha az nettir. Birincisi, bu öznel algıların çevrenin nesnel özelliklerini ne ölçüde yansıttığıdır. Tolstoy'un örneğini kullanacak olursak, mutlu aileler gerçekten birbirlerine daha mı çok benziyor, yoksa mutlu olmalarıyla ilgili bir şey insanları yanıltıcı bir benzerlik algısına mı yönlendiriyor (ya da benzerlikleriyle ilgili bir şey belki de daha mutlu olduklarına dair önyargılı bir yargıya mı yol açıyor)? İkinci olarak, ister gerçek ister hayali olsun, bu gözlemler mutlu ailelerin ötesinde daha genel pozitiflik değerlendirmelerine ne ölçüde genelleştirilebilir? Bu değerlendirmeyi özellikle zorlaştıran, hem pozitifliğin hem de benzerliğin doğası gereği öznel olmasıdır. Pozitifliğin insan zihninin değerlendirmesine başvurmadan nasıl tanımlanacağı açık değildir ve psikolojide benzerliğin nasıl ölçüleceği ve bunun bilişsel bir süreçten kaynaklanan öznel bir ölçüt mü yoksa dışsal ve daha mutlak bir şeyin temsili mi olduğu konusunda yaygın bir tartışma vardır (Alves vd., 2017).

     

    Yakın zamanlarda ise, psikolojik olarak "kötünün iyiden daha güçlü olduğu" yönündeki önceki sonuç genişletilmiş ve kısmen "iyinin kötüden daha benzer olduğu" şeklinde özetlenebilecek yeni bir araştırma yoluna girilmiştir (Alves vd., 2017). Değerli olma ile ilgili bilgi işlenirken motivasyonel ve duygusal faktörlerin rolü kabul edilirken, değerliğin bilginin bellekte nasıl temsil edildiğini de etkilediği öne sürülmüştür (Unkelbach vd., 2008). Yazarlar, anlamsal alanın pozitif kutba doğru daha yoğun olduğunu ve pozitif öğelerin, olayların veya kavramların zihinsel alanda birbirlerine daha yakın olduğunu öne sürmüşlerdir (Iliey ve Bennis, 2023).

     

    Olumsuzluk önyargısı üzerine yapılan önceki çalışmalar ve pozitifliğin yakınsaması üzerine yapılan daha yeni çalışmalar, zihin ve dilde gözlemlenen asimetrilerden en azından kısmen çevrenin sorumlu olduğunu vurgulamıştır (Iliey ve Bennis, 2023).

     

    Journal of Happiness Studies’in Şubat sayısında araştırmacılar mutlu insanların birbirine ne kadar benzediklerine odaklandılar. Oldukça karmaşık bir metodolojinin izlendiği 5 çalışmanın birleştirilmesi sonucu, bireysel farklılıklar alanında pozitifliğin yakınsamasının sağlam ve oldukça geniş bir olgu olduğunu göstermektedir. Daha mutlu, daha sağlıklı ve daha zengin insanlar kişilikleri, değerleri ve diğer çeşitli alanlarda yönelimleri açısından birbirlerine daha çok benziyorlar.

    Kaynakça

    Alves, H., Koch, A., & Unkelbach, C. (2016). My friends are all alike—the relation between liking and perceived similarity in person perception. Journal of Experimental Social Psychology, 62, 103–117.

    Iliev, R., & M Bennis, W. (2023). The Convergence of Positivity: Are Happy People All Alike?. Journal of Happiness Studies, 1-20.

    Unkelbach, C., Fiedler, K., Bayer, M., Stegmüller, M., & Danner, D. (2008). Why positive information is processed faster: the density hypothesis. Journal of Personality and Social Psychology, 95(1), 36–49.


    Yorumlar (1)
    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.