Bir Kitapsevere Sorulmaması Gerekenler

Bir Kitapsevere Sorulmaması Gerekenler
  • 13
    0
    0
    2
  •  

    Kitap okumanın ötekileştirildiği günümüz dünyasında kitapseverlerin maruz kaldığı öyle sorular var ki, sabır testi gibi; taş olsa çatlar. Kitapsever birey ise bu soruların karşısında, her seferinde yaşamını tekrar ve tekrar sorguluyor, sadece susuyor. Bence de, bazı açıklamalar yapmak böyle insanların karşısında yersiz, manasız. Çünkü onların içinde kök salmış olan cehaletle baş edemezsiniz, ne kadar kitap okumuş olursanız olun, yine de fark etmez. Bir oda dolusu kitabı okumaktan daha zordur onlarla savaşmak. İşte, bu yüzden de en iyi yanıt ‘’susmak’’ diyorum. 

    Kitaplara karşı hislerinizi anlayan insanların aşağıdaki örnekler gibi sorular sorması imkânsız gibi bir şeydir, bu nedenle size sorulan bu soruları değiştirmeniz mümkün olmasa bile o insanları başkalarıyla değiştirmeniz size her yönden daha iyi gelebilir. Doğrusu kitapseverlerin etrafında kalabalık bir insan ordusu göremeyiz. Hem kendilerinin hem de çevrelerinin sebep olduğu ‘’toplumdan soyutlanma’’ durumu yaşanır bir yerde. Okurken hatta kitabın içinde bir yerlerde kaybolurken insan o yalnızlığında derinlere çekilir. O inzivanın tadını alan kitapsever kişi topluma yakınlaşmak istediği her an bir adım daha uzaklaştığının farkında bile olmaz. 

     

    ‘’Yalnız olduğumda insan içine çıkmak istiyorum, insan içine çıktığımda yalnız olmak istiyorum.’’ 

    Sarsıntı – Thomas Bernhard /s. 148

     

    Belki bir zaman sonra yaşananları uzun uzun düşündüğünde aydınlanır. Tabii bu aydınlanma hiçbir yere götürmez onu. Gene benliğini kaplayan kitaplarıyla dolu o odada bulur kendini. Bu kez de kitaplarına daha çok gömülür. Geri dönüşü olmayan bir yol, ama güzel bir yol. Çok sıradan bulmama rağmen her yerde nokta atışı yapan bu cümle ise yaşanan durumu özetliyor: ‘’az insan, çok huzur.’’

     

    Okumada, dostluk âniden ilk saflığına götürülür. Kitaplarla nezaket olmaz. Akşamı bu dostlarla geçiriyorsak, bunu gerçekten arzu ettiğimiz içindir. En azından onlardan ancak üzüntüyle ayrılırız. Ve onları terk ettiğimiz zaman, dostluğu bozan ‘Bizim hakkımızda ne düşündüler acaba?’, ‘Düşüncesizlik etmedik ya?’, ‘Bizden hoşlandılar mı?’ gibi düşüncelerden hiçbiri olmadığı gibi bir başkası için unutulma korkusu da yoktur. Dostlukla ilgili tüm bu telaşlar okuma denen bu saf ve dingin dostluğun eşiğinde sona erer.

    Okuma Günleri – Marcel Proust /s. 69

     

    İnsanların çoğu ulaşamadığını küçümser, hor görür ve aşağılar. Soruların ana teması da bunlar zaten. Hatta ‘’iyi niyetli’’ görünenleri bile. Her şeye parasal bir gözle bakan insanlara kitap okurken yaşadığınız duyguları, düşünceleri anlatamazsınız. Anlatsanız bile sizi anlamayan bakışlarla karşılaşırsınız. Kitaplığınıza hayranlıkla bakarken onlar sizi küçümser, hadsizlikle dolu soruları sizi irrite eder sadece. 

     

    Hepsinden önemlisi de, bir millet, para kazanan bir yığın olarak devam edemez: Kitapları hor görerek, ilmi hor görerek, sanatı hor görerek, tabiatı hor görerek, merhamet duygusunu hor görerek, sadece ve sadece para kazanmak için gayret göstererek ve bütün bunların cezasını çekmeksizin, varlığını devam ettiremez.

    Susam ve Zambaklar – John Ruskin /s. 59

    Pahalıya mâl olan lüks yiyeceklere harcanan para ile kitaplara harcanan para birbiriyle karşılaştırıldığı zaman durum nedir? Beden için lüzumlu olan yiyeceklerden söz ediyormuşcasına kafa için lüzumlu olan yiyeceklerden söz ediyoruz: Şunu hemen söyleyeyim ki, iyi bir kitapta bitip tükenmek bilmeyen yiyecekler vardır; onda bedenimizin en mükemmel kısmını teşkil eden kafamız için hayat boyunca yetecek kadar yiyecek vardır; gene de birçok kimse, büyücek bir kalkan balığı için ödeyeceği parayı, en iyi kitaba yatırmadan önce, kitabı uzun uzun incelemeden edemez. 

