Öncelikle bu seyahat planında sizlere iki alternatif sunuyorum. Gerçekten bir ülkeye dair her şeyi deneyimlemek isteyen ve buna bütçe ayırmak isteyenler için. Bir de ülkeyi görelim ama her yeri görmesek de olur bu seyahat bize daha ucuza gelsin diyenler için olarak ayırabiliriz. Öncelikle bizim yaptığımız seyahati anlatacağım detaylarıyla. Bunu anlatırken hangi kısmın çıkartılabilir olduğunu da söyleyeceğim merak etmeyin.
Bu arada Mısır’a gitmenin sezonu yazın değil. Türkiye’deki bahar aylarında gidip orada yaz tatili yapmak mümkün. Ama bizim gibi şubatta giderseniz de denize giremezsiniz ama rahatlıkla 15-25 arası sıcaklıkta gezdik akşamları sıcaklık farkı olduğundan üşümemek için bu durumda yanınıza mont almanız gerekiyor. Pek akşam aktivitesi olmasa da otelin bahçesinde bile üşüyebilirsiniz.
Her seyahatte olduğu gibi uçak biletiyle başlıyoruz. Biz bu meselede tatilimizi nasıl yapmak istediğimizle ilgili yaşadığımız kararsızlıklardan dolayı birkaç değişiklik yaptık. Son kararımızdan şöyle ki: Kahire SPX havalimanı (Kahire’de de İstanbul gibi iki havalimanı var bu piramitlere daha yakın olan diyebiliriz.) gidiş Hurghada dönüş olarak aldık biletlerimizi tatilimizi 4 kişi yaptık. Size de bu sayıyı öneririm. Tek bir araca sığdık. Kiraladığımız özel araçları da hep 4’e böldük. Bu epey avantaj sağladı. İki kişi, tek kişi falan gitmeyi pek önermiyorum. Bu şekilde gidecekseniz de muhakkak turla gitmenizi öneriyorum. Ki Mısır’ı turla gezmek de bence kötü bir seçenek değil aslında. Ben genel olarak turlara karşı olsam da bu seyahat için daha kolay olabilir. Ama tabi ki kendiniz planladığınız bir yeri gezmenin hazzı epey başka oluyor.
Spontane bir şey yapmanın epey zor olduğu dolandırılmamak için tetikte olmanız gereken bir yer Mısır. Bakın hırsızlık demiyorum ama dolandırıcılık. Kimse telefonumuzu çalmaya yeltenmiyor. Telefonunu elinden kapsa bile senden bilmem kaç dolar karşılığı geri verelim gibi şeyler yapıyorlar. Yani siz onlara para verin istiyorlar.
Genel uyarıların ardından tatilimizle ilgili detaylara geçiyorum. Biz 4 farklı şehir ile 8 günlük bir plan yaptık. Her şehre iki gün ayırdık. Kahire’ye belki bir gün daha ayırabilirdik. Ama bu da yeterli kesinlikle. Gezdiğimiz şehirler sırasıyla Kahire, Aswan, Luksor, Hurghada. Şehir şehir anlatımlara başlıyorum.
Gitmeden önce buralardan daha çok etkilenmek için size iki belgesel önereceğim. İlki Mısır’ın Kayıp Hazineleri’nin Peşinde, diğeri de Kraliçe Kleopatra. Açıkçası ilki tüm Mısır hakkında daha çok bilgi sunuyor ama Kleopatra da çok ünlü olduğu için bu ünlü Mısır firavunu hakkında arkeologlar eşliğinde hikayesinin canlandırıldığı bu dizi de oldukça ilgi çekici.
Kahire
Biz gece uçuşuyla geldik. Gündüz uçuşuyla bu havalimanına gelenler uçakta piramitleri görebilirler. Ona göre gözünüz açık olsun uçakta. Uçak önerisi koltuk satın alacaksanız bizim uçağın sadece ön kapısını açtılar ve biz en arkada oturuyorduk. Asla inemedik. Havalimanında her şeyde sıra çok fazla oluyor ve Mısırlıların bizim gibi değiller, hiç aceleleri yok. Bu sebeple uçaktan erken inebilmek havalimanında sıra olmadan bişileri yapabilmek çok önemli.
Para Birimi
Yanımızda dolar götürdük. Doları orada EGP’ye çevirdik. 1 dolar 50 EGP 2024 Şubatta da 1 EGP 0.7 TL’ydi. Paramız hala değerli. Burada hata mı yaptık bilmiyorum biz havalimanında kişi başı 100er dolar bozdurduk ve onların da bizim gibi 500lük banknotları olmadığından bir tomar parayla gezdik ve tatil boyunca bir daha bozdurmadan halledebildik. Kartla ödenebilen epey yer de vardı açıkçası.
Kapı Vizesi
Uçakta minik bir kağıt dağıtılıyor. TC, uyruk, isim soy isim, otel adı, uçuş numarası gibi bilgileri dolduruyoruz. İnince de kalabalıkla birlikte kapı vizesi sırasına girdik. Kapı vizesi ve döviz aynı yerde farklı gişelerden yapılıyordu sadece. Yanınızda 25 dolar götürün işte para bozmuyorlar falan dendiğini için biz hazırdık ama bozdular bir problem yok ama böyle işleri de riske atmaya gerek yok. Orada uğraşmaktansa tedbirli gitmek de yarar var. Havalimanında doldurduğunuz kağıt, 25 dolara aldığınız stickerla kapıya geçiyorsunuz memur kağıtları alıp stickerları pasaportunuza yapıştırdığınız sayfanın üzerine giriş mührünüz basıyor ve işlem tamam.
Telefon Kullanım
Esimler mobimatter uygulamasında 8 gün kalacağımız için 10 GB yetmez, 20 GB’lık paketlere baktık 35 dolar civarı. Kendi telefonunun hattını açtırmak faturasızlarda 2000 TL olunca havalimanındaki sim kartları değerlendirmenizi öneririm biz işlemler 3 saat sürse de 25 gb’ı 300 TL’ye ethisalad diye bir firmadan aldık. Çekim gücüyle alakalı problem yaşamadık. Rahatlıkla önerebilirim sadece burada da işlemler çok yavaş pes etmeyin beklediğinize değecek.
