Madde ve Palyaço
Deneme, deneme, deneme. Dememe bile kalmadan denemene. Denesen de alınma denememe. Ramak kaldı dememe; materyalist her türlü değerden uzak olduğumuz şu günlerde soyut değeri kavrayamıyor insan denese de. Madde ve maddeye ait olana tapıyoruz. Hiçbir ayrım yok aramızda. Uzun saçlısından kısa, gencinden yaşlısı…
Yarı çıplak değil de çeyrek giyinik bedenler tek gördüğüm.
Ya fazla bilgiden zehirlenmiş ya da fazla bilgeden.
Ben bireyim, sen de bir öteki de.
Ben eşsizim, sen de bir öteki de.
Ne farkımız kaldı geriye?
Yarı çıplak değil de, çeyrek giyinik zihinlerdi gördüğüm,
Umutsuz kör gözlerimle, düşman olmuşum kendi neslime.
Filozofların içinde cahilliğimden mutlu,
Siyah ekranlara bağımlıların içinde bağımsızlığımla gururlu.
Her biri de doğru, doğru, DOĞRU!
Bu toprak artık hak etmiyor geçmişi.
Siz içinde tutmasına bakmayın, bilir elbet kusmayı,
Bilir elbet haykırmayı bağırmayı,
Kemal’i, Deniz'i, Marx’ı;
Fakat ben korkarım, korkarım bildiğimden.
Korkarım ki izleyicisi olmayan bir tiyatro gibi,
Latifelerine inanmayan bir komedyen ya da,
Çocuklarını sevemeyen bir anne gibi,
Küçücük bir boşlukta bile yankılanamayan milyonlarcasına dönüşür,
Biz’im seslerimiz.
Korkarım ki izleyicisi olmayan bir tiyatro gibi,
Yiteceğiz yavaş, ketum, acı ve gururlu bir kibir ile.
Yiyeceğimiz madde.
Acı.
Gururlu.
Kibir ile.
Sadece bir Palyaço -artık- ağlamazken...
Yorum Bırakın