Birinden Gitmek

Birinden Gitmek
  • 2
    0
    1
    1
  • Gittiğin yerde kalmak da var. Olmadığın bir yerde varmış gibi gözükmek... Kendi kendine yapar insan bunu. Aklın, kalbin artık o insanda değil, bunu sen de biliyorsun. O sana zaten hiç uğramadı. Ah, bunu da biliyorsun oysa. İnsan ne garip. Duygular ne kadar da karmaşık. Gerçeklik buz gibi karşındayken bile hep onlar galip geliyor. Bir şekilde hep yeniliyorsun. 

    İnsan nerede olmak ister en çok? Nereye varmak ister? Ne zaman anlar her şeye gücünün yetmeyeceğini? Aşkın ve şefkatin bir arada olamadığını kabullenmek neden zor gelir bu kadar?

    Öyle bir hissizliğe varmışsındır ki yılların sonunda, tek damla gözyaşı dökemezsin. Biraz ağlasan geçecek, derin bir soluk alabilecekmişsin gibidir halbuki. Ama olmaz. Çünkü zaten çoktan terk ettiğin bir aşkın, enkazının bile yerinde yellerin estiğini görmek sadece yutkundurur seni. Üstünden yıllar, şehirler, başka başka aşklar, bambaşka hikayeler geçmiştir zaten. Dönüp dolaşıp niye buraya geldim ki diye sormak faydasız. Çünkü cevabı yok. Bir zamanların saf ve masum duygularını, eski kendinden tamamlayamadığın bi parçayı bulup yerine koymak istiyorsundur belki. O ise yıllar evvel bıraktığın yerde, kendi açmazlarının içinde debelenip duruyordur. Üzülürsün. Yine kendini bırakıp en çok ona üzülürsün. 

    Kadınlar böyledir. İyi olmak ister. İyileştirmek ister. Zannederiz ki; sözlerimiz hep eksiktir. O yüzden hep daha fazlasını anlatmak isteriz. Sanarız ki; bir şeyleri tamamlarsak, "doğru olanı(!)" yaparsak başka bir yol açarız karşımızdakine. Ne yanılgı.. O bizim gösterdiğimiz, ikna etmeye çalıştığımız yolu bilmiyor mu sanki...

    Kapkaranlık bir sokak, yüzüne yüzüne vuran rüzgar... Bir sigara yakarsın, dağılan saçlarını düzeltmekle de uğraşmayı bırakıp sadece elindeki sigaradan bir nefes çekersin içine. Hayatın en çaresiz anlarından biri olabilir bu. Artık aşk bir yana, sevginin bile zerresinin kalmadığı birinden gitmek bile nasıl bu kadar zor olabiliyor? Onca yıl gerçekten nasıl olup da göz açıp kapayıncaya dek geçip gitmiş olabiliyor? Her şeyi anladığını, çok şeyle savaşmayı bırakıp hayata teslim olmanın sana neler getirdiğini görmüşken, bu teslimiyet sana neredeyse masalsı an'lar, anılar hediye etmişken, neden döndün yine başladığın yere? Kendi karanlığında çırpınan birine neden yeniliyorsun yine? Biliyorsun değil mi? Bu yenilginin tek muhatabı sensin. Kendinsin. Tanrılar tarafından "yararsız ve umutsuz çabadan daha korkunç bir ceza yoktur" denilerek o çabaya mahkum edilen sisifos gibi, insan da bile isteye mahkum ediyor kendini tüketip bitirdiği bir duyguya. Belki de yeniden ayağa kalkabilmek için, tekrar düşmek gerektiğine karar vermişsindir. Yoksa ayaklarının geri geri gittiği bir yere yeniden varmanın başka ne sebebi olabilir ki?

    Yorumlar (1)
    • DUYGUDA-DÜŞÜNCEDE, DUYUMDA-HİSTE kalbin notalarına dokunan yazınsal bir değer olmuş. Sevgi (!) her derinliğinde farklı bir güzellik olabilir. Aynı derinlikte olanlar, yalnızca birbirinin denizinde yüzebilirler. 'BULDUYSAN, KAYBETME' ve 'BEKLEME, GELMEYECEK' Gelmeyecek olan kim..!? Ne..!? en iyi sen bilirsin..!! Ben sana sadece gelmeyeceğini bildiriyorum.. Tarih boyunca gelmemiş..!! Aşk, Mutluluk, kendi kendine gelmez..!! Sorunlar kendi kendine çözülmez..!! Bazen uzun ve yorucu bir süreç gerektirir..! Ne diyordu şair ; '' suya düştüğün için değil, sudan çıkamadığın için boğulursun..! kimsenin sana halat atacağı yok.. Yani Bekleme.. gelmeyecek..!! Bu yazınızla nice düşüncelere daldım, teşekkür ederim.

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.