Dizinin dördüncü kitabı şu ana kadar okuduklarım arasında en iyisiydi. Bu dizi içinde baz aldım tabii ki. Bir polisiye eserinden çok sosyolojik bir inceleme okudum sanki. Ortada işlenen bir suç, iki kurban, belirsiz katil, saçı başı dağınık bir dedektif çerçevesinde ilerleyen kurgunun iç yüzü aslında bu kadar basit değil.
Bazen ağır okumalarımın sonrasına bir polisiye dozu atıyorum; belki bu türü hafife aldığımdan dolayı böyle yapıyorumdur, emin değilim. Katili öğrenme merakıma yenik düşerek, sayfaları hızla çevirirken kafam dağılıyor. Fakat polisiye edebiyatı okurken insanları suça iten nedenler ve sonuçlar üzerine de bir şeyler okuruz. Genellikle aile içindeki sıkıntılara ve geçmişe dayanan travmatik durumlara rastlarız. Honcin Cinayetleri’nde bu düşünce ilmek ilmek dokunuyor aklımıza. Tabii ki kafamızı dağıtalım ama bu gerçeklerden kaçmadan, bunları içselleştirip üzerinde düşünerek yapalım bunu.
Japon klasikleri okumayı çok severim. Japon klasikleri dizisi sayesinde bir sürü mükemmel yazarla ve tabii ki de iyi edebiyat ürünleriyle tanıştım. Japonların kalemi genelde belirsizlik hissiyatı ve muğlaklık üzerine kurulu. Ve bu kalemlerini polisiye ile gerilime adamışlarsa insan elinden bırakamadan okuyor. O hissiyatın ve karmaşıklığın içinde kaybolmaktan çekinmiyorsunuz belli bir sayfadan sonra. Honcin Cinayetleri de böyleydi işte.
Seişi Yokomizo'nun kalemine bayılmamın bir başka nedeni ise Edogawa Rampo'nun çağdaşı olması ve onun tavsiyesiyle Tokyo'ya gelip yazma serüvenine adım atması olabilir. Japon yazarların birbirleriyle olan etkileşimleri çok hoşuma gidiyor. Yazdıkları türe olan bağlılıkları nedeniyle, el birliği yapmışçasına o türü ve anlatımı ayakta tutmaya çalışıyorlar, ve çok haklı bir eylem... İkinci Dünya Savaşı ve modernleşmeyle gelen yenilikler, edebiyatlarına sıkı sıkıya tutunmalarına yol açmış gibi.
Bir düğün gecesinde işlenen cinayetlerin öncesinde başlıyor her şey. 1937 yılının kış aylarında Okamura köyündeyiz. Köyde zengin ve köklü bir aile var; İçiyanagi ailesi… Olaylar bu aile içinde meydana geliyor.
Düğünün yaklaştığı günlerde uğursuz, gizemli, pasaklı giyimli bir adamın çevrede dolaştığı söylentisi de ekleniyor dedikodulara. Köylerde dedikodu çok olur, özellikle köylerde yaşayan zengin aileler ve toprak sahipleri hakkında. Evin bir de kedisi var, ailenin en küçük üyesine ait bu kedinin olaylarla ne ilgisi var diye sormayın, ben çok şaşırmıştım. :)
Bütün insanların gözü bu ailenin üzerindeyken işlerin yolunda gitmesi mucize olur sanki... Sizce düğün sorunsuz bir şekilde gerçekleşecek ve herkes rahat bir uykuya dalabilecek midir?
Japonların geleneksel tutumlarını gözler önüne seren bir kitaptı. Polisiye okurken toplumun analizini okumak da güzel bir taraftan. Modernleşmeye doğru yavaş adımlarla ilerleyen ülkede bir şeyler değişmek üzeredir. Köklü aileler, aristokratlar, feodal düzen içinde yaşayan toprak sahipleri gibi ‘’zengin’’ ailelerin sonu çok uzakta değildir. Toplum bireyselleşme feryatları içinde kıvranırken bu ailelerde yetişen çocuklar, kadın- erkek ilişkileri; hala geçmişin izleriyle, geleneksel davranış ve eylemlerin diri tutulmaya çalıştığı durumlarla devam ediyor. Bu etkenler ise olayların yaşandığı aileye farklı bir bakışla bakmamızı sağlıyor. Yokomizo da bu bakış açısını muhteşem bir üslupla sunuyor bizlere; anlatım tarzı oldukça akıcı ve renkli. Karanlık bir atmosferde, bu renkleri korumaya çalışan dili, karakterlerin bolluğu ve her birinin öyküsü, olay örgüsünün gizemli boyutunu son sayfalara dek devam ettirmesi ve daha birçok şey bana apayrı bir okuma lezzeti verdi.
Çevirmenin önsözünü mutlaka okumalısınız, çünkü yazar ve eserleri hakkında değerli bilgilere parmak basıyor Alper Kaan Bilir. Yokomizo’nun kalemi, bu tip ailelerden- zengin, aristokrat, toprak sahipleri gibi- besleniyor. Ailelerin yaşayışlarındaki kırılma noktalarını, travmaları ve dramları birleştirerek özgün dedektif eserleri ortaya çıkarıyor. Yazardan okuduğum tek kitap olmasına rağmen çok sevdim. Diğer kitaplarının da dilimize çevrilmesini bekliyorum heyecanla.
Her okuru alıp götürebilecek bir eser. Kafa dağıtırken bile insana bir şeyler katan edebiyat dilini göklere çıkarmak için daha neler yazarım neler, şimdilik sadece sizlere önermekle yetiniyorum.
Kaynak
Yokomizo, Seişi. Honcin Cinayetleri. Çev. Alper Kaan Bilir. İstanbul: İthaki Yayınları, 2024
Yorum Bırakın