    Susam ve Zambaklar – John Ruskin /s. 60 

     

    İŞTE O SORULAR!

    Not: Papatya çayınızı içtikten sonra okumaya başlamanız tavsiye edilir. :) 

     

    Bu Kitapların Hepsini Okudun Mu?

     

    Niye Bu Tür Kitaplar Okuyorsun?

    Şu Kitabını Okumak İçin Alabilir Miyim?: 

    Ödünç kitap vermek sorun değil fakat bu şekilde kitap isteyen insanların çoğu okuma alışkanlığına sahip değil ve uzun bir süre elinde süründürüp kitabı mahvedip geri vermeye tenezzül bile etmediğinde bu durum kitapseverlerin kırmızı çizgisi haline gelmiş bulunuyor artık. 

     

    Bu Kadar Kitaba Ne Kadar Harcadın?

     

    Korsan Alsan Daha Ucuz Olmaz Mı?

    Bir Kitaba Bu Kadar Para Verilir Mi?

     

    Ayda Ne Kadar Harcıyorsun Kitaplara?

     

    Bu Kitaptan Ne Anladın Sen Şimdi?

    Temizliği Zor Olmuyor Mu?

     

    Neden Dini Kitaplar Okumuyorsun? Okuduğun Kitapların Hepsi Boş.

     

    Hayatının Günlük Yoğunluğunda Kitaplara Vakit Harcamak Zaman Kaybı Değil Mi?

    Okuduğun Kitaplar Ne İşine Yarayacak?

     

    Kitaplarını Satabilsen Ne Kadar Eder?

     

    Şimdiye Kadar Kaç Kitap Okudun?

    Bu Kitabın Filmi Yok Muydu? Neden Okuyorsun Ki?

     

    Ya Bardak Altlığı Göremedim de Oradan Bir Kitap Verebilir Misin?

     

    Ne Buluyorsun Kitaplarda? Bizimle Sohbet Etmeye ve Dedikodu Yapmaya Gel.

    Eski Kitaplarını Okumadan Yeni Kitap Mı Alıyorsun?

     

    Aa, O Tuğla Gibi Kitabı Okudun Mu Gerçekten?

     

    Sıkılmıyor Musun?

    Daha Yararlı Kitaplar Okusan Olmaz Mı?

     

    Çocuk Kitabı Değil Mi O?

     

    Altı Üstü Bir Kitap, Niye Bu Kadar Değerli?

    Kitabın Sonunda Ne Oluyor?

     

    Bu Kitaplıktaki Kitapların Hepsi Farklı Mı?

     

    Neden Türk Edebiyatı Çok Az?

    Bu Kalın Kitabın Hepsini Okuyacak Mısın Şimdi?

     

    Ne Okuyorsun?

    Burada kitabın başlığını görmesine rağmen sorulması aslında demek istediğim. ''Yine boş bir işle meşgulsün yani'', amacını taşıyor bu soru. Soru sorarken üslup önemli. 

     

    Sana Bir Soru Sorayım O Zaman: Çok Okuyan Mı Bilir Yoksa Çok Gezen Mi?

    Yazar Mı Olacaksın Sanki? Bu Kadar Kitabı Ne Yapacaksın Ki?

     

    Kişisel Gelişim Okuyor Musun? Romanlardan Daha Çok Yararı Var İnsanlara.

     

    Bu Kadar Çok Okumayla Ne Oldun Ki? Uzaya Çıkmıştım Şimdiye Ben.

    Bütün Gün Kitap Mı Okuyorsun? Yoksa Bu Kadar Kitabı Nasıl Bitirebilirsin Ki?

     

    Neden Kitaplığın Yetersiz? Kitaplığın Kadar Kitap Al.

     

    Soruların geneli böyle. Özellikle edebiyat üzerine okumalar yapan kitapseverler bu tür sorulara daha çok maruz kalıyor. Boş bir eylem gözüyle bakıldığı için onlara göre bunların sorulması gayet normal. Sadece ödünç kitap olayına ve başka bir soruya daha tırnak açtım yukarıda. Diğer sorulara açıklama yapmayı gereksiz buldum. İnanın listeyi düzenlerken ruhuma kasvet çöktü, bir de açıklama yapmak istemedim. Doğrusu açıklamalar da yetersiz kalır bu sorulara. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda peki? ''Abartı var'', diyenler olabilir, bu soruları kendim dahil birçok kitapsever duydu maalesef. Keşke hiç sorulmamış olsaydı. Takipçisi olduğum forumda şu başlık altında yazılan soruları derleyip hazırladım bu içeriği, dilerseniz inceleyebilirsiniz :)

    Kayıp Rıhtım

     

    SEVGİLER, KİTAPLARINIZ BOL OLSUN... :) 

    Görseller: PEXELS


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.