Sabah ezanı okunuyor
Gün doğmak ve doğmamak arasında kararsız
Alarm sesi kulağımı tırmalıyor
Göz kapaklarım kepenk açmak istemiyor bugün
Pencereden hafif bir esinti geliyor
Uykumun en tatlı saati gelmiş, belli
Odadaki sigara dumanı kolon ve kiriş arasına süzülüyor
Güneş, çin işkencesi gibi, ince ince dalıyor odama
Önce güneş spektrumu duvara soyut bir kompozisyon çiziyor
Sonra fotonlar bedenimi deliyor, içimdeki boşluk yetmezmiş gibi
Yine sabah oluyor, yeni bir gün başlıyor ve ben uykuya ölü kalıyorum
Durakta otobüs bekleyenler
İşe giderken ayakları geri gidenler
Eve ekmek götürmek zorunda olan proleterler
Patron zengin etmek için kentkart dolduranlar
Asgari ücrete tamah etmek zorunda kalanlar…
Beni mazur görün
Ben bu sabah da uykuya ölü kalıyorum
Kaleminize sağlık, çok hoş bir şiir.