Havalimanından Otele Ulaşım
Biz Great Pyramid INN otelde kaldık. Onların bu havalimanından ücretsiz servisi vardı. Biz indikten sonra üç saat biz işlemlerimizi hallederken bekledi bizi zavallı adam. Bu oteli öneririm ama ondan ayrıca bahsedeceğim. Şimdi otelinize sorun alıyorlar mı sizi diye ama ücretsiz değilse Mısır’da her konuda olduğu gibi pazarlık yapın. İlk günden stres yaşamak istemiyorum diyenler için otelin servisi mantıklı olabilir ama eminim Uber daha uygundur. Biz Hurghada’da kullandık sadece Uber’i ve ucuzluğuna inanamadık. Türkiye’deki toplu taşımadan daha uyguna geliyor olabilir. Ama havalimanına bizi giden Uber almadı, ufak bi sıkıntı yaşadık. Oradaki taksi varsa onlarla da muhakkak pazarlık yapın. Havalimanına girerken bir fiş almaları gerekiyormuş. Ona bir para ödüyorlarmış falan filan. Bu yüzden daha yüksek fiyat veriyorlar.
Çok fazla gündem olduğundan tatilin detaylarına sıra gelmesi epey zaman aldı.
Kahire’de kaostan biraz uzaklaşmak için piramitler bölgesinde kalmak mantıksız sayılmaz. Ama bu durumda sizin de bizim gibi gezmek için taksi kiraladığınızı, tatilde sefil olmayı sevmediğinizi varsayıyorum. Siz çok ucuz olsun sefilliğe da razıyım diyenlerdenseniz ulaşım kolaylığı için Kahire’nin merkezinde kalmanız mantıklı olabilir.
Giza bölgesinde kalmanın avantajları tüm otellerin çatıları teraslı, (oteli de boş yere dışarda bir ton para bayılmamak için kahvaltılı tutuyoruz) kahvaltıda piramit manzarasıyla büyüleniyoruz. Bu ölçekte biraz uzaktan görebilmek de kıymetli epey çok büyük bir alana yayıldığı için piramitler sit alanının içinde de epey bir araç yolculuğu gerektiriyor. Burada kanmamanız gereken tek tuzak piramitlerin ışık şovu saçmalığı. Otel görevlisi bize çok uzun bir süre bu şovu övdü. Biz de şu mısır piramitlerinde olan konserler gibi görüntüler göreceğimizi sanmıştık ama 5 dk bile sürmeyen saçma sapan renklerin sırayla ve zayıf bir ışıkla piramitlere yansıtılmasıymış. Bir de yediğimiz en kötü yemeklerden birine Mısır’da yediğimiz en pahalı yemek diyebiliriz ayrıca bu sebeple otelin çatısında verdik. Hani akşam yine oturabilirsiniz çok merak ettiniz akşam zaten aktivite yok otele dönüp çatıda çay içerek oturun yemek işini bu otellere bırakmayın.
Kahire’de gezilecek yerler
Mısır Piramitleri
Mısır piramitlerine planınızda muhakkak yarım gün ayırın. Dünya’nın en ünlü yeri desek abartmış olmayız. Çok büyük bir alan. Bu bölgeyi biz taksicimizle gezmiştik. Ama yeni bir kapı açılmış artık turistler içeride otobüslerle gezdiriliyor. İçeride deveyle seyahatlerde iptal edilmiş diye geçtiğimiz günlerde sosyal medyada gördüm. Deveyle fotoğraf çekinmek için 10 dolar gibi bir para talep ediliyor. Değer mi değmez mi biz bu kadara aldık siz pazarlıkla ne kadara düşürürsünüz onu size bırakıyorum. Bizim burada biraz acemiliğimize geldi pek pazarlık yapmadık. Bu bölgede de dikkat etmeniz gereken şey, devenin üstündeyken telefonunuzu fotoğraf çekmek için isteyebilirler, geri vermek için tekrar para isteyebilirler bu gibi durumlar için hazır ve dikkatli olun.
Biraz da tarih ve hikayeler kısmına geri dönüyorum. Mısır piramitlerini yaptıran firavunlardan bahsetmek için önce sülalelerden bahsedeceğim.
Sülaleler 12.000 yıl önce Sahra Çölü’nün kuraklaşması ile Nil Vadisi’ne göç eden Mısır halkı ile başladığı kabul ediliyor. Bu dönemlere ilişkin ilk buluntular Aswan’da Qubbet Al Hava bölgesinde yer alıyor. Büyük İskender’in Mısır’a gelişine kadar olan dönemi yani MÖ. 332’ye kadar 31 sülaleye ayırmış. Bu noktadan sonra bahsettiğim firavunların kaçıncı sülaleden olduğunu söylediğimde buna göre bahsediyor olacağım.
Piramitler 3 ve 4. Sülaleler döneminde inşa edilmiş. Piramitler isimleri firavun olan Khufu (Keops), Kefren ve Mikerinos’tan alıyor. En büyük olan yani Khufu 146 metre, Kefren Piramidi 138, Mikerinos ise 65 metre olduğu biliniyor. Khufu önce en büyük piramidi, oğlu Kefren ikinci piramidi Kefren’in oğlu olduğu düşünülüyor. Bir önceki nesle saygıdan mı daha büyük piramit yaptırmadıklarını gerçekten merak ediyorum doğrusu.
Kefren piramidinin önünde bulunan insan başlı aslan figürüne sfenks deniyor. Bu koç başlı olursa ona da kriosfenks deniyormuş. Onlarla da Luxor’da karşılaşacağız. Bu figürün mezarı koruduğuna inanıyorlarmış. Devasa mezarı yap içine hazine doldur sonra taştan aslan korur mu seni vallahi bilemedim.
Piramitlerin içine girmedik. Çünkü içerisinde çok zor bir tünel bizi bekliyor ve ardından duvar yazıları bile olmayan boş mezar odalarına ulaşıldığını vloglardan duyduk ve bundan bu sebeple vazgeçtik. Bir şey kaybettiğimizi düşünmüyoruz.
Piramitlerin nasıl yapıldığının yanında Piramitlerin taşlarının Aswan bölgesinden Nil üzerinden taşındığı rivayetini de oldukça ilginç buluyorum. Nil üzerinde taşları taşımak için ahşap, daha hafif yükler için papirüslerden gemiler yapılıyormuş. Nil nehri Akdeniz’e boşalıyor. Yani dünya haritasını düşünürsek aşağıdan yukarıya doğru akıyor. Mısırlılar da bölgeleri böyle isimlendirmiş. Kahire, İskenderiye gibi Akdeniz’e yakın kısımlar Aşağı Nil Aswan gibi Nil’in doğduğu topraklara yakın kısımlarda yukarı Nil diye adlandırılıyor ve Aswan’dan Kahire’ye giderken nehrin akış yönünü Kahire’den Aswan’a giderken de rüzgar yönünü kullanarak yelkenlilerle seyahat edebiliyorlarmış.
