Advertisement
Advertisement

Cümlesiz Bir Soru

Cümlesiz Bir Soru
  • 0
    0
    0
    0
  • hiç uyanmamış bir suyun altından

    geçtim bu sabah

    zaman, kendini tanımayan bir ayin gibi

    dolaşıyordu üstümde.

    bir ağız yoktu, ama konuşmalar çoktu.

    belki de dünya, sustuğu yerden konuşuyordu.


    Zîn,

    sen bir anlam mısın?

    yoksa

    her anlama direnen bir boşluk musun?

    ellerinle ölçtüm sessizliği.

    gövdemden bir kuyu çıktı.

    içine düştüm, düşerken doğdum.


    bir şehir vardı

    camdan ve çiğ

    sokakları geçerken

    her adımda başka bir “ben” döküldü

    önceki ben’in üzerinden.

    insan dediğin

    kendi izlerini tanımadan yürüyen

    bir kayıp harf.


    sana seslendim, Zîn.

    ama sesin karşılığı yoktu.

    belki de artık hiçbir yankı geri dönmüyor

    çünkü dağ kalmadı.


    bir aynaya dokundum.

    arka yüzü paslıydı.

    ben orada, bana benzemeyen bir şeydim.

    sen orada, hiç olmamıştın.


    Zîn,

    bir rüya anlattım sana

    başını olmayan bir yastığa koyarak dinledin.

    gözlerin boş bir takvim gibiydi.

    hangi günde ağladığını hatırlamıyordu zaman.

    çünkü tarih dediğin

    bir tekrar hastalığıdır.


    şimdi sana bir soru bırakıyorum

    bir cümle, anlamını söylemeden

    nasıl var olur?

    ve bir kalp

    atmadığı halde nasıl iz bırakır içimizde?


    Zîn,

    ben artık kelime değilim.

    bir harf bile taşımıyor ruhum.

    yalnızca kaybolmuş

    bir anlamın gölgesiyim.

    bana ses verirsen

    sessizliğin rengi değişebilir belki.


    belki…


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.