İYİ ve KÖTÜ

İYİ ve KÖTÜ
  • 3
    0
    0
    0
  • İnsanoğlu çok anlaşılır, anlaşılmaz olması ise çok garip olurdu. Anlamlandırılamayan davranış ise genelde beklentiyi karşılamayan bir davranıştır. İnsanlar neden kötüyü seçer veya insanlar neden rezilliği çeker gibi sorular sormak ise tamamen saçmalıktır. İnsanoğlunun kötü veya iyi gibi irrasyonel ve yapay bir şeyden medet umması bunun üzerine çıkarımlar yapıp bu davranışı beklenilen yapması, hayata ne kadar ütopik ve fantastik baktığının bir göstergesidir. İyi ve kötü siyasi görüş gibidir, kişiden kişiye değişir. Benim iyim özgürlükten yanayken bir başkası itaat ve baskıyı kendi yararına bulup iyi gösterebilir. Bunu tarihi bir pencereden izleyecek olursak, son iki yüzyıl hariç, toplumlar genel olarak baskı ve itaati daha iyi görmektedir. Özgürlük, hümanizm gibi kavramlar oldukça yeni ve olgunlaşmamıştır (Kökenleri Antik Yunanlılara dayansa dahi). İnsanoğlu beş bin yıllık tarihinde her zaman itaate yönelmiştir. İnsanoğlunu anlamak garip değildir, absürt olan anlamamaktır. İnsanoğlu zayıftır, her zamanda güçlüye itaat eder.

    İyi insanlar genellikle üzülen tarafta kalırlar, çünkü iyilik bir başkasından beklenti içerir. Dürüstlük veya yüreklilik, iyi insan olmanın temelini oluşturmaz. Beklentisi yüksek olan insanlar, başkalarına iyilik yaptıklarında aynı karşılığı bekleyebilirler, bu da zaman zaman hüsranla sonuçlanabilir. Bana iyilik yapan birine aynı şekilde karşılık vermek zorunda olmamak, onun iyiliğini karşılıksız bırakmak anlamına gelmez. Ben kendi varoluşumu onun beklentileri üzerine inşa etmedim, bu nedenle onun beklentilerini karşılamak benim için bir yükümlülük değildir.

    Dostoyevski'nin ifade ettiği gibi, eylemlerimizin ahlakiliğini belirleyen toplum, iyilik ve kötülüğü özetleyen etik kurallar konusunda önemli bir rol oynar. İnsanlar kendi oluşturdukları kurgusal ahlak ve normlar arasında hızlıca geçiş yapabilirler, bu da kutsallık atfettikleri değerleri başka bir grup önünde terk etmelerine neden olabilir. Ancak, sıkıca bağlandığımız etikler bizi bağlayamadığında, onlara kutsallık yüklemenin anlamı sorgulanabilir. Dini kurallar, toplumsal normlar ve adetler zamanla değiştiğinde, bu eski kurguların yıkıcı olması durumunda, onları terk etmek ve yeni kurallar belirlemek önemlidir.

    Toplumsal iyi veya kötü, bizim iyiliğimiz veya kötülüğümüzle kesiştiği kadarıyla kabul edilebilirdir. Doğayı kirletmeme sebebimiz, temelinde sadece doğanın iyiliğini düşünmemiz değil, aynı zamanda kendi iyiliğimizi de düşünmemizden kaynaklanır. Dinler, devletler ve hatta kültürlerin de normlarında, toplumsal sözleşmeden kaynaklı bir çıkar birlikteliği vardır. Bir topluluğa katılmamızın ve o topluluğu takip etmemizin temel nedeni, kendi iyiliğimizdendir. Topluluğumuzun birlikteliğini veya üyelerin çıkarlarını tehlikeye atan şeyler ise kötüdür.



    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.