İlk bakışta kulağa garip gelebilir. Sonuçta hepimiz yaşadıklarımızın, aldığımız kararların, yaptığımız hataların bizi bugüne getirdiğini düşünerek büyüdük. Ama bir an dur ve düşün: Ya geçmiş, sandığımız kadar kesin ve değişmez değilse? Ya gelecekteki hayallerimiz, hedeflerimiz ve kararlarımız aslında geçmişi nasıl gördüğümüzü değiştiriyorsa?
Belki de hata sandığımız şeyler, bizi olması gereken yola yönlendiren işaretlerdi. Belki de kayıplarımız, aslında kendimizi bulmamız için gerekliydi. Düşmek, daha güçlü kalkmak için bir fırsattı. Karşımıza çıkan her engel, bizi biraz daha büyüttü, biraz daha güçlendirdi.
Bazen hayat, istediğimiz gibi gitmez. Hayal ettiğimiz şeyler olmaz, planlarımız suya düşer, insanlar gelir ve insanlar gider. O an, anlam veremediğimiz kayıplar ve ayrılıklar yaşarız. Ama belki de "kaybettiklerimiz" aslında bizim için hiç de doğru olmayanlardı.
Bir gün geriye dönüp baktığında, o an anlamlandıramadığın her şeyin, seni tam da olman gereken yere götürdüğünü göreceksin. Çünkü herkes, eninde sonunda hak ettiği yeri bulur. Bu yüzden geçmişe hayıflanmak yerine, geleceğe güvenmek en büyük özgürlüğümüzdür.
Geçmişi değiştiremeyiz ama ona yüklediğimiz anlamı değiştirebiliriz. Eğer bugün, gelecekte olmak istediğin kişi için bir adım atıyorsan, aslında geçmişini de yeniden yazıyorsun. Geçmiş bir pişmanlıklar zinciri olmaktan ziyade, bir pusula olsun. Bu sizin hikayeniz. Baş rol sizsiniz. Kendi hikayenizde kurban rolünü oynamayacaksınız herhalde.
Bugün attığın her adım, seni hayalini kurduğun yere götürüyor mu? Eğer götürmüyorsa, yönünü değiştirmek için en doğru zaman şu an.
Unutma, gölgeler sadece arkadan gelen ışık sayesinde oluşur. Geçmişin gölgesinde kaybolmak yerine, ışığa doğru yürümek senin elinde. Çünkü inanın bana yolun sonunda, herkes olması gereken yerde olacak.
-Serratonin <3
Güzel bir bakış açısı! Geçmişi bir yük olarak değil, bir rehber olarak görmek insanı özgürleştirir. Hayatın belirsizlikleri içinde güvenle ilerlemek için güçlü bir motivasyon yazısı olmuş.