Dengesizdim,
Günün en geç saatlerinin düşünceleri gibi,
Biriydim,
Uçan kaçan şehirler içinde trafik lambası.
Sorgularım, düşünürüm, bazen eyleme dökerim. Fakat bunlardan daha önemli bir şey olmalı bende, bana ait ve benimle birlikte doğan. Var olmak, ortaya şiir çıkarmak ya da rüzgarı hissetmek. Kelimeler saçılıyor olmalı zihnimde düşüncelerden bağımsız. Düşünceler merdivendir, kelimeler koşu pisti. Gökyüzüne varmak düşüncedir, koşmak kelimeler. Ya da baş döndüren hikayeler ve nasihatler içinde düşünmek. Faydası var mı bilmem bu sorunun ama insanlık neden güneş gözlüğü icat etti? Bilmiyorum. Ya da neden merak etti nereden geldiğini? Bilmiyorum. Bildiğim bir şey var olmak mıdır? Bilmiyorum. Bazen birkaç kelime oluyorum insanlara bazen koskoca bir yürek bazense soğukkanlı bir katil fakat bunca kimliğimin arasında ben kimim? Bilmiyorum. En sevdiğim şarkıya koşarken içimde yaşanan kıpraşmalar mı tanımlar beni? Yoksa sansür koyduğum cümlelerim mi?. Aslında pek de önemi yok bu soruların ve ardından cevapların, bu sorular insanlığın ilk icadı olduğuna eminim, erken başlıyoruz hayata daha şarkı yapmak için çok erken, koşmak için de, aşk içinde. Şimdi kafamda onlarca ses bir o yana bir bu yana orada atış serbest, ama burada kafasına silah dayalı bir kızı kurtarıyorum. Sanırsam sonu yok bu koşuşların ben dur diyene kadar, ve ben dur demeyi bilmiyorum. yani sonu yok demek oluyor bu, ama biliyorum sonu olmasını istiyorum ama dur diyemiyorum yapamıyorum. Sadece bir şarkı eşliğinde yazmak istiyorum, bir de araya ufak tefek noktalama işaretleri atmak. Atmak tutmak, zıplamak coşmak keyfe keder gülmek ah dünya ah! çok şey istemiyorum senden, sadece bir şeyleri hissetmek istiyorum en derinimde, hiçbir sorunun cevabını bilemezken bile. Ya da tek şey istiyorum, her aynaya bakışımda aynı yüzü görmek. aynı insanları tanımak ve sevmek, bir ömür, muhafaza etmek.
Tek tek çalıyor komşularımın kapıları.
Sıra bende.
Hissediyorum.
Beklenen an yakındır!
Yorum Bırakın