85 YAŞ

85 YAŞ
  • 1
    0
    0
    0
  • Merhaba, eğer beni tanımıyorsanız -ki zaten pek tanımanızı istemem- ben 85 yaşında nispeten diğerlerine kıyasla daha huysuz bir yaşlıyım. Şaşırılacak ki bugünlerde hayli sakinim. Sanki hayatımın son günleri ya da son güzel günleri gibi hissediyorum. İçimde bir hafiflik.. Uçmayı yeni öğrenmiş bir kuş gibi heyecanlıyım, hayatın belki de son kez damarlarımda akan o çoşkulu yaşamak hissi son günlerde benimle. Güneş doğuyor, içimi ısıtıyor, beni hayata yeniden bağlıyor. Belki de şu sonsuz sayılı günlerimde artık huysuzluğu bırakıp sevecen biri olmayı isteyebilirim. Benim bu tavrım, tüm keskinliğim, hayatla savaşma yöntemim. Geçenlerde bir radyo programında aslında pek de bilge olduğunu düşünmediğim bir yaşıtım ‘hayatı sevmek kendini sevmekten geçer’ demişti. Bu söz beni öyle bir afallattı ki kafamın içindeki münakaşadan çıkıp programın geri kalanını dinleyememiştim. Program bitmiş, benim kafamın içinde -sanki çok da gerekliymiş gibi- beni yatağımda mışıl mışıl yatarken huzursuz eden, yastığımı yorganımı dikene çeviren bir sürü soru kalmıştı. O an sanki hiç değilmişim gibi daha da huysuz biri olduğuma yemin edebilirim. Kafamın içine atılan tek damla zehir tüm beynimi ele geçirdi. Nedir yani, ben bu yaşıma kadar 85 yıllık ömrümde en az 85 yıl kendimi sevmemiş miydim? Nasıl yani, kendimden bu kadar nefret ettiğim için mi hayata bu denli kafa tuttum? Aklıma akan her bi’ soru içimi titretiyordu. Sonra bi an zaman orda durdu ve sonra belki de sonsuz sayılı günlerimin sonuna kadar sakinleştim.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.