MANTIK KALBİN AYNASIDIR

MANTIK KALBİN AYNASIDIR
  • 1
    0
    0
    1
  • Dikkat ettiniz mi? İnsanların hayat hikâyelerini dinlerken konuşmaların belli bölümlerinde şu cümleyi sıklıkla duyarız. Özellikle de sosyal ilişkilerinde " Artık mantığımla hareket ediyorum, bu zamana kadar kalbimle hareket ettim. Başıma gelmeyen şey kalmadı." Biraz aynayı kendimize çevirip maziye dönünce bu cümleyi hepimiz kurduk. 


    Düşündüğümüz gibi oldu mu cidden? Sevmek, nefret etmek, inanmak, vazgeçmek, güvenmek, kaybetmek... Kalbin meyvesi olan ama akılla elde edilip filizlenebilecek bir şey gibi olduğuna gerçekten de inanıyor musunuz? Hangi akıl ve mantıkla bir sevgiyi elde ettiniz? Elde ettiyseniz şuan hangi yaban ellerde sevginiz?


    Gelin bu lanetli cümleyi masaya yatıralım, yatıralım ki içini açıp hastalıklı ifadeyi görelim, görelim ki tedavi edelim ve doğruya dönelim.


    İnanın bana, hayat daha kolay hale gelecek, dinlemekten usandığımız kalbimize bir kez daha şans verecek, kullandığınız halde bilmediğiniz bir aleti gerçekte aslî işlevini öğrendiğinizde ki o aydınlanma hissini tekrar yaşayacaksınız.


    Bir çerçeve çizmek adına akıl ve kalp kelimelerini nelere dayandırarak bu ismi vermişler bakalım. 


    Akıl: nesneleri birbirine bağlamak

    Kalp: değiştirmek dönüştürmek


    Bazen çok karmaşık düşünüyoruz çünkü bu hayatın karmaşıklığı düşüncelerimize yansıyor ve hayatla uyum sağlamak için kendimize eziyetler ediyoruz. Basit düşünmenizi istiyorum.


    (Soba sıcaktır + ateş de sıcaktır)+ (elime ateşe değince yanmıştı) = (o halde sobaya değersem elim yanar.)


    Bilgileri ne güzel de bağladık. Biraz seviyeyi arttıralım. 


    (Her İnsan da kalp var)+(kalp ise sever)=( o halde her insan sever)


    Karar mekanizmamız, kıyas etmek organımız, düşünme melekemiz, tabiri caiz ise uslu durmamızı sağlayan şey.


    Kalbin gönlü yok mu? Elbette var. Ona da bir örnek verelim. 


    Herkes bu hayatta birine inanmıştır. Bu duygunun ilk günkü hâliyle son hâli arasında fark vardır. Çünkü eşyamızı, evladımızı, canımızı ya ona teslim etmiş ya da ondan sakınmışızdır. Bu iş her gün bir değişim ve dönüşüm halinde bize ulaşmıştır.


    Tamam da kardeşim her şey bundan mı ibaret? Bu iki haslet de bende var. Oyuncak değil ki, birini bırakıp diğerine geçeyim.


    Aslında bu iki şey bir uyum içerisinde işliyor. Herhangi bir eylemi seçin ve bu eylemi neden yaptığınızı kendinize sorup, cevaplarınıza bir kez daha neden diyerek devam edin. Sonunda vardığınız tek şey benliğiniz olacak, eğer oradan da geçebilirseniz... Kendinizi Keşfetmeyi bekliyorsunuz. (İleri bir zamanın konusu)


    Bu hayattaki mantıklı ya da mantıksız eylemlerimizin hepsi akıl süzgecinden geçirilmiş bir karardır. Bu kararlar da bir duyguya aittir. İlk varlığa çıkışı da hep kalptir.


    "Duvar meylettiği yere devrilir." Sözü basit ama bu bağlamda çok manidardır. Kalp iyi hallere meyil ederse aklın kararı bunları güzel eylemlere dönüştürmeye araç olur. Kalp isterse akıl yapar. Akıl bir şeyi isterse, tabir-i caizse gönülsüz yaparsa sonuçları hep hüsrandır.


    Artık yaptığımız seçimleri sorgularken, kararları uygularken bir kez daha düşünelim. "Hangi duyguyla bu kararı alıyorum? " diyerek dönüp bir kalbimize bakalım. İnsan olmamızı sağlayan bu organın farkında olalım. Olalım ki insanî karar alıp almadığımızı aklımızla kıyas edebilelim. Üzerine düşünülesi bir cümle ile sözlerini bitiriyorum.


    Belki de her akıl sahibi aslında kalp sahibi ise akıllıdır.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.