kaçmaktan yoruldum.
bir geçmişimin olmamasından,
gittiğim her yere sırtımda yükümle varmaktan,
hayatın benden açılan penceresini asla aralayamamaktan,
yolda yürürken fark etmeden ezdiğim karıncaları düşünmekten yoruldum.
başkaları için basit olan günlerin benim için karmakarışık olmasından,
bir gün severim diye aldığım balığımın bir türlü ölmemesinden yoruldum.
hayatın ben bakarken akmamasından,
insanların beni beklemeden sevmeyi keşfetmesinden,
bir gün güneş açarsa diye aldığım güneş gözlüğünün burnumu yara yapmasından
kendimi yalnızlığa ikna etmişken bir umut duymaktan
attığım son adım rayların üzerine olacak diye korkarken kendimi çiçek bahçesinde bulmaktan
yağmurlu günlerin gerçekten bunaltıcı olmamasından yoruldum.
kendimi ikna etmiştim ölmek kolaydı.
o anın geleceğini düşünmekti tek korkutucu olan.
ben beklemekten yoruldum.
yoldan geçen herhangi biri olabilirdi dünyada en çok sevdiğim kişi.
bir zamanlar yabancı olan herkes gibi adım adım tanıyabilirdim.
ben de sevmeyi keşfedebilirdim.
yalnız olmayı acınası bulmaktan yoruldum.
güzel sözlerin de üzdüğünü,
mutlu hissetmenin bir an olduğunu,
uyumadan önce kurulan hayallerin rüyalar kadar masum olduğunu,
birini özlemenin yıpratıcı, hayallerini özlemenin yıkıcı olduğunu bilmeden yaşardım.
kaybetmenin güçsüz olmak,
kazanmanın yeniden ayağa kalkmak olduğunu
her gün uyanmanın her gün uyumak kadar
bir yudum suyun bir okyanus kadar
bir kere gülümseyerek geçen bir günün
hiç ağlamadan geçen bir ömür kadar değerli olduğunu sil baştan keşfederdim.
hiçbir şey hissetmeden yaşamanın bütün duyguları tüketmek kadar ağır geldiğini,
bildiğim bütün doğruların yanlış olduğunu,
savunmak istediğim bir inanç sistemim olmadan,
nefes almanın ayrıcalığını farkında
bir sonraki mutlu anının inşasıyla huzurlu,
belki sadece var olmayı tercih eden öylesine biri olmayla başlasam,
kendimi kaybetmeden önce kendimi tanımayı seçsem,
yorgun olmanın sonuçlarını değil sebeplerini görüp mutlu olabilirdim.
ben sadece yorgunum.
neden yorulduğunu sormayı unutmuş,
nasıl yorulduğunu anlayamamış,
kimseyi sevememekten muzdarip,
kimsenin onu sevmemesiyle yakınan
belki mutlu bir an için sonsuza kadar bekleyecek
belki yarın bütün bunları unutup yeniden yorgun hissedecek
ama kaçmaya devam edecek
kendine kendi aynasından bakmaya asla cesaret edemeyecek
gecenin bir yarısında çalan bir telefon için heyecanlanmadan solup giden bir kalp atışı olarak kalacağım.
yorgun olmanın ayrıcalık
mutlu olmanın sürgün olduğu bir dünyada
bu dünyadakilerin bütün ayrıcalıklı duygularının sahibi olmanın hayaliyle
yorgun ve yalnız uykuya dalacağım
yakalanmaktan korktuğum duygularımdan kaçarken
adını bilmediğim bir şarkı eşlik edecek uykuma ve ben yorgunluğuma ara vereceğim.
Yorum Bırakın