Advertisement
Advertisement

duyulmamanın yankısı ve kendine sığınmak

duyulmamanın yankısı ve kendine sığınmak
  • 3
    0
    1
    0
  • Bir insanın sevilmeyi ve değer görmeyi bir başkasının eline bırakması, kendisine yapabileceği en büyük haksızlıklardan biriydi. Çünkü bir ilişkide insanın en temel ihtiyacı, her şeyden önce duyulmaktı.

    Birkaç yıl önce, sevdiğini söyleyen ama bunu hissettirmeyen bir adamın ellerinde kaybolan bir kadın vardı. Onun sevgisine tutunmuş, kendi öz değerini onun ilgisinde aramıştı. Oysa farkında olmadan kendine büyük bir yanlış yapıyordu. Bu yanlış, önce duygusal olarak kendine verdiği zarar, sonra da hırsına yenik düşüp bir başkasına verdiği yaraydı.

    Bir gün, gittiği bir eğitimde bir adamla tanıştı. O adam, duygusal anlamda şefkat göstermeyi, özel hissettirmeyi öyle iyi biliyordu ki içindeki boşluk, onun konuştukça küçüldüğünü sandı. Bu, büyük bir yanılgıydı. Çünkü önce insan kendisine değer vermeliydi ki hayatına aldığı insanlar da ona gerçekten değer versin. Kadın, farkında olmadan kendi içindeki boşluğu başkalarının ilgisiyle doldurmaya çalışıyordu. Ama bu eksiklik, aslında kendi kendine veremediği öz şefkatten başka bir şey değildi.

    O ana kadar şiddetle karşı çıktığı duygusal aldatmayı, farkına bile varmadan kendisi yapmıştı. İçindeki duyulmamanın öfkesi o kadar yoğundu ki, bunun onu yıkmayacağını düşündü. Ama zaman geçtikçe, yaşananlar zihnine ve ruhuna bir yük gibi oturdu.

    Sonraki yıllarda hayat, ona yaptığı seçimlerin sonuçlarını farklı deneyimlerle öğretti. Hak etti, acı çekti, hırpalandı. Bazen affedilmeyeceğini düşündü bazen de kendi kendini affetmenin en zor şey olduğunu fark etti. Kendi içinde yıllarca susturduğu sesleri duydu, kaçtığı duygularla yüzleşti. Zamanla anladı ki, en büyük ceza pişmanlık değil, farkındalıktı. Çünkü farkına vardıkça, aynı insan olarak kalması imkânsızdı.

    Şimdi dönüp baktığında, o hikayedeki herkesten ve en çok da kendisinden büyük bir özür diliyordu. Ama artık geçmişteki hataları bir yük olarak taşımıyor, onları kendisini dönüştüren basamaklar olarak görüyordu. Kendine verdiği değeri başkalarının ilgisiyle ölçmeyi bırakmış, en derin boşluklarını bile kendi sevgisiyle doldurmayı öğrenmişti. Artık başka biriydi. Bambaşka. Ve bu kez, öz şefkati bir başkasında değil, kendi içinde bulmuştu. Çünkü insan gerçekten değiştiğinde, geçmişin ağırlığı hafifler, hatta bazen bir teşekkürle anılır: Beni ben yaptığın için, teşekkür ederim.


    Yorumlar (1)
    • Sevmek bir o kadar da kendini tanımaktır.🍀🔆🍄

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.