Bu arada herkes mimarmış gibi yapının işlevine ilişkin bilgiyi biliyormuşsunuz gibi davranıp sona saklamışım ama bu yapılar devasa bir anıt mezar yapısı. Hem onlara tapınılması hem de mumyalarının bu piramitlerde bulunması için yaptırmışlar. Piramitlerin yanlarında mini piramitler var onlar da onun baş danışmanları, askerleri birinci derece devlet adamları olduğu söyleniyor. Firavuna en yakın kişiler ona yakın gömülme şerefine nail olmuşlar.
Kahire’de Kahve
Piramitlerden sonra yine ufak bir enerji depolamak için Zamalek adasında bir kahveciye geliyoruz. Social Specialty Coffe. Standart bir üçüncü nesil kahveci Türkiye’de tutmazdı ama burada standartların epey düşük olduğunu göz önünde bulunduralım. Matcha bile var hani öyle düşünün ama iyi değildi matchası.
Al Azhar Cami
İkinci durağımız Al Azhar Cami. Kahire’de kurulmuş ilk cami olarak bilinmektedir. Caminin mimari üslubu Fatimi mimarisi olarak geçer. Çok sütunlu planlar benimsenir. Caminin cephesinde taş işçiliğinden yararlanılır. Bu cami Memlük döneminde yapılmıştır.
Bu camiye girerken diğer camilerin aksine kıyafetler konusunda daha dikkatli olmanızı öneririz. Pantolonla ayak bileklerinin gözüktüğü eteklerle bile girişe izin verilmiyor. Mısır’a özellikle de Kahire’ye gelirken kendi baş örtünüzü yanınızda bulundurduğunuzu düşünerek devam ediyorum.
Han El Halili
Üçüncü durağımız hemen bu caminin karşısında olan Han El Halili Çarşısı bulunuyor. Burayı Mısır’ın kapalı çarşısı gibi düşünebilirsiniz. Ama biz bu konuyu sizin için deneyimledik fiyatları gördük. O yüzden burada alacaklarınız için neler varmış diye bir piyasa kontrolü yapabilirsiniz ama alışveriş yapmıyoruz kesinlikle daha uygun yerlere gideceğiz. Burada Mısır’ın meşhur nane çayından içiyoruz. Her şeyi aşırı şekerli sevdiklerinden bi kilo şeker getiriyorlar yanında. Bir de taze nane, nane çayının yanında taze nane çiğnemek ilginç bir kültür ne diyelim.
Taksicimiz biz bunları yaparken bizi bekliyor ve işimiz bitince geri çağırıyoruz ancak burada yoğun bir trafik olduğundan bir süre Mısır’ın kaosuyla içli dışlı oluyoruz. Herkesin hiç durmadan pes etmeden bağırması ve korna çalması insan İstanbul trafiğini bile özletir öyle diyelim size.
Grand Egyptian Museum
Saat epey geç oldu ama bugünü çarş ya da cumartesiye denk getirmenizi öneririm çünkü Grand Egyptian Museum 9’a kadar açık. Buraya 2 saat ayırabildik vaktiniz olursa 4 saat bile sürebilir çok büyük ve hala açılışı yapılmadı. Sürekli erteleniyor. Bittiğinde Louvre’u geçerek Dünya’nın en büyük müzesi olacak. Ama sanırım inşaat süreci maddi sebeplerden dolayı bitemediğinden kısmen açarak kendilerine kaynak sağlıyorlar çünkü girişi 1200 EGP. Her yerde öğrenci kartı geçerli 30 yaşına kadar. Burada 25 yaş sınırı koymuşlar maalesef ben de tam ödedim burada.
Girişinde devasa bir 2. Ramses Heykeli karşılıyor bizleri. Bu heykellerin en önemli özelliklerinden biri Firavunun gözleri her zaman tam karşıya bakıyor. Bunu restorasyon aşamasında özellikle kontrol edilen bir detay yine belgeselde görmüştüm. İçeri de çok sayıda eser var anlatmakla bitmez ama son bir tanesinden daha bahsedeceğim. İçeride bir sürü gemi figürü ve içerisinde mürettebatı göreceksiniz. Mısır’da ölümden sonraki hayata geçişe bu gemiyle yapıldığını ve mürettebatın yardımcı olduğu düşünülüyormuş . Yılın her gününü temsilen 1 adet toplam 365 adet shabti bulunuyor. (mürettebatın her birine verilen isim.)
Akşam Yemeği
Bu akşam akşam yemeğini biz otelde yedik size bunu önermiyoruz. Gidin Koshari Abou Tarek’de koşer yiyin kişi başı 70 tl. Sanırım Mısır’da yenebilecek en iyi şey. Mutfakları epey kötü.
Kahire'de 2. Gün
2. güne başlıyoruz. Uyandık son kez piramitlerin güzelliği karşısında şok olarak kahvaltı ediyoruz. Yarın uçağımız erken saate elde kahvaltı alıp havalimanında yiyeceğiz. Bu da epey yaygın çok yer değiştirdiğimiz için otellerimizden sıklıkla elde kahvaltı aldık. Onlar bizim için hazırladılar alışkınlar bu duruma.
Eski Kahire Müzesi
2. Güne Eski Kahire Müzesi’yle başladı. Burası da çoook büyük bir yer yine 2 saat ayırdık vakti olan da yine bi 4 saate kadar yolu var denebilir. Bu müzede Tutankhamun'un hazineleri sergileniyor. O kısımda fotoğraf çekmek yasak görevliler yakalarsa son silinenlerden bile sildiriyor.
Hanging Church
Müzenin ardından Nil nehrinin kenarında bir yerden taksicimizden aldığımız öneriyle kahve alıyoruz 70 tl falan her türlü kahve yarı fiyatı denebilir, kahvelerimizi alıp yola devam ediyoruz. Hanging Church isimli kiliseye gidiyoruz. Kahire’de bu Hristiyanların yaşadığı bölgeye geçerken bir güvenlikten ve xrayden geçiyoruz. Sebepler anlaşılabilir diye düşünüyorum. Bu bölgede yan yana kiliseler bulunuyor.
Amr Bin Asr Cami
Buranın yanından geçerken Amr Bin Asr Cami’ini gördük. Yürüyerek oraya geçiyoruz. Çok büyük bir avluya sahip. Çok basit bir mimariye sahip olan caminin olduğu noktada, bazı iddialara göre eskiden bir Kıpti kilisesi harabesi bulunmaktaydı. 1672'de Mısır'a giden Evliya Çelebi de bu rivayetten bahsetmekte ve buna ek olarak burada bir Rum kilisesi de bulunduğunu aktarmaktadır. Halife Muâviye’nin isteğiyle Mısır Valisi Mesleme, 673 yılında ilk camiyi yıktırarak doğu ve kuzey tarafından daha geniş olarak yaptırmış, Makrizî’ye göre dört köşesine dört minare ilâve ettirmiştir. Bunların İslâm sanatında ilk minareler olduğu kabul edilmektedir.
