Kimsenin bilmediği mevsimde mi aramak seni,
Herkesin tanıdığı sokaklarda koşturmak mı,
Çokça okunmuş bir şiiri mi okumak sana,
Kimsenin bilmediği bir hikayeyi mi anlatmak.
Oturup öylece düşünsem bir öğle vakti,
Tekdüze bir hayatta ne kadar cüretkar olabilirim,
Ya da turlasam birkaç kez hayatı kendi nezdimde,
Kaç şiir daha çıkar seyahatlerimin içindeki çocuklardan.
Uçar gider kederler ve içindeki onca bağlanmış kaderler.
Vukuatım birkaç kelime sözle haykırmaksa kedere,
Hapsedin beni kaderimdeki kelimelerin içine.
Bilmem bu günler nereye gider ve içimdeki bu günler,
Bir günde iki gün yaşanır bazen,
Birinde şiir yazarsın,
Birinde hiç olamadığın birini özlersin.
Birinde kahve içersin,
Birinde uzanıp geleceğini düşlersin,
Birinde hayat zor gelir,
Birinde hayat daha yeni başlar.
Eller, gözler ve kulaklar,
Kötümser bir insana bağlıysa eğer,
Hiçbir yağmurdan sonra güneş açmaz,
Ellerinden damlalar akıtsa bile,
Kulaklarıyla duyduysa da,
Gözleri inkar eder.
Biraz yavaşlamak ve düşünmek,
Her insanı birleştirir,
Ama fazla hız öldürür.
Oturup sessizce okusam sana hikayemi,
Ellerimle tutabilir miyim sevgini?
Gözlerimle görebilir miyim veya?
Kulaklarımla duyabilir miyim?
Hiçbir şey bilemez o anda sevgini,
Tek başına kalmış bir insandan daha iyi.
Bazen tersine dönmek bazen de gülmek,
Her hareket insanları birleştirir,
Dört kol ve dört bacak olduğumuz zamana
İthafen,
Ama şimdi bazı şeyler değişti ve insanlar umutsuz,
Kötümser ve galipler.
Hayatın korkuttuğu kadar korkmazlar ve
Hayatın güldürdüğü kadar gülmezler,
Halatlarla bağlanmış gibi onca insanların umudu,
Ve eşsiz bir melodi girerken kulaklarından içeriye,
Halatları çözemeyen tek şey umutsuzluk olur.
Kaç misafir ağırlandı bu evde bilemem ama,
Birkaç şey duydum belki
Tek odalık olmasındandır bir fikrim var,
Ve onca şeye bir fikrim var,
Ama fikrim hiç olmadığı kadar,
Benden başka şeyler için can atıyor.
Şimdi soruyorum o evin kedisine aynı soruyu
Ve cevabımı alıyorum.
Yorum Bırakın