Advertisement
Advertisement

İnsanın içine yaşama fitili bırakan kitap : Yaşama Sanatı

İnsanın içine yaşama fitili bırakan kitap : Yaşama Sanatı
  • 2
    0
    0
    0
  • Alfred Adler'in psikoloji türünde anlaşılır -yalın- bir dille yazdığı yaşama sanatı; insan psikolojisine dair, çocukluktan erişkinliğe olan sürecin gözlemlerini içeriyor ve insanın yaşam uğrunda verdiği içsel hesaplaşmaların psikolojik ve toplumsal temelli sebeplerini anlatıp, okuyucuya bir aydınlanma yaşatıyor. 

    Adler bu kitabında, en çokta insanın yaşamında ki bazı belli davranışlardan bahsediyor ve bu davranışların çocukluk dönemindeki psikolojik kökenlerinden, çocukluk yaşantısının erişkinliğe yansımalarından ve bunların bazı belli kalıplara sığmaya çalışmaktan, kendini gerçekleştirmeye çalışmaktan kaynaklandığını gösteriyor. 

    Kitaptan benim anladığım can alıcı noktalar ise kendini gerçekleştirmeye çalışmak bu kendini gerçekleştirmeye çalışmak ise yaşamda bir amaç ve bu amaç uğrunda mücadele verip kendi potansiyeline en uygun şekilde bir yaşam hedefi belirleyip bu uğurda çalışmak olabilir. Bilinçaltının bilinçdışını nasıl yönettiğini psikolojik belli başlı bazı kalıplara sığınarak, bunu davranışlarımıza nasıl uyguladığımızı da biraz canımızı sıkarak açıklıyor.  Kitap içeriğinde farklı başlıklarda farklı konulara dair çıkarımlara sahip, hayatın içinde yaşarken anlamakta zorlandığımız davranış kalıplarımızı, okudukça fark ettiriyor; yetersizlik ve değersizlikle nasıl mücadele edip, bir anlamda mekanik davranışlarla tolere etmeye çalıştığımızı da tokat gibi çarpıyor diyebilirim. Yaşam içinde hemhal olduğumuz ama o an sebebini anlamadığımız veya o durumda sebep bile düşünmediğimiz birçok olaya ayna tutuyor.

    Yaşama Sanatı kitabının diğer birçok psikolojik kitaplardan farkının insanı potansiyelini kullandırmaya teşvik ettirme gücü olduğunu ve davranışlarının sebeplerini anlamaya itmeye çalışması olduğunu düşünüyorum; önce nedenleri, nasılları fark etmeni sonra da o farkındalıkla seni yaşamın bilinmez ateşine atlamanı nasihat ediyormuş gibi. Oldukça etkileyici, zaman zaman sarsıcı ve en önemlisi kamçılayıcı bir işlevi olduğunu düşündüğüm insanın içine yaşama fitilini bırakan bir kitap. 

    Farklı başlıklarda, farklı konulara değinilen etkilendiğim satırları aşağıya bırakıyorum. 

    Hayat bir oyundan fazlasıdır; zorluklar eksik olmaz.

    Geçmişe bakan herkes kendisi için kesin bir öneme sahip şeyleri hatırlar ve hafızada saklanmış olan şeyler gerçekten her zaman önemlidir.

    İnsanlığın, çocukları okulda eğitmeye başlamasının nedeni ailelerin çocukları hayatın sosyal talepleri konusunda eğitmekte yetersiz kalmalarıdır. Okul ailenin uzatılmış koludur; orada çocuğun karakteri büyük ölçüde şekillenir ve hayattaki sorunlarla yüzleşmeyi öğrenir.

    Davranışlar insanların tutumlarını ifade eder ve tutumlar da yaşam tarzı olarak adlandırdığımız, yaşama yönelik tutumların tümünün bir ifadesidir.

    Gerçekten mücadele etmekten vazgeçip teslim olan bir insanı göremeyiz. Böyle bir şey mümkün değildir çünkü insan doğasına aykırıdır. Normal bir insan vazgeçemez. Vazgeçmiş gibi görünüyor olsa bile bu geri çekilme yalnızca amacına ulaşmak için daha fazla mücadele edeceğinin bir göstergesidir.

    Kadercilik anlayışı birçok açıdan mücadele etme ve hayatın faydalı kısımlarında faaliyet gösterme görevinden korkakça kaçmaktır. Bu nedenle hatalı bir dayanaktır.

    Bütün insanlar aşağılık duygusu ile başarı ve üstünlük için mücadele etme duygusuna sahiptir. Aslında ruha hayat katan şey de budur. Bütün insanların söz konusu komplekse sahip olmamalarının nedeni aşağılık ve üstünlük duygularının psikolojik mekanizma tarafından sosyal açıdan faydalı kanallara aktarılarak kullanılmasıdır. 

    Başarı aslında cesarete bağlıdır ve psikoloğun görevi umutsuzluk duygusunu faydalı çalışmalara yöneltecek enerjiyi veren umut hissine dönüştürmektir.

    Eğer bir insan her kelimenin, her davranışın, her eylemin altında anlam aramaya başlarsa bulması da kolay olur ya da öyle görünür ve böylece karşı tarafa duyduğu sevgi azalır. 

    Yalnızca kendi iyiliğimiz için evlenmeyiz; evlilik aynı zamanda dolaylı olarak toplumun iyiliğine de hizmet eder. 

    Herhangi bir arzunun aşırı bir şekilde tatmin edilmesi ve buna yönelik ilginin aşırı gelişmesi hayatın ahengini bozar. 

    Duygular bireye eylemle uyum içinde olması için güç verir.

     

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.