DİL SÜRÇMELERİ

DİL SÜRÇMELERİ
  • 0
    0
    0
    0
  • Dildeki sürçmeler insanlık tarihinin tozlu sayfalarında kendisine yer bulmaktadır. Atasözleri, şiirlerde tezatlığı görünür kılmaya çalışan şairler, güldürülerde sürçmelerle rastlaşıyoruz. Bununla birlikte, söylemimizi somutlaştırmak için, Shakespeare’in eserlerini inceleyebiliriz. Otto Rank’in dikkat çekmesiyle, Shakespeare’in Venedik Taciri eserindeki şiirsel anlatımında sürçmenin yansımasını Portia’nın arzusunda görüyoruz. 
     
    İnsanı, yaşamında peşini bırakmayan sürçmeler, onu utanç, öfke veya gülünç kaynağı haline getirebilmektedir. Birçoğunun üstünde durmadığı, basitleştirdiği ve geçiştirdiği sürçmeleri Freud, psikanaliz çalışmasında disipline etmiş ve yaklaşımında ona önemli bir rolü üstlendirmiştir. Ona göre dil sürçmeleri, “Fehlleistungen” yani kusurlu eylemlerdir. Karşılaştığımız dil sürçmelerinin çoğunluğu bilinçdışında var olan düşünce, talep/istek veya arzunun sonucu olarak görünüm kazanır.  Arzular, yasaklanma gerçekliği karşısında bastırılır ve dildeki sürçmeler, yasaklananın ortaya çıkma çabasının tasavvurudur. Bu doğrultuda, Freud’un “Kirli düşünceler için olan insanların sıklıkla uyguladığı, sözcüklerin ve cümlelerin çarpıtılmasının, bozulmaya uğratılmasının tek bir sebebi vardır; bu kişilerin istediği tek şey, konuşulması yasak olan konulara değinmek için masum fırsatlardan yararlanmaktır” söylemi daha anlaşılır olmaktadır. 
     
    Yazının çerçevesini düşlerken, örnekler üzerinden daha canlı bir anlatım sağlayabileceğimde karar kıldım. Dolayısıyla, üstte kısaca bahsettiğim tanımlamayla birlikte Freud’un sürçmelere değindiği “Günlük Yaşamın Psikopatolojisi” eserinde başvurduğu örneklerle devam edeceğim.
     
    Kitabın beşinci bölümünde, “Dil Sürçmeleri” başlığı altında Freud, dildeki sürçmeleri kategorize ederek gerek başka kişilerin gerekse de kendi deneyimleriyle örneklendirdiği bir anlatım izler. Ben, onun getirdiği tanımlamalara burada değinerek yazının okunması zor hale getirmemesini yeğlediğimi belirtmiştim. Aşağıda Freud’un kitap içerisinde değindiği bazı sürçme örneklerini belirteceğim:
     
    Freud, dil sürçmelerinin oldukça bulaşıcı olduğunu düşünür. Bir seansının başında hastasının ona “bir cep çakısı gibi kapandım.” (…wie ein Tascnmesser). dediğinden bahseder. Hastası Taschenmesser yerine Tassenmescher demiştir. Hastanın bu hatasının ardından Freud, hata üstünde yoğunlaştığında hastasından “çünkü demin siz de (yanlış telaffuz ederek) Ernscht.” dediniz cevabını alır. Ve seans boyunca hastanın dil sürçmeleri yaşadığını aktarır. Seans sonrasında Freud, hastasının kendisini taklit etmediğini, bilinçaltında yaptığı hatanın sözcük anlamında değil, adsal olarak (ernst-ernest) yapılan bir bozukluktan geldiğine karar verir. 
     
    Durumu şöyle analiz etmektedir: “Sonradan salim kafayla düşündüğümde, kadın hastanın bilinçaltının hamilelik ve bundan korunma yollarıyla ilgili bir fikrin etkisi altında olduğuna karar verdim. “Bir cep çakısı gibi kapandım” sözüyle, bebeğin ana rahmindeki pozisyonunu kastetmişti. Benim karşıalrken sarf ettiğim “ernst” sözcüğüyse, hastama Kârntrterstresse’de faaliyet gösteren ve gebelikten korunma ürünleri satan S. Ernst adlı bir dükkânı hatırlatmıştı.”
     
    Diğer hastasının uzak geçmişe ait bir çocukluk anısını anlatırken, kendisini bir anda unutkanlık yumağında bulduğunu ifade eder. Hastası, ahlaksız ve şehvetli bir şekilde uzanan elin vücudunun hangi bölgesine dokunduğunu bir türlü hatırlamamaktadır. Bu olayın üstünden bir süre geçtikten sonra, kadın bir arkadaşını ziyarete gittiğinde yazlık evler hakkında konuşmuşlar. Arkadaşının evin nerede olduğu sorusuna karşılık “dağın eteğinde” (berglelne) diyeceğine “dağın kalçasında” (berglende) deyivermiştir. 
     
    Bireyin dil sürçmelerinde, içerisinde bulunduğu toplumsal, politik ve ekonomik daha geniş anlamında çevresel unsurlar da etkin olabilmektedir. Bununla ilgili Freud şöyle bir deneyimini paylaşıyor: “Asker oğlunuzun sınıfı ne?” diye sorduğum bir hanımefendi, 42.Topçu (Mörser) Bataryası’nda demek isterken 42. Katil (Mörder) Bataryası’nda diye cevapladı.”
     
    Örneklerle beslemeye çalıştığım yazıyı, birçok örneğe yer veremiyor olmanın burukluğuyla, okunma kolaylığı ve süresini de düşünerek sonlandırıyorum. 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.