Civilazation Museum
Civilization Museum bir sonraki durağımız. Kahire’de saydığım her müzenin Kahire’nin tarihini anlamak ve gördüm diyebilmek için gezilmesi gerektiğini düşünüyorum Mısır seyahatimizin toplam maliyetinin ¼’ünü de müzelere vermiş olduğumuzu belirtmek isterim. Siz de yine müzelerden tasarruf yapmaya karar verirseniz bence Kahire’dekilerden yapmayın. Bence tüm saydıklarıma gidilmeli kesinlikle bu inanılmaz daraltılmış bir plan yaptığımı düşünüyorum çünkü. Olmazsa olmaz olmayan her şeyi eleyerek Mısır seyahatimizi kendimce kolaylaştırdığımı düşünüyorum.
Müzenin içeriğine gelecek olursak açıkça söyleyebilirim ki üst katı gezmek sizi çok büyülemeyecektir. Birkaç altın parça ve Kabe’nin örtüsü dışında çok etkileyici bir şey yok. Tüm olay kesinlikle bu müzenin alt katında 17,18,19. Firavun Sülalerinin ki bu Büyük Ramses’in olduğu, Luksor’da sıklıkla bahsedeceğimiz Hatşepsut ve oğlu Tutmosis’in de mumyalarını bura da görüyoruz yaklaşık bir 30-40 kişi var heralde burada. Fotoğraf çekmek yasaktı ama bu gezimizin devamında sıklıkla bahsedeceğimiz Mısır’ın önemli firavunlarına dair mumyaları burada görebilmenin heyecanı gerçekten başka.
Mumyalamanın Mısır’daki tarihine değinelim biraz da.
Mısırlılar ölümden sonraki hayatta ruhun bedene geri döndüğüne inanıyorlardı eğer mumya bozulursa ruh sonsuza dek kayboluyor bedenini doldurarak heykelleştiriyorlar böylece ruh kendi bedenini tanıyor. Mumyalama yaparken hayatta sorunlu olan bölgeleri de öteki hayatta da sıkıntı çekmesin diye iyileştirerek mumyalanması da oldukça yaygınmış.
Mumyalama yapılan kişiler soylular ve firavunlar gibi üst kademe insanlar oluyor. Mumyalama yapılırken beyin mısırlılar için önemsiz olduğundan kafatası kırılmadan beyin burundan çıkarılarak kafa şeklinin bozulmaması sağlanıyor. Ayrıca firavunlarda firavun hayattayken bir maske yapılıyor. Ölüm maskesi yani mumyaların yüzünde ki maske kartonaj denen bir malzemeden yapılıyor tonaj atık papirüslerden ve alçıdan yapılıyor ıslakken yüze konup şekil verilerek daha sonra bu şekle göre boyanıyor ardından ölenin öteki hayata geçmesine yardımcı olacağı düşünülen yazılarla kaplanıyor.
Kahire’de Yemek
Biraz acıktık size dün akşam önerdiğimiz Koşeri biz tam bu anda yedik. Ama siz burada bi daha yiyebilirsiniz inanın bir şey kaçırmıyorsunuz. Hadi diyelim tekrar yemek istemediniz biz deneyemedik ama oldukça ünlü bir restoran olan Taboula’yı deneyebilirsiniz belki.
St. Simon “The Tanner” Monastery
Ardından Kahire’de piramitlerden sonra en çok görmek istediğim yer olan o mağara kiliseye gidiyoruz. St. Simon “The Tanner” Monastery. Bu kiliseye gitmek istiyorsanız taksicinizle anlaşmadan muhakkak belirtin girmek istemeyebiliyorlarmış diye duydum. Biz şanslıyız ki böyle bir şey yaşamadık- bu arada Mısır’da en sevdiğim insan Kahire’deki taksicimiz olabilir eğer gidecekseniz size önerebilirim. - Şehire girmeden daha otoyoldayken camları kapattık koku gelmeye başladı. Kentin bu kısmında çöpler getirilip ayrıştırılan fakir bir mahalle olduğu için çöp şehir olarak anılıyormuş. Kilise gerçekten inanılmaz güzellikte o mağaranın oyulup bu hale getirilmesi…
Kilise ismini Kıpti Hristiyan Aziz Simon’dan alıyor ismini. 10. Yy’da yaşamış Aziz Simon. Tanner ise ayakkabıcı, kunduracı demekmiş. Bu zanaat ile uğraşıyormuş. Bu kilise Aziz Simon’un mucizesi olarak kabul ediliyor. Dağın bir mucize ile halifenin huzurunda inşa edildiği İslam tarihçileri tarafından reddediliyormuş. Bu bölgedeki Hristiyanlar bu mucize için 3 gün fazla oruç tuttuklarını okudum gerçekten ilginç.
Kahire’de Son Akşam Yemeği
Kahire’deki son akşam yemeğimizi yiyoruz. Zööba isimli mekana geldik. Afrika’nın en iyi 21. Restoranı seçilmişti bu sene. İnanır mısınız burası da Türkiye’den baya uygun. Tavuk shwarma ve ortaya değişik köfteli bişi söylemiştik. Adını hatırlayamadım. Fotilerini koyuyorum ama aşağı merak etmeyin.
Son bir kez daha görelim piramitleri diye terasa çıkıyoruz bir de ne görelim bize bugün yok denen uyduruk ışık şov yine var. Bu sefer size önerdiğimiz gibi manzaralı çayımızı içip dağılıyoruz. Yarın erken kalkıcaz. Aswan’a uçağımız varrr!
Kahire Havalimanı
Günün ilk ışığıyla falan yola düştük. Havalimanına vakitlice gelip otelden aldığımız kutu kahvaltımızı çayla yemeye başladık. Kutu kahvaltılara konan meyveli yoğurtlar benim favorim oldu.
Mısır’da her yer olduğu gibi burası da çok kaotik. Bir şeyleri kaçırmamak için havalimanında erken olmakta fayda var. Biz Egyptian Air ile iç hatlar uçuşumuzu yaptık. Bizi uçuşa 10 dk kala falan aldılar bizi içeri ve eminim hemen alıp kapıları kapatmışlardır mağdur olmamak için sizin iyi takip etmeniz gereken bir süreç. Valizleri verdiğimiz kısımda da uzunca bir süre kimse yoktu birden uzun bir sıra oldu. Tam bu kısımda siz Aswan Abu Simbel kısmını pas geçip tatilinizi 2 gün 2 kısaltıp direkt Luxor’a uçarak devam edebilirsiniz. Aswan biz yerel halkını Abu Simbel’i ve Nubian köyünü merak ettiğimiz için gitmek istedik bunu yapmasaydık tatilimizi çok daha uyguna bitirmemiz mümkündü.
