Advertisement

Günden Kalanlar, Kazuo Ishiguro

Günden Kalanlar, Kazuo Ishiguro
  • 0
    0
    0
    0
  • Bazen okuduğunun bir roman olduğunu unutursun, çünkü okuduğun şey öyle hayatın içinden ve öyle senin ruhuna aittir ki, yüreğine işler; her şeyiyle sahici gelir sana, yaşadığın hayat kadar sahici. Günden Kalanlar benim için tam olarak böyle bir roman. Öyle sessizce ve öyle sağlam işledi ki yüreğime, hiç fark ettirmeden kalbimin ortasında bir boşluk açtı; bittiğinde o boşlukla öylece kalakaldım. 


    Duyguların asla doğrudan ifade edilmediği ama romanın her yerine sindiği, satır aralarında adeta yankılanarak kendini hissettirdiği bu roman, temelde İngiltere’nin büyük malikânelerinden birinde süren, duygulardan arınmış, “vakara” adanmış bir yaşamı, Stevens’ı anlatıyor. Romanın baş kahramanı Stevans, Darlington malikanesinde yıllardır başuşak olarak hizmet vermektedir. Malikane sahibi, kendisinin evden uzakta olacağı birkaç haftalık süre içinde Stevens’ın da kısa bir tatile çıkmasını istiyor ve ona izin veriyor. Yıllardır malikaneden pek fazla uzaklaşmamış olan Stevens bu teklifi kabul ediyor ve eski bir dostunu, yıllar önce Darlington malikanesinde birlikte çalıştıkları Bayan Kenton’ı ziyaret etmek üzere bir geziye çıkıyor. Bu gezi sırasında anılarını, hayal kırıklıklarını ve pişmanlıklarını anımsayarak bizi sık sık geçmişe götüren Stevens, bu şekilde hem de kendi yaşamını gözden geçiriyor, hem de bize yarım kalmış bu dostluğun izlerini gösteriyor.


    Stevens’ın hikâyesi asla tam olarak yaşanmamış, hiç başlamadan bitmiş duygular taşıyor. Kenton’la olan ilişkisi sadece satırların arasında saklanan duygulardan oluşuyor. Söylenememiş sözler, kaçırılmış fırsatlar, duyulmamış fısıltılar kitabın her yanını sarıyor. Bu yüzden, romanın en acıtan yanı olup bitenler değil, olabileceklerin sonsuz ihtimaller içinde kaybolup gitmesidir. Günden Kalanlar, kaybolup gitmiş o sonsuz ihtimalleri barındırır.




    İshiguro’nun okuduğum ilk kitabı Günden Kalanlar, ama asla son olmayacak. Sonsuz olsun, hiç bitmesin istiyorum ama hepsini okuyacak ve maalesef bitireceğim. Üslubu, bakışı, anlayışı… her şeyiyle benden, ruhumdan bir iz taşıyordu ve Ishiguro bana bunu hissettiğim ender yazarlardan biriydi.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.