Beni Asla Bırakma, Kazuo Ishiguro

Beni Asla Bırakma, Kazuo Ishiguro
  • 0
    0
    0
    0
  • Derin acılar bazen en sıradan anların içinde gizlidir. Bir bakış, bir sözün ardından doğan sessizlik, bir şarkı, bir resim… her biri kalbimizin derinlerindeki acılara doğru yol çizer. Beni Asla Bırakma işte bunu çok güzel gösteriyor. Ve sevginin nelere yetip yetmeyeceğini de…

    Kathy, Tommy ve Ruth’ın hikâyesi ilk bakışta bir dostluk, bir büyüme hikâyesi gibi görünüyor fakat okudukça bunun aslında kırgınlıklarla, acılarla ve hüzünle dolu bir hikâye olduğunu anlıyorsunuz. Kathy’nin tüm varlığı hatırlamak üzerine ve kitap o kadar sade, o kadar hüzünlü ki, bazen sadece bir cümlede durup uzun uzun kalmak istiyorsunuz.

    Sanırım romanın en beğendiğim yanı duyguların gösterilme biçimi. Hiçbir şey fazlalık değil; hiçbir duygu, düşünce, söz fazlalık değil. Her şey hisler ve hissetmenin ne kadar derin, ne kadar değerli olduğu üzerine. Bir dokunamayış, bir hayalin fark edilemeden sönüp gidişi, bir sevginin dile gelmeyişi… bu sessizliklerin içi öyle dolu ki, doğrudan insanın içine işliyor. Bu da kitabı, benim gibi, hayatın küçük kıpırtılarına dikkat kesilmeyi seven bir okur için hazine değerinde bir kitap yapıyor. Beni en çok etkileyen şey ise sanırım kitaptaki kimsenin kötü olmayışıydı. Herkes bir şekilde kendi sınırları içerisinde, kendi acısıyla boğuşuyor. Ama yine de yanlışlar, eksiklikler, susmalar her zaman birbirini besliyor. Ve sadece sistem değil, insanın kendi korkuları da yaşamında önemli belirleyiciler oluyor.

    Kitabı bitirdiğimde, içimde tarif etmesi zor bir sessizlik oluştu. Hüzünle dolu sessizlik… İnsan olmaya, sevmeye, başkalarının gözünde var olmaya çalışmak ne derin bir kırgınlık yaratır, kim bilir? Beni Asla Bırakma neyin mümkün olduğunu değil, neyin mümkün olmadığını anlatıyor ve bazı şeyler de gerçekten mümkün olmuyor işte. Ama belki de en kıymetlisi, içimizde bir yerlerde hâlâ bir şeyleri hissetmeye, sormaya, beklemeye devam ediyor oluşumuzdur. Sanırım en çok da bu yüzden sevdim bu kitabı: sevilmek ve anlaşılmak isteğinin, söylenemeyen ama yine de hissedilen duyguların, kaybetsek de bağ kurmaya devam etmeye çalışmanın anlamını fısıldadığı ve en önemlisi de insan kalmanın, bazen sadece hissetmenin bile büyük bir çaba olduğunu hatırlattığı için.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.