sınırlandırmalar olmadan, bir sıfata sığdırmadan...
neydi, neyindi, nedendi?
eceli hissetmek mümkün değil der miydik, yoksa son gelmeden evvel üfler miydi uzaklarımdan usulca? benliğimin mi yoksa beynimin mi yitişini ilan ederdi susarken..
sesimin tınısı kaymış, korkularımsa sızmış. bir tahta üzerine kazınmışça körelmiş zikrim. özünü yitirmekten mahrum, süregelen acıya aç.
kapını arala, birkaç yargı sunacağım sana. gözlerim yetmezken ellerimi açacağım sana yalvarırcasına,
'gelsin, gelsin, gelsin.'
bir yokluğa mı haykırırdım, yokluk sandığımda yeşerir miydim? benliğimi katında yitirmekten şeref duyar mıydım?
sustum.
hatırlarca, satırlarca, yatırlarca..
ilişmedin, göremedim.
halbuki görmem gerekirdi, görmekten ziyade bilmem gerekirdi. bilmeden de yalvarırım sana, bir gece ansızın çek al isterim. senden başkası duyamaz sesimi, sen çekip al beni yalvarırım. acizliğime, korkularıma yenik düşerim, bilhassa yalnızlığıma.
sen varken yalnız kalmak istemem, karanlığımda yitmek istemem.
ben ki hissimden öte seni bileceğim, sen de lütfen beni sev.
sev ki bir değer kazanayım...
Yorum Bırakın