Aşk ve Izdırap

Aşk ve Izdırap
  • 1
    0
    0
    0
  • İnsan kimi zamanlar cümleye nasıl başlayacağını bilemez ama ne olursa olsun içinde dolaşan, onu yiyip bitiren şeyi söküp atmak ister. Hayatın en zor, en ızdıraplı anlarındandır bu. Bugünlerde tam da bunları yaşıyorum. İçim ağrır ve ağlarken, göz yaşlarımla kıyafetlerimi yıkıyorum. Küçüklüğümden beri, yalnızca bir kez aşık olunabileceğine inanmıştım. Ne mutlu ki, bu duyguyu bana tattıracak olan kadın karşıma çıktı. En başlarda bir rüya gibiydi her şey. Nihayet beni her şeyiyle sevecek olan biriyle birlikteydim. Yüzüm gülüyor, uyumaktan korktuğum gecelerde onun sesiyle uykuya dalıyor, hiç başlamak istemediğim yeni güne onu görecek olmanın verdiği heyecanla uyanıyordum. Sarılınca ona, dünyaya sarılıyormuş gibi hissediyor, yaşam sevgimi sarmalıyordum. Dağınık saçlarını elimle tutarak kulaklarına tutundurmak beni hayata tutunduruyor, hiç bitmeyecek olan bir yaşam enerjisi sağlıyordu. Gözlerinin içi güldüğünde dünyalar benimmiş, başka hiçbir şeye ihtiyacım yokmuş gibi hissediyordum. Bu hissiyat tüm dertlerimi unutturuyor, gelecekteki problemlere karşı bir tılsım etkisi yaratıyordu. Kendimi onunla yenilmez hissediyordum. Bazen, sabah gözümü açıp onu gördüğümde evrendeki en güzel şeyin yanımda uzanıyor olduğunu görüp, şükrediyordum. Onunla her ana ve her saniyeye. Herkesin kendinden daha fazla güvendiği biri mutlaka vardır. Biliyorum, biliyorum bu bir zayıflıktır, bu bir hatadır. Ama ister insan, varoluşun kaçınılmaz yalnızlığını ve yoksunluğunu örtmek. Ne zaman sırtımı yaslasam ona, Everest’e yaslanmış kadar güvende, huzurlu ve sakin hissediyordum. Tüm bunlar evrendeki tüm güzelliklere bedeldi. Ömrümün sonunda dek onunla olacak olmak beni hiç bitmeyen bir heyecan silsilesine sürüklüyordu. Farkındasın, kendimle konuşmayı epey seviyorum. Sık sık konuşurdum, derdim ki herkes gitse de o gitmez. Herkes nefret etse de o yine tüm şefkatiyle kucaklar beni. Sesiyle zamanı durdurur, her şey uçup gidiverir. Her şeyden çok sevdiğim tüm bunların bir gün sonumu getireceğini aklımın ucundan bile geçirmemiştim. Sesinin, hayatı sonlandıracağına ihtimal vermemiştim. Aşk ve Izdırap böyle bir şeymiş. Her şey henüz çok yeniyken, canımdan çok sevdiğim birini kaybettiğim için üzülmediğimin farkındalığına ulaşmış durumdayım. Kendimi kaybetmişim meğer, geçmişimi, geleceğimi. Yelkenini kaybetmiş bir gemi gibi ilerlerken okyanusun soğuk ve mavi sularında, kafamı kaldırıp gökyüzüne bakabilecek cesaretim bile yok. Gözüm hep suda, derinlerde bir yerlerde kendimi arıyorum. Ben aradıkça kendimi, ondan uzaklaşıyorum. Hapsoluyorum ızdıraba, hapsoluyorum aşka.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.