Delilik
Kalabalığın içinde bir hiç olmuşum ben, en büyük piç olduğumu zannederken. Egosantrik sosyal psişem ile çarpışıyor travmalarım. Kazanıyorlar ve ben kendime kaybediyorum. Ne bir akıl hastasıyım, ne de bir akıl doktoru. Ne kendimi severim ne de bir başkasını. İlacım gölgemden bir yudum almak olsa da, gölgem fazlasıyla büyük geliyor bana. Rüyalarımda yaşıyordum oysa. Rüyalarımda en umarsız deli, rüyalarımda en keyifli piç… Nedir bu yazanların kendileriyle dertleri? Hepsi de bir avuç deli.
Platon kovdu bizi devletten, umursamaz suretinden.
Şairler vardı oysa açlık içinde sürünen.
Gözün gördüğünü saklayanlara bir isyan,
Deliler salladı bayraklarını özgürce.
Otorite ve politika daha da bulandırdı suyu,
Kuruntu ile dolu bir bohça ile dipsiz bir kuyu, boğdular delileri.
Kimileri kaleminden kimileri ecelinden,
Deliler salladı bayraklarını özgürce.
Farkımız yansıtmıyordu gerçeği,
Kör olan bir nesile nasıl anlatılır ki gökyüzü.
Bir nesil ki, hepsi de roman karakteri,
Örtüşmüyor makyajları, örtüşmüyor yara izleri.
Deliler salları bayraklarını özgürce.
Yaktılar, yıktılar, tırmaladılar Delileri.
Fark etmeden kendi Deliliklerini.
Hepsi de öteki, öteki, öteki.
Deliler salladı bayraklarını özgürce.
Zamansız, makamsız ve mekansızların çöplüğü,
İçlerinde pislikten kalemler sözlüğü.
Belki aynadaki safir değerinde değildir de,
Dünya’yı yakacak kadar güçlüdür Delilerin gözlüğü.
Deliler,
Onlar sallar bayraklarını özgürce!
Ait olmakta problem vardır aslında, mühim olan ait olamamaktır. Aitsizlik zarar veremez. Aitsizlik gözleri köreltmez şaşaalı duvarları kırarak. Modern insan delirmiştir, ama Deli değil. Modern insan delinmiştir, ama bir Deli kadar değil. Modern insan körelmiştir; lakin bir Deli’nin kalemi, jilet kadar keskin.
insan ait olmalı olması gerektiği yere :)