yavanlığın tanımı dahi bu kadar yavan değildi zihnimde.
cambazın kopmuş ipi boynuma dolanmış, seyircilerine göz kırpıyor. bir düzine soytarı, zihnim pelte huzurunda. benim miydi suç? ben miydim suçlu? suç muydum?
haykır bir geceliğine gerçekliğimi, kır yurdumda o bibloları. sahici farz ettiğim derin yırtıklarımı aşar da aşar, isabetini esirgemez yalnızca gölgesinde. göğsümde parçalarım keskinliğini, bir koz kalmaz elimde. tasvirini acıyla nitelendirmek bir safsata olurdu, mertlikle açıyorum gerçekliği. beraberinde helak edilmiş o suni huzurum saplanır kirli ruhuna, öyle keser ki nefesini...
sen bir kuklam dahi olamazsın.
iplerin tenime değse titrer sızım, uzunca bir metraj ben sana dokunamazken bekler beni. öcüme dahi düşkün olamamak benliğimin ferişte olmasından değil ya, acizliğinden...
bilhassa noksanlığından.
infialim şahsıma mı, şahsına mı yoksa şahsa mı? susmak bilir mi susuzluğum, acımasızlığın suyunda boğulmaya terk eder mi nefsimi?
Yorum Bırakın