Aswan
Aswan’a indik. Bu kısımda da yine 25 dolara(4 kişi için) kendimizi otelle anlaşarak aldırdık. 45 dk 1 saat süren bir yolculuğun ardından nilin nasıl hayat verdiğine epey tanıklık ettiğimiz bir yere geldik. Otele eşyalarımızı bıraktık. Otelimizin adı Kato Waidi. Burada iki farklı otele kaldık. Bu kötün içinde olan. Bu da yine Nubian halkına özgü olarak boyanmış. Kahire’nib renksizliğinden sonra bir içimiz açılmadı değil ama daha güzel otele yarın gideceğimizi söyleyebilirim. Beklemede kalın. Philae Tapınağı’na gitmeden önce bir yemek yiyelim otelde dedik burada da güveç yemekler ünlüymüş sanırım ve onlara tajin diyorlar. Yani sevgili mısırlılar neden etli güveç yemeğine şeker koyuyorsunuz yemeğin suyu yedikleri ekmek bile şekerli. Yemeklerde tuz yok her şey şekerli ilginç bir damak tadı.
Philae Temple
Buradan aswan barajının kurulmasıyla sular altında kalma tehlikesi olduğu için taşınan ilk tapınağımız olan Philae Tapınağı’na doğru yola çıkıyoruz. Yine otele bize bu turu ayarlamasını rica ettik ve tekne dahil olacak şekilde ayarlattık. Bu özel tur tekne dahil 45 dolardı. Bunu konuşun orada tekrar tekne parası ödemeyin. Dünyanın en saçma bilet alma yerine sahip bu arada gezdiğimiz adada değil, tekneyle farklı bir adadan bilet alıp orada okutup diğer adaya geçiyoruz.???
Philae tapınağı hem hikayesiyle hem sular içinde olmasıyla oldukça etkiledi beni. Taşların üzerinde suyun yükseldiği seviyenin izlerine görmek mümkün. Gelelim hikayesine.
Mısır’ın incisi olarak adlandırılan bu tapınak nile adanmış. Çünkü antik mısırlılar nilin burada başladığına inanıyormuş. Bunun için de bir mitleri var.
Osiris, bereket ve tarım tanrısı olarak bilinir ve insanlara tarımı öğretir, medeniyeti ilerletir ve adaleti sağlar. Karısı İsis ise doğurganlık, aile ve sihir tanrıçasıdır.
Ancak, Osiris'in kardeşi Set, kıskançlık ve hırsla doludur ve Osiris'in yerine geçmeyi arzular. Set, kardeşini öldürerek tahtı ele geçirir. Mısır’ın çeşitli yerlerine dağıtıyordu osiris’in bedeninden taşan sıvılar taşkınlara neden oluyordu ve bu da bitkilerin büyümesine neden oluyodu eski mısırlılar Nil taşkınlarına ibadet ediyordu.
İsis, Osiris'in ölüm haberini alır ve derin bir üzüntüye kapılır. İsis, Osiris'in cesedini bulmak ve onu yeniden diriltmek için yola koyulur.
İsis, cesedi bulduğunda büyük bir acı içindeyken, Set, Osiris'in cesedini parçalar. İsis, cesedi yeniden bir araya getirmek için büyük bir çaba sarf eder ve onu yeniden canlandırmak için büyülü güçlerini kullanır. İsis, Osiris'i bir süreliğine yeniden diriltmeyi başarır ve ondan hamile kalır.
Bu süre zarfında İsis, Osiris'in çocuğu Horus'u doğurur. Horus, tanrıların prensi ve gelecekteki kralı olarak kutsal bir varlık olarak kabul edilir. İsis ve Horus, Osiris'in intikamını almak için Set'e karşı savaşmaya karar verirler.
Set ve Horus arasında şiddet dolu bir mücadele başlar. Horus, babasının ölümünü intikamla birleştirirken, Set ise tahtını korumak için savaşır. Mısır tanrılarının ve tanrıçalarının da yardımıyla Horus, Set'i yener ve Mısır'ın yeni kralı olarak taç giyer.
İsis, Osiris ve Horus miti, bir dizi sembolik anlamı içerir. Osiris'in ölümü ve yeniden dirilişi, doğanın döngüsünü, yaşamın ve ölümün sürekli dönüşümünü temsil eder. İsis'in annelik rolü, ailenin önemini ve kadının gücünü sembolize eder. Horus'un zaferi, adaletin ve iyi olanın kötüye karşı galip geleceğine olan inancı yansıtır.
Bu mit, Mısır halkının hayatta karşılaştığı zorluklar ve mücadeleler hakkında derin bir anlatı sunar. Aynı zamanda, İsis, Osiris ve Horus gibi tanrı ve tanrıçaların Mısır medeniyetine verdiği değeri de gösterir.
Bu hikayenin hiyerogliflerde de anlatıldığı ve girişte kale duvarı gibi yükselen kapının yanındaki kulelere pilon deniyor. Girerken iki pilon var ve bunların biri Osiris’e diğeri oğlu Horus’a adanmış.
Tapınak Aswan Yüksek Barajı’nın yapımı ve Nasır Gölü’nün oluşmasıyla sular altında kalma tehlikesiyle karşılaşmış. Bunun üzerine UNESCO tarafından finanse edilerek taşınmış. Kompleks 45.000 taş olarak tek tek numaralandırılmış, 10 yıl içinde de taşınmış. Ancak orijinal tapınak kompleksinde taşların nasıl birleştirildiği bilinmediğinden yeni yapıda taşlar çimentoyla birleştirilmiş. Bunun sonucu olarak da yeni yapı orijinalinden 17 cm daha uzun olmuş. Ayrıca tek tek numaralanmasına rağmen bazı taşların orijinal yapıda nerede olduğu bulunamamış. Bu taşlar kompleksin bir köşesinde yerde sergileniyor. Bir de Mısır Tapınaklarının ilginç özelliklerinden biri de her dönemdeki firavunun gelip buraya bir kısım daha yaptırması olabilir. Kendi mühürlerini koyarak onun dönemlerinde yapıldığını ve o döneme ilişkin olayları anlatan hiyeroglifler bulunuyor. Örneğin bu tapınak en son Batlamyus yani Mısır’ın son firavunluk dönemlerine Roma dönemine kadar inşa edilen kısımlar bulunuyor. Bu deniz kenarındaki yapraklı sütunların korint sütun başlıklarına benzerlikleri gözümüzden kaçmadı elbette ki.
