Advertisement Tracker

Kaygı Üzerine

Kaygı Üzerine
  • 1
    0
    0
    0
  • Kierkegaard'a göre kaygı, varoluş içindeki olasılıkla ilişkilidir. Özgür olan özne, tam da özgürlüğün beraberinde getirdiği belirsizlik "olasızlığın olası" yüzünden kaygılıdır. 

    Kaygı, bir uçurumdan aşağı bakmanın uyandırdığı bir his gibi ortaya çıkar çoğu zaman. Sartre da kaygı için; bir kayalığın tepesinde duran bir adam örneğini kullanır. Bu adam için dehşet verici olan şey düşme olasılığı değil, uçurumdan atlama gücü olmasıdır. Bu benzetmelerden anladığım seçeneklerin çokluğunun da kaygıya sebep olması. Yani özgürlük; seçme özgürlüğü, kendi olabilme özgürlüğü, sorumluluk alabilme özgürlüğü ve daha nicesi. Bunlar da bizi kaygıya sokan bazı durumlar. Yetişkinliğin başlı başına kaygı uyandırdığını düşünürüm özellikle de o ilk yetişkinliğe adım attığımız ve kendimiz için -doğru, yanlış, eksik, tam- kararlar verebilme iradesine sahip olduğumuz zaman hayatın içinde savrulduğumuz zamanlar olabiliyor. Tam sırası gelmişken Kierkaagard'ın kaygı ile ilgili benzetmesine de burada değinmek istiyorum. 

    "Kaygı, özgürlüğün baş dönmesidir." 

    Burada bazı durumlarda, kişilerde kaygının temel kökeni olabileceğini düşündüğüm travma kavramından da bahsedersek; travma ile olay arasındaki bağlantıyı inceleyen Freud, özne için en travmatik şeyin, bir olayın fiilen meydana gelmesi değil, öznenin bunu öngörmemiş olması ve hazırlıksızlığı olduğunu söyler. Yani kontrolümüzde olmayan şeylerin üzerimizdeki etkisinin yıkıcılığından korkuyoruz. Kontrol elimizdeyken veya herhangi bir olayın sonuçlarının hesaplanabilirliği kaygıyı kontrol altında tutuyor. Travma da burada devreye giriyor bence, yaşadığımız her travma -bazen bilinçli, bazen bilinçsiz- bizde bir iz bırakıyor. Hayatın içinde bazı zamanlar fazla kaygılanmak, bazı zamanlar tamamen hayattan kopmak, umursamamak bazen çok önemsemek gibi daha birsürü duyguya maruz kalabiliyoruz. 

    Belirsizlik dediğimiz kavram kaygının mihenk taşı.

    Yaşamda ki her türlü olayı, kişiyi öngörebilmek sonuçları hesaplayabilmek mümkün değil o yüzden kaygılanmadan değil de kaygıyı kabul ederek ve onunla yaşamayı öğrenerek ilerlemek gerekiyor bence. 

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.