bütün aynaları astılar boynuma
kendimi taşırken kırıldım.
şimdi her adımımda biraz daha kesiyorum içimi
kanım tanımadığım şehirlere akar
adım bilinmeyen sokaklara.
bak
kimse bilmez
en çok kendimi gömerim her gece
toprak tutmaz
dua tutmaz
mezar kazıcılar bile utanır beni anmaktan.
aşk, dedikleri şey
mezbaha kapısında unutulmuş bir kuş kanadıdır artık.
üzerinden bin yağmur geçti
hala kanıyor.
dilimde yarım kalmış cümleler
“gel” diyorum birine
ama kimse yok.
“git” diyorum kendime
yerimden kıpırdayamıyorum.
sevgilim
senin adın artık sadece bir pas lekesi yüreğimin ucunda
kazıdıkça büyüyor
sildikçe içine çekiyor beni.
seninle yandım dersem yalan olur
ben kendimle yangın çıkardım
sen sadece seyrettin…
ve tanrım
eğer bir kitap açıyorsan önümde
sayfalarını kanımla çevir.
bir hikâyem olsun bari
okunmasa da
yırtılsa da
unutulsa da.
çünkü bazı hayatlar
yaşanmak için değil
unutulmak için doğar…
Yorum Bırakın