Ardından otelimize geri döndük. Bugün artık başka bir aktivite yok. Nubian köyümüzde kurulan yerel pazarları gezdik. Burada Hibiscus çayı, mango çayı ünlüymüş bir de çok güzel mermer buhurdanlıklar vardı onlardan aldık. Bunlar genel olarak burada daha özgün buhurdanlık belki Hurghada’ya da bırakılabilir. Ama buradakilerin kalitesini daha çok beğendik.
Bu köyde otelde yiyip içmek mantıklı çok fazla alternatif restoran yoktu. Siz de bu köye geldiyseniz muhtemelen böyle yaparsınız. Bir de yine tropikal iklime geldiğimizden Mango suyu içtik. 130 EGP falandı sanırsam. Gayet uygundu denebilir. Mısırda Arap etkisinde olduğundan nargile oradaki ismiyle sisha oldukça yaygın. Nil manzarasında sisha deneyimleyebilirsiniz. Otellere akşam Nubian yöresel müzüşkleriyle eğlendirmek için ekipler geliyor. Dönerek şarkılara eşlik ediliyor. Eğlenceli bir ortam.
Günün ilk ışıklarından önce kalkıyoruz. Çünkü bugün Aswan’a gelme sebebimiz olan Abu Simbel Tapınağı’na gidiyoruz. Bu tapınağın etrafında Aswan Kahire, Luxor’da geçen bir kitap/film önerisi geldi. Agatha Christie’nin Nil’de Ölüm romanı Aswan’dan çıkılan bir cruise’la başlıyor. Bu tapınağı detaylıca görmek isteyenler yine filme bakmanızı öneririm. Tabi ki biz de gitmeden izledik.
Abu Simbel Tapınağı
Burası yine Philae Tapınağı gibi sular altında kalma tehlikesi olduğu için bu bölgeye taşınmış. Aswan’dan 3 saatlik bir yolu var ve direkt buraya gelmek isteyenler için de havalimanı var. Aswan’dan çıkan turlar sabah 5 gibi çıkmak istiyorlar biz özel tur ayarladık 6.30 gibi çıktık yine otel aracılığıyla bu tura da 145 dolar ödedik 4 kişi. Açıkçası bir tık ertelememiz iyi olmuş, çünkü biz Abu Simbel Tapınağı’nda iki saat geçirdik biz geldiğimizde turlardan kaynaklı çok kalabalıktı. Biz oradaki ilk saatimizin sonunda sakinledi yani onların götürmek istediği saatte değil kendi gitmek istediğiniz saatte gidin. Ama yol yüzünden dönüş saat 3ü buldu. Mısır’da şehirler arası geçiş saat 5’ten sonra yasak olduğu için de çok daha geç gidemezsiniz zaten. Otelden yine paket kahvaltımızı aldık, yolda yiyerek zamanı geçirmeye çalıştık ama bugün 6-7 saat yoldaydık özellikle benim gibi yoldayken telefona bakınca mideniz bulanıyorsa yol bitmiyorrr.
Abu Simbel Tapınağı Civilization museum’da bahsettiğim Mısır’ın en uzun süre hüküm süren firavunu 2. Yani büyük Ramses tarafından yaptırılmış. 4 figürde de kendinin farklı yaşlardaki suratlarını işletmiş. Bacaklarının yanında ise çocuklarını bu heykele ekletmiş. Buranın hemen yanında Nefertari için de bir tapınak var. Bunun kadınlar için yapılan ilk tapınaklardan olduğu söyleniyor. Kadınlar için yapılan ilk tapınak Hatşepsut’un Luxor’da bulunan tapınağı. İlerleyen günlerde ondan da bahsediyorum merak etmeyin.
Kato Dool Resort Otel
Aswan’a az önce de söylediğim gibi saat üç gibi ancak vardık. Yeni otelimiz bizi eski otelimizden tuktukla aldı. Tuktuk’u süren kişi dün akşamki eğlencede olan şarkılar gibi yöresel şarkılar söyleyerek (bize de söyleterek) yeni otelimize geldik. Kato Dool Resort Otel bizim Mısır’da konakladığımız en pahalı yer.
Bu otel Nubian Köyü konseptini en şık şekilde yansıtan en düzgün işçiliğe sahip olan yer olduğunu söyleyebiliriz. Her odaya bir firavunun ismi verilmiş ve kim olduğuna ilişkin bir yazı da bulunuyor tabi ki odanın önünde. Tüm odalar balkonlu ve nil manzaralı. Gün doğumu bu otele en çok yakışan şey. Burayı gün ışığı vururken görebilmek ve aşağıda gördüğünüz fotoğrafları çekinebilmek için gün doğmadan kalktık bizce kesinlikle değdi.
Otel Nubian köyünden de uzakta çölün içinde tek başına olduğu için yemek için oteli tercih etmemiz gerekti ama maalesef yemekleri hiç beğenmedik. Renkli pilavlar söylemiştik hiçbir lezzet yok mesela sadece gıda boyasıyla boyamışlar gibi etler kuru ve soğuk bir de alüminyum folyoyla kaplamışlar, bizde olduğu gibi çorbalar asla önden gelmiyor tüm yemek birlikte geliyor. Sadece Omali’yi beğendik. Mısır favorimiz bizim zaten kesinlikle omali oldu. Şekerli sütle ıslatılmış ve güveçte hafif üstü yakılarak getirilmişti. Hani keşke yemek söylemeyip Omali yeseydik dedik.
Luxor
Yeni günde üçüncü şehrimizi olan Luxor’a olan yolculuğumuz saat 7.30 itibariyle başladı. Gün doğumu fotileri çekinildi otelden yeniden kutu kahvaltılar alındı. Yollara düşüldü. Bu da yine otelimiz aracılığıyla ayarladığımız 3 tapınağa uğrayarak Aswan’dan Luksor’a yolculuk edeceğiz. Yol yaklaşık 5 saat her tapınak için 1-1.5 saat zamanımız olabiliyor 5 olmadan Luxor’a varabilmek için. Bu tur da dört kişi için 200 dolar. Size bütçenizi düşürmek için neden Aswan’ı elemeyi önerdiğimi umarım anlamışsınızdır. Philae Tapınağı turu, Abu Simbel Turu, Luxor’a geliş için harcağımız para ve Aswan’a uçak biletleri bir de tabi Kato Dool’un ücretini düştüğümüzde (müze girişlerini de unutmayalım) tatil bütçenizi epey düşürecek.
