Bir Ölüyle Yaşamak
Bilgiyi de biz yarattık, bilgeyi de, bilmeyi de. Ne gerektiyse güç elde edebilmeye, onu da biz bulduk. Onlar da iskeletler kurdu, gökyüzüne uçtu, gözlerini kapatıp dilekler tuttu. Bağırdım, bağırdın, bağırdık. Birbirimize bulandık. “İnsan”dedik milyarlarca kopyanın kopyasına, çizilmiş kaportanın boyasına. Sonra da unuttuk. Unuttuk. Bu bir nutuk, bütün unutanlara;
Haklıysam da bir çıplak kadar korkak.
Cevabı ben olan bütün sorulara tanık olmak,
Ya da mezarlık içinde bir umut aramak,
Bu, bir ölüyle yaşamak.
Bir beden ile bin beden farksız kalır,
Aynı masallarda büyüdüysek.
Sessizliğin yüksek sesi çürütecek kulaklarımı,
Bir Ölü var tam da sol yanımda.
Zihnimdeki muharebenin ardından gülümsüyor bana,
Bedenden ayrılıyor bir ölü daha.
Neyin uğruna çürüyüp giden bir ömür olduğu bütün keşişlere sorulsa da,
Onlar da konuşmuyor kendi aralarında.
Pişmanlık kutsuyor benlik yanılgısını,
Titrek eller ile yazılan bir kağıt parçasını.
Geçmişin kusması geleceğin umarsız kucaklaması…
Bir hayli zor oluyormuş bir ölüye bağlanması.
Unut,
Unut,
Unut.
Umut?
Unut.




Yorum Bırakın