Selam, oldukça yıkık dökük bir haletiruhiyeyle sizleri selamlamaya kalkıştım bu kadar haddi nereden bulduysam o da ayrı mevzu. Ancak bildiğim tek bir şey var ki o da yazmak arzusu. Peki tamam ama bu yazma arzumu tetikleyen şey nedir diye soracak olursanız, ruhum bedenime sığmıyor diye başlarım lafa devamı nerelere gider orayı kestiremem. Ancak ruhumun bedenime bu denli sığamayışı beni artık çok yoruyor keşke sadece sorun bedenime sığmayan ruhum olsaydı ne yazık ki üzgünüm buna ek olarak tuzla buz olmuş bir kalbim var. Önceden bu gibi durumlarda bir şarkıya sığınırdım ya da ne bileyim olay örgüsü Arap saçını andıran bir kitabın kucağına atardım kendimi hıçkırıklarım kesilene değin. Şimdi ise saatlerce Eleni Karaindrou 'nun ulysses gaze'sini dinliyorum sayfa sayfa kitap okuyorum hatta seyahat planları oluşturuyorum ama hiçbir şey acı dolu çığlıklarımın önüne geçemiyor. Avazım çıktığınca bağırmak istiyorum içimdeki olağanca sessiz çığlıklara inat. Çok şaşırıyorum bir kıyı bulamıyorum tüm kapılar suratıma çarpılmış gibi , Yalnızlığın bağrına yuva yapmış gibiyim kimsesi olan bir kimsesizim adeta. Şimdi mesela dönüp okuduklarıma bakıyorum durum ne kadar vahim diyorum kendi kendime ağlamak istiyorum ama bu ağlamakta bana yetmez ben yok olmalıyım diyorum. Kafamın içinde yaşayan bir adam var ve benimle dalga geçiyor ben böyle konuşunca, neymiş efendim ben yok olsam bile hiçbir acım dinmeyecekmiş. Önceki zaman dilimlerinde yaşadıklarıma sebepler bulurdum ama şuan hiçbir sebep bulamıyorum bu beni kemiriyor yani sırtımda kendimi taşıyorum ağırlığım katlanılmaz. Beddua etmek istiyorum dolu dolu ancak yapma etme diyor kafamdaki boş boğaz bir gün adalet tecelli edecekmiş de aslında mutsuzluğuna sebebiyet verenler vakti geldiğinde çok mutsuz olacaklarmış falan. Histerik kahkahalar atasım var. Sonra ne mi oluyor ben birden bire daha çok yalnız ve sevgisiz hissediyorum. Aklıma çantamda haftalar önce aldığım sigara geliyor ,yalnızlığımı sevgisizliğimi,terk edilmişliğimi pışpışlatıp uyutacakmış gibi hissediyorum. Yutkunamıyorum , insanlar neden yalnızca çocukken sevilir ki ben yirmi beşimde de sevilmek isterdim tıpkı beşimde sevildiğim gibi , diye çekiyorum tüm dumanı ciğerlerime sonra kulağıma Nessi Gomes in As You Will 'i ne kadar müthiş bir ses diyorum. Fakat böylesine muazzam bir tını benim hiçbir boşluğumu doldurmuyor. Şarkı acımdan yeniden doğacağım diyor bunu ilahi bir mesaj olarak algılamayı ne çok isterdim ama yok yok.
Dünya beni en kuytu yerine saklamış gibi birde bir tokat atmış en okkalısında hay ben böyle işin diye elimin tersiyle ağzımdan boca eden kanı siliyorum küfür kıyamet.
Nasıl olcak benim bu halim kalbimin kırıklığı, ruhumun itaatsizliği kaba sığamayışı , ve yüzyılları aşacak bu yalnızlığım ,terk edilmişliğimi hiç bilmiyorum. Bellirsizliklerle bitiriyorum yazdıklarımı
sevgiler
Yorum Bırakın