Kom Ombo Tapınağı ve Timsah Müzesi
Batlamyus döneminde yapılmıştır. Daha önce bahsettiğim gibi bu yapraklı sütun başlıkları ülkemizde de Roma İmparatorluğu’ndan kalan eserlerde görülen sütun başlıklarına benzerliklerini görmek mümkün. Tapınağın güney yarısı bereket tanrısı olan Hathor’a, dünyanın yaratıcısı olan timsah tanrısı Sobek’e adanmış, Kuzey yarısı ise şahin tanrısı olan Horus’a(evet evet isis ve osiris’in oğlu olan) adanmıştır. Diğer tapınakların aksine her şeyin mükemmel bir şekilde simetrik olması onu diğerlerinden ayırır.
Timsah müzesi kısmında ise kutsal olarak adledilen bazı hayvanların da mumyalandıkları görülür. Bu müzede de mumyalanmış ve doldurulmuş olan timsahlar sergilenmektedir. Kutsal olan hayvanlara tek örnek timsah değildir, koçların da mumyalandıkları görülmüştür.
Edfu Tapınağı
Bu tapınak da Kom Ombo Tapınağı gibi Batlamyus döneminde inşa edilmiştir. İlahi Doğum Evi’nin duvarlarında Tanrıça Hathor ve Tanrı Khnum’un kucağında küçük Horus’un doğumu, doğum ve hamilelikle ilgili tanrıların rölyefleri göze çarpıyor. Salon girişinin iki yanında Tanrı Horus heykelleri görülüyor. Ayrıca gelecekteki hasatları tahmin etmeye yardımcı olmak için Nil’in yüksekliğini ölçmekte kullanılan Nilometre, Horus ve Seth arasındaki savaşı tasvir eden Zafer Geçidi ve Hipostil Salonu ilgi çekiyor. Bu tapınak diğer Batlamyus döneminde inşa edilen tapınaklarla birlikte dönemin refahını yansıtmaktadır.
Esna (Khnum) Tapınağı
Bugünün son tapınağı olan Esna, bugün gezdiğimiz en renkli tapınak olduğunu söyleyebiliriz. Burası da Batlamyus dönemine ait. Ama inşasına 1. Tutmosis döneminde başlandığı düşünülüyormuş. Mısır’daki tüm tapınaklarda en çok hoşuma giden şeylerden birinin özgürce uçan kuşlar ve onların cıvıltıları mekanın aurasına katkısı bambaşka. Bu tapınak gömülü bulunmuş. Zaten girerken epey merdiven ineceksiniz. Oluşan bu büyük kot farkını görmek de ilginç açıkçası.
Girerken bir şehir pazarının içinden giriyorsunuz. Artık Mısırlılarla göz teması kurmamanız gerektiğini öğrenmişsinizdir diye düşünüyorum. Bu tarz yerlerden kazıklanmadan uzaklaşıyoruz.
Bu üç şehir eski dönemde ulaşım yaparken 1 gün mesafede Aswan Luksor arası seyahat edenlerin dinlenmesi için kurulduğu söyleniyor. Bu tapınaklarda bu amaca hizmet ediyormuş. Ne kadar doğru bir benzetme bilmiyorum ama kervansaraylar gibi hayal ettik biz.
Yol üzerinde bolca şeker kamışı taşıyan kamyon gördüğümüz için şoförümüz Luxor’da bize şeker kamışı suyu aldı. Ferah bir tat ama çok şekerli. Ben bitiremedim. Bitirenler ve bizimkileri de içenler oldu ama. (bazı erkolar)
Luksor
Luksor’dan beklentim Kahire’den daha az kaotik olmasıydı. Ama maalesef değildi. İnsanların en çok yapışıp darladığı yer. Taksicilere asla güvenmeyin özellikle de adı Mustafa olanlara.
Luksor’da Akşam Yemeği
Ben açıkça Mısır yemeklerinden bıktım. Pizza Roma’ya gittik. Vallahi yine aşırı ucuza çok iyi makarna ve pizza yedik. Üzerine de tiramisu garip baharatlardan midem bi fena olmuştu. Özür diliyorum Mısırlılardan ama midemiz alışık değil zaten hassas bir midem var. Herkese de öneririm. Biraz şehrin dışında taksiyle gitmek gerekiyor.
Luxor Nefertiti Hotel
Biz Luxor’da Nefertiti Hotel’de kaldık. Otelin restoranı aslında Mısır’ın en yüksek puanlı yerlerinden olsa da ne kahvaltısını ne yemeklerini beğenmedik. Restoranın adı da Al Sahaby Lane. Krallar Vadisi manzaralı. Ama çok tozlu bir yer çok bir şey görünmüyor açıkçası. Sadece tam Luxor Tapınağı’nın önünde. Çok merkezi olmanın getirdiği bir gürültü de söz konusu ama ben otelden razıyım yani. Mısır’da beklentilerinizi düşük tutun mutlu olabilmek için biz öyle yaptık.
Ertesi sabah sonunda günün ilk ışıklarıyla kalkmak zorunda olmadığımız bir sabaha uyandık. Saat 10da kahvaltıya gittik. Bugün için de bizi Aswan’dan buraya getiren kişiyle anlaştık. Günlüğü 40 dolar dört kişi. Otelde bu fiyatı vermişti ama standart bir plana tabi tutuyordu biliyorsunuz ben öyle şeyleri sevmem her zaman ekstralarım vardır. Medinet Habou bu turların kapsamı dışındaydı ve Luxor’un en güzel yerlerinden biri iyi ki bu şekilde yapmışız dedik yine.
Krallar Vadisi
İlk durak Krallar Vadisi. Firavunlar neden piramitlerin ardından bu gömülü, gizli mezarlara geçmişler? Firavunlar hazineleri ile gömüldüklerinden Piramitler hazinelerin çalınması konusunda çok fazla açık hedef oluşturduğunu fark ederek ders almışlar. Gömüldükleri yerler ile tapınma alanlarını ayırmışlar. Burada gömülü her firavun Luksor ve Karnak Tapınağı’n bir bölüm yaptırarak tapınma alanlarını yaptırmışlar diyebiliriz. O tapınaklar bu sebeple bu kadar büyük. Ve o tapınaklar sayesinde Mısır Dünya’nın en büyük Açıkhava müzesi olarak anılıyor.
Bu bölgede 65 kral mezarı bulunmuş, çalışmalar hala devam ediyor. Krallar Vadisi’nin yanında bir de Soylular vadisi var. Bu bölgede de krallara yakın olan kişilerin gömülmesi için bir alan. Orayı ziyaret etmedik, ziyarete açık mı onu da bilmiyorum.
