SARI ETEKLİ AĞAÇ

SARI ETEKLİ AĞAÇ
  • 1
    0
    0
    1
  • Yolu olmayanların yolu olmuş bir yol biliyorum. Kimsesizler kervanının geçtiği bir yoldur burası. Nice gönül mahkemeleri kurulur, niceleri yargılanır. Beraat edenlerinden, hüküm giyenlerine kadar...


    Yol hep aynı olsa bile muhtevası hep değişir. Bir kaç satır acımtırak şiir,  bir kaç parça sonbahar sarısı şarkı, üç beş melankolik kelam, belki bir sanat filmi kadar siyah beyaz fotoğraf...

     

    Her yol bir davetle açılır. İlk söz icabet edenindir. Zamansız kurallar koyar bu yollar. Kimin kalbi konuşursa onu dinler ayaklar. Neşeler ve hüzünler serpilir tozlu yollara.


    Güneşler bir hüzünle batar lakin yollarda gün, hep yürürken yeniden doğar. Ardında bıraktıklarını bir ağaç altına iliştiriverirsin. Onca kuru ağacın arasında elbet bir emanetçi bulursun. O emanetçilerin belki o fotoğrafta bir karesi bile vardır. 


    Sen yolları yürüdükçe "ardımda bıraktım artık." dersin. O sırada nazlanası tutan emanetçilerin aslında tek bir dileği vardır. unutulmamak... ayakkabılarına giren irili ufaklı minik taş parçalarında, ismini bilsen de hala çoraplarına yapışmaya devam eden şeylerde, üstüne yağmurda sinen ormanın kokusunda, parmağına bulaşan yaprakların yeşilinde, ellerine bıraktığı minik çiziklerde saklar kendini. 


    Ben, bendekini teslim alacak sarı etekleri olan bir ağaç tanıdım. Dertleri, gelmeyecekleri, belirsizlikleri... onlarcasını pek çok ağaca söylerken sahipsiz zannederdim.


    Artık eminim. Derdini sahiplenen o ağacı bulmak, ümitlerini yeşerten olmak, sen kış da kalmışken sana yazı hatırlatmak.


    Sen kalın montları giyinip gidersin; o sana sapsarı eteklerini savurarak seslenir. Sanırım, bahar gibidir hayat ya da hayat gibidir bahar.



    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.