Mit, Istırap ve Günah

Mit, Istırap ve Günah
  • 0
    0
    0
    0

  • Mitoloji, insanlığın en büyük değer ve miraslarından birisidir. Bazı kesimler tarafından küçük görülen bu olgu ,aslında insanlığın gelişiminde ki en büyük payın sahibidir. Mitler çocuk masalı değil, aksine insanın kurgusal dünyasının  dinamiğidir, insanlar ise dünyayı kurgularla donatırlar. Bunlar Dinler, toplumlar, hukuklar, devletler ve kültürler olarak örneklenebilir. Peki bunca kurgu arasında mitleri nereye koymamız gerekir, tabi ki kurgunun başlangıcına yani kurgunun özüne. Mitler insan hayal gücünün en büyük şaheseridir. Bu bizler mağaralarda kemik dişlerken de böyleydi, plazalarda kahve yudumlarken de. Her şey özünde mittir desek pekte yanlış olmaz muhtemelen, dinler ve hatta şirketler bile özünde mitten ibarettir. Çünkü insanoğlunun birlikte yaşayabilmesi için mite ihtiyacı vardır, yani inanca. İlkel çağlarda ki en zeki varlıklar bizler değildik, en yırtıcıları veya güçlüleri de bizler değildik, ama ortak bir inanca sahip olanlar tek bizdik. Bu inanç ister Zeus'a, ister Kibele'ye, isterse Budaya ait olabilir. İnsanoğlunun elinde ki en büyük kozu her zaman inancı olmuştur. İnanç deyince aklımıza ilk olarak dinler gelir tabi ki ama inanç bir hukuka, bir futbol takımın veya bir ekonomik düzene karşı olabildiği gibi devletin varlığına aitte olabilir ve bu inançlar hala devam edebilmemizin temel nedenidir. İnananı olmayan bir dün düşünelim, vatandaşı olmayan bir devlet düşünelim veya taraftarı olmayan bir takım, sonuç hiçliktir.


    Mit 'siz bir dünya yıkımı getirir, her mit iyi midir peki? Hayır. Bazı bilginlerinde mitleri kontrol etmesi gerekmektedir. Sözüm ona bir insan mitlerin ne kadar farkındaysa onu o kadar iyi kontrol eder. Bilen insan yöneten insandır, bilen insan yönetmesi gereken insandır. Lenin'i veya Konfüçyüs'ü ele alalım, bazı kurguların ve mitlerin farkında olup bunları yöneten bu insanlar, halklarını ve taraftarlarını kendi kurgularına inandırmış, onları yönetmiştir. Hitlerin üstün ırkına inanmayan bir Almanya, 2. Dünya savaşına sebep olabilir miydi? Musa'ya inanmayan İsrail Oğulları onu her yerde takip eder miydi? iş özünde mitin dünyayı şekillendirmesine kadar gidiyor. Peki Platon ve Sokrates gibi düşünürler mitlerin ve inançların karşısındaydı? İdeal düzen denen kendi kurguları peşinden koşan bu insanların amaçları neydi? Bu düşünürlerin aslında oldukça saf bir düşüncesi vardı, Kaosa engel olmak. İnsanoğlu inancı ile gelişmiştir evet, peki inanç ile yok ettikleri? Bugün bir şirket düşünelim, altında binlerce çalışanı, hissedarları ve bir yöneticisi olsun, kurucusu ölse dahi devam eder değil mi? bunca şeye sahip olan bu kurgusal kişilik aynı zamanda rakiplere ve düşmanlara da sahiptir. Bu düşmanları yok etmek içinse çalışanından, hissedarına herkes mükemmel bir gayret gösterir. Tek amaç pazarın tek sahibi olmaktır. Dinlerde böyle değil midir? bir peygambere, inananlara ve müritlere sahiptir. Temel amaç ise inancı yaymaktır. Mitleri bilmek önemlidir, mitler bizi korur, mitler farkındalığımızı çoğaltır. Farkında olmak, bizi bulunduğumuz toplumun üst zümrelerine çıkartır. Mitler önemlidir çünkü, hayatın kendisidir.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.