Sisyphus

Sisyphus
  • 1
    0
    0
    0
  • Sisyphus ismini birçok yerde duymuşsunuzdur veya birçok yerde görmüşsünüzdür. Peki kimdir bu, ne yapmaktadır ve neyi anlatır?  
      
    Mitolojik açıdan önce  Sisyphus’u tanıyalım, kendisi o kadar kurnaz bir kraldı ki tanrıların bile dikkatini çekmişti, Sisyphus ölümü 2 kere kandırmış ve ölümden kurtulmuştur ancak elinde sonunda öldüğünde, tanrıların gözünden kaçmadı ve cezalandırıldı. Cezası ise bir kayayı tartarusta tepe boyunca taşımasıydı, bu açıdan bakınca belki de düz ve basit gözüken ve fiziksel olarak yorucu bir ceza olarak gözükebilir ancak cezanın en can alıcı noktası, bu kayanın bir sonu olmayışıydı ve Sisyphus sürekli en başa geri dönmesiydi. Bir döngünün içine hapsedilmişti Sisyphus, sonu olmayan ancak çok büyük bir özlemle bitmesi beklenen bir döngüye. Bu cezanın en kötü noktası da söylenildiği gibi fiziksel kayanın fiziksel ağırlığı veya bu tepenin dikliği değildi, kişiye yüklenmiş olan eğer gerekli olanı yaparsam bu cezadan kurtulurum umuduydu.  
      
    Umuttan söz edilmişken, Pandoranın kutusunu bir mercek altına alalım, içinde varolan bütün kötülükleri barındıran bir kutu, açıldığı zaman barındırdığı her şey açığa çıkarıyor ancak sadece tek bir şey içinde kalıyor, UMUT. Peki Umut neden en başında bütün kötülüklerle aynı kutuda yer alıyordu ki. Umudun insanlığa ne gibi bir kötülüğü olabilir.  
      
    Umut her zaman bir çıkış yolu, içinde bulunan sıkıntı durumdan arınmanın en büyük yardımcısı olarak anılmıştır. Zeus tarafından verilen bir diğer ceza'ya bakalım, Prometheus'un bir kayaya bağlanıp her gün bir karga tarafından ciğerinin yenmesi ve her günün sonunda tekrar iyileşmesiydi. Sisyphus ve Prometheus'un cezalarını yan yana getirince aralarındaki örüntüyü fark etmek çok da zor değil. Acı verilen bir durumun her gün belki daha iyiye gidecekmiş gibi gözüküp daha sonrasında en başından tekrarlanması, kişiyi içi boş bir umutla doldurulmasından başka bir şey değil aslında. Umudun da Pandora'nın kutusun içinde olması çok da şaşırtıcı değil   buradan bakında, çünkü içi boş ve bir gerçeklik barındırmayan bir gelecek / kurtuluş umudu, herhangi biri için yıkıcı derecede ağır sonuçlara sebep olabilir. Umudun kendisi insanlığı pes etmekten alıkoyar, verdiği uğraşın bir sonuca varacağına inanarak yaşar.  Peki içinde bulunan durumu kabullenmek mi yoksa kurtulaşa olan umuda bel bağlamak mı daha sağlıklıdır. Sisyphus aniden bir gün kurtuluş olmadığına inanıp kendini yormaktan vaz mı geçmeli veya vazgeçebilir mi? Vazgeçmek mümkün müdür? 
     
    Şöyle düşünelim kör bir umutla bel bağlayıp üstüne uğraştığınız bir durumun içinde olduğunuzu varsayalım. Bu kör umuda bağlı kalmayı bırakıp, acı olarak da nitelendirilebilecek gerçekleri kabullenmek kişiyi belirsizlik hissinden sıyırıp ayağındaki prangalardan kurtarabilir belki ancak bir umutla peşinde koştuğunuz durumlarda size son anınız da bile en azından denedim veya elimden geleni yaptım dedirterek motive edebilir. Tam olarak da bu sebebten umut Pandora’nın kutusundaydı, kör bir umut sizi kölesi veya esirinine çevirebilir. 
     
    Farklı bir açıdan bakmak için Promethus Bound’dan bir alıntı ile devam edelim,

    CHORUS 
     Was there more? 
     Or were you guilty of just one offence? 
    PROMETHEUS 
     I stopped men thinking of their future deaths. [250] 
    CHORUS 
     What cure for this disease did you discover? 
    PROMETHEUS 
     Inside their hearts I put blind hope.

    görüldüğü üzere Promethus’un insanları kendi kader/yazgı geleceklerini görmekten alı koyduklarını ve insanlardan aldığı bu meziyeti onlara kör umutlar vererek telafi ettiğini söylüyor. Promethus’a göre tutunulan umut kör bile olsa kişiyi hayatta tutar ve bir amaç katar, sonu belli olmayan bir umuda bağlı olarak yaşamak, teslim olmaktan daha iyidir.  Umut diğer kötülüklerle Pandora’nın kutusundaydı ve aynı zamanda dışındaydı çünkü geleceği göremeyen bizler için ilerisini anlamaya çalıştığımız bir harita haline gelmişti. Dışardan bakılan bir gözle Sisyphus’un teslim olması gerektiğini düşünebiliriz, sonunu bildiğimiz için teslim olması gerektiğine inanabilir, ancak durumu ilk elden yaşayan biri gelecek umudu ile yaşamaya motive olması çok normaldir.  
     
    Bu durum iyimi veya kötü müdür sorusu maalesef yanıtlanabilecek bir cevap değildir, ileriyi görmemizin yarattığı bu soru aynı şekilde geleceğimizi görmeden de cevaplanamaz, ancak belki de cevap verilecek tek soru şu olabilir, Kör bir umuda bağlı yaşamak mı yoksa bulunduğun durumu kabul edip teslim olmak mı?  
     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.