Hayatıma tesir eden nice tohumlar:
Kendime dost bildiğim şarkılar, kitaplar, insanlar, düşünceler ve duygular
Her biri zihnimde sarmaşıktan taht kurdular.
Salındı sarmaşık, benliğimin duvarlarına.
Şimdi dost olma zamanı aynalarla.
Târumar hayatım, duygularım ve benliğim,
Geleceğin müphem çizgisindeki yolum;
Karanlıkta mı, aydınlıkta mıdır bundan sonra?
Münferit bir yarasa gibi
Veya hırçın derenin içindeki
Ayyaş ve aidiyetsiz bir dal parçası gibi
Bu sefer aidiyetlik hissedecek mi benliğim bu köhne dünyada?
Ne bir tapınma, ne sanat, ne dostluk, ne sevgi, ne de bilgi;
Yeter mi bunlardan biri, içimdeki evreni doldurmaya?
Ne aydın kılacaksa bir zihni
Bundan böyle hazırım onu yapmaya amansız bir heyecan ve merakla.
Şimdi konuş benimle, ey dünya!
Ağır ağır, korku dolu bir merakla yürüyorum geleceğine.
Melankolik, pesimist ve romantik doğan hasletimle
Ömrümün geri kalanında kavuşacak mıyım neşen ile
Yoksa neşen ve aydınlık yüzünle tanışmadan
Yok olup gidecek miyim toprağından?
Göz kapaklarım dilhunlar içinde dünyaya kapanmak isterken;
Karşı koyamıyor insan, nankör doğanın verdiği umuda.
Çünkü her şeye rağmen yaşama isteğidir her canlıda olan.
Şimdi on sekizime geldim. Geride kalan ömrümü çiçekli anılar diyarına uğurlarken,
Hazırlanıyorum gerçek dünyanın gerçek karanlığına ve kanlı tiyatrosuna.
Çünkü bir trajedi sahnesinden başka nedir ki bu hayat denen tiyatro oyunu?
Bu şiir size mi ait..!? “Yaş On Sekiz! Ergenliğin Yarısı Eder…” -Rümeysa Akgül Hanımefendi’nin yazısının ilk dörtlüğünün değiştirilip birebir aynısıdır. Atıfsız, kaynaksız, sizlere aitmiş gibi yayımlamak, intihal değil de nedir..!? Bu davranışınızla diğer yazılarınızın, sizlere aidiyeti bütünüyle tartışmalıdır. Öte yandan platform yöneticilerinin ilgisiz ve yazarları incelemeden, popülerlikleriyle, paylaşımları öne çıkardığı; şüphe götürmez bir gerçektir. Çok yazık..