Romanın en güçlü yanı şüphesiz ki kadın karakterlerin içindeki dayanışma duygusudur. Fakir Baykurt, toplumda boyun eğmeye zorlanan kadınlar için tek kurtuluş yolunun ilhamını verir bize. Köy yaşamını ayrıntılarıyla işlerken, bireylerin toplumsal değişim içinde nasıl bir rol oynayabileceklerini göstererek özellikle kadınların dayanışması ve özgürlük mücadelesi açısından, onlarca yıl sonra bile okurlara ilham vermeye devam eden bir başyapıt olur. Yalnız edebiyat için değil, toplumumuzun dinamiklerini anlamak isteyenler için de okunması gereken bir kaynak ve bir halkın, bir kültürün, bir dönemin aynası niteliğinde bir eserdir.
Fakir Baykurt kendi diline o kadar hakim bir yazar ki; okurunu sunduğu gerçekliklerle sarsarken, kullandığı üslup ve deyimlerle de yer yer güldürmeyi başarıyor. Okurken öyle çok güldüm, öyle kahkaha attım ki aslında çarpıcı gerçekçiliğiyle öne çıkan bu roman aynı zamanda benim son yıllarda en gülerek okuduğum kitaplardan biri oldu.
Sadece bir roman değil, bir direniş hikâyesi de olan Tırpan; toplumun yaralarını dile getirirken umudu da unutmayan, okuduktan sonra uzun yıllar zihnimizde yer edecek, edebiyatın hayatı değiştirme kudretine inanan herkesin vazgeçilmezi olacak bir eser.
Yorum Bırakın