Şimdi burada farklı bir bilet sistemi önce bir genel giriş bileti almanın zorunlu olduğunu anladım. Bu biletle 3 mezara girebiliyorsunuz. Bu bilet 750 EGP. Biz bunun dışında ekstra 3 mezar için daha bilet aldık. 1. Seti bu en büyük ve en süslü mezar burası tam 2000 EGP, ardından Tutankhamun için 700 EGP ve Ramses V. ve VI. İçin de 200 EGP ödedik diye hatırlıyorum. Açıkçası her tapınağın girişi de 550 EGP falandı size boşuna müzelere ciddi bir bütçe harcadık demiyorum ben hiçbirinden pişman değilim. Siz paylaştığım fotoğraflara göre eleyebilirsiniz.
1.Seti’nin mezarı pahalılığı nedeniyle çok çok az kişi vardı.1. Seti Büyük Ramses’in babası ve Civilization Müzesinde gördüğümüz en güzel mumyaydı. Uyuyormuş gibi görünen bir halde oldukça iyi şekilde mumyalanması da ayrıca ünlü. Bol bol video ve fotoğraf çektik içerisi inanılmaz büyük. Çok etkileyici bazı arkadaşlar burayı diğer mezarları da gördükten sonra yine de fiyatını fazla buldu ben buraya kadar gelmişken bunu görmeden dönmezdim diye düşünüyorum. Bu mezardaki detaylı hiyeroglifler sayesinde bu dil çözümlenmiş. Seti’nin bu devasa mezarının yapımı 12 yıl sürmüş.
Tutankhamun’un bu kadar ünlü olmasının sebebi mezarının çok süslü ya da harika bir firavun olmasından değil. 19 yaşında ölmüş. Hayatı boyunca hastalıklarla savaşmış. Peki nedir tutankhamun’u bu kadar ünlü yapan? (o çizgi film) Mezarı içerisinde firavun ve hazinesinin bozulmadan bulunmuş olması. Peki bu nasıl olmuş. Tutankhamun’un mezarı tam bir yamacın kıyısında yıllar içinde olan depremlerle mezarın girişi taşlarla kapanmış. Böylece 1922 yılında Howard Carter tarafından bulunana dek korunmuş. Mezarının hiçbir gösterişi yok. Tutankhamun’un mumyası mezarın içinde rivayetlere göre çıkarılmaya çalışıldığı zamanlarda lanetli olaylar yaşanmış ve yer değişikliğinden vazgeçilmiş. Bahşiş karşılığı Tutankhamun ile fotoğraf çekinebilirsiniz. :D
Ramses V ve VI’ya ait mezarlar tam fiyat performans paranız yoksa genel giriş artı burayı alsanız Krallar Vadisini yeterince deneyimlemiş olursunuz. Hiyeroglif okuyamadığımızdan zaten hepsi arasındaki farkları çok yorumlayamıyoruz. Mezar odasının büyüklüğü ya da derinlikleri gibi farklar hariç. Burayı kesin görün. Bakın Seti ve Tutankhamun için bunu söylemedim.
Hiyerogliflerde neler yazdığına gelecek olursak yine ölümden sonraki hayat sınavını açıklayarak başlamamız gerekir. Ölümden sonraki hayat sınavı 12 aşamadan oluşuyor 12 saati temsil ediyor bu 12 kapının her birinde ölünün aşması gereken bir sınav bulunuyor, firavunun ruhu mezarının duvarlarına yazdırdığı büyüleri ve şifreleri kullanarak yolculuğuna devam edebiliyor, eğer o rehberlik olmazsa ruhu ateşten bir denizde sonsuza dek acılar içerisinde sürüklenebilir duvarlardaki hiyerogliflerin tamamı kralın sonsuza dek var olmasını sağlamakla ilgili ve odalar içerisinde en kutsal alan tabii ki mezarın yerleştirilmiş olduğu oda.
Hatşepsut Tapınağı
Bir sonraki durağımız Hatşepsut Tapınağı. Hatşepsut ailesinin ilk çocuğu ancak sadece erkeklerin firavun olabileceği düşünülüyor bu yüzden taht oğluna veriliyor onun yardımcısı olarak 6 yıl takıldıktan sonra kendini hükümdar ilan etmiş bu bir devrim kabul ediliyor. Hatşepsut kadın olmasına rağmen erkek olarak resmedilmiş Hatşepsut takma sakal(erkek firavunlarda yapıyormuş) ve erkek kıyafetleriyle firavunluğu meşrulaştırmaya çalışırken cinsiyetini saklamıyormuş bu kılık erkej değil firavun kılığı olarak kabul ediliyormuş. Oğlu Tutmose III. Annesinin Firavunluğundan oldukça rahatsız. Kendi tahta geçtiğinde onunkinden büyük bir tapınak yaptırmaya çalışıyor. Ancak bu tapınak depremlerle Hatşepsut’unkinden daha fazla hasar alıyor ve şu anda da harabe durumda. Bunun dışında Tutmose III annesine ait heykelleri parçalatıp duvar yazılarından ismini sildirmiş. Ona karşı olan nefretinin boyutu gerçekten inanılmaz. Tarihin hiçbir döneminde başarılı kadınları çekemiyorlar. Halbuki Hatşepsut korkusuz kraliçe olarak anılıyor ve güneydeki cepheleri yönetmesinin yanı sıra cepheye gittiği de söylenir Kızıldeniz’e açılmak için gemiler yaptırıp ticaret ağını yeniden kurmuş egzotik malları ve zenginliği geri getirmiş. Yanındayız kraliçe.
Dev Mormon Heykelleri
Ebu Simbel’i görünce insan bunlardan etkilenemiyor. Ama bütün turlar götürüyor biz de bir görelim dedik.
Medinet Habou (Temple d'Amon)
Firavunlar bu tapınakla hırsızlıktan korudukları mezarlarını onurlandırdıklarına inanılır, firavunların bu tapılma merakını sebebi isimleri sonsuza dek anılırsa ancak ölümsüz olabileceklerine inanıyorlarmış. Yine renkli ve oldukça güzel bir tapınak benim görülmeli listemde.
Karnak Tapınağı
Buraya bir günde ayırsanız bir günde de gezebilirsiniz öyle büyüklükte bir yer. Eskiden daha da büyükmüş. Luksor Tapınağından başlayan sfenksli yol 3 km boyunca devam eder ve bu iki tapınağı birbirine bağlarmış.
Bu tapınağın bu kadar büyük olmasının sebebi daha önce de bahsettiğim gibi krallar vadisinde mezarı olan her firavun kendi döneminde buraya ona da tapılması için bazı bölümler ekletmiş ve böyle geniş bir alana yayılmış olmuş.
Tapınaktaki duvarları ülke tarihine ilişkin öykülerin anlatıldığı bir tür gazete olarak kullanan Mısırlı taş ustaları günümüzden yaklaşık 3.300 yıl önce Karnak’ta medya