Advertisement
Advertisement

İki Yol

İki Yol
  • 0
    0
    0
    0
  • "Kemiksiz bir köpek gibi dünyaya atılan" canlılarız. Herkes, yaptığı seçimlerle, yaşadıklarıyla, hataları ve doğrularıyla kendi kemiğinin peşinden koşuyor; kendi yolunu arıyor.

    Yollar; bazen kısa ve uzun, çoğu zaman karışık. Ve bazen insanın gideceği yolu da seçmesi mümkün olmuyor; bazen yolun kendisi yolcusunu seçiyor. Seçtiğimiz şeye sonunda dönüşebiliyoruz. Yolun dönüştürücü bir etkisi var insanın üzerinde. İnsan seçtiği yolun kurbanı da olabiliyor, çünkü sonunda ne olduğunu ancak tahmin edebiliyoruz ve yaşadıkça yanılmak da haklı çıkmak da bir o kadar mümkün. 

    Yaşamanın hepimizce bilinen gizi de burada aslında. Seçtiğimiz veya seçmediğimiz herhangi bir yolun nereye varacağını eşit ölçüde bilemeyiz. Pişman olmak, yaşanabilecek en olası duygudur bu yüzden. “Keşke” ile başlayan cümleler, insanın kendi hayatı üzerine yazacağı bir kitabın her sayfasında yer alabilir ve yazarın tekrara düştüğü hissi oluşmaz bile okuyucuda. 

    Bizi tüm bu olası pişmanlık senaryolarından uzak tutan tek bir duygu vardır: umut. Eğer umut etmeyi bırakırsak önümüzdeki iki yolun da sonunun karanlığa çıktığını kabul etmiş oluruz. Çünkü umut yalnızca içimizde yeşeren bir duygu değil; elimizde tuttuğumuz bir fenerdir. Ve o fener olmadıkça yol ayrımlarının bir anlamı yoktur.

    Yol ayrımları, hayatın sıkıcı olmaktan çıktığı nadir zamanlardan biridir. Yol ayrımları insana yaşadığının bir simülasyondan farklı olabileceği inancını verir. İnsan bir yol ayrımının başlangıcındayken yaşamın sonsuz ihtimaller denizinde bir gezintiye çıkar; karamsarlık dolu tüm fırtınalara karşı mücadele eder ve bazen mantığın sesinin duyulduğu rüzgâra karşı yürür öylece. Göğsünü gererek ve gurur dolu bir ifadeyle, yüreğinin en derininden aldığı bir güçle yürür.

    Küstah olur böylece. Ki küstah olmak gerekir bazen hayata karşı. Hayat ona yağ çekip bir şeyler bekleyemeyeceğimiz kadar uyanık ve gözümüzün yaşına bakmayacak kadar zalimdir çoğu zaman çünkü. 

    Yürüdüğü yol da cesaret verir böyle durumlarda insana. Eğri yoldan, bozuk yoldan yürümediğine dair inancı insana mücadele gücü verir. Her şeye rağmen haklı durmanın getirdiği bir dayanıklılıktır ondaki; ve emin olun, tarihte pek az insana kısmet olmuştur bu.

    Hepimiz kendi seçtiğimiz yolun yolcusu olarak; dünya tarihinin yazıldığı kitabın bir sayfasında yer alacağız. Ama koca bir başlık olarak ama meraklısının ilgileneceği bir dipnot olarak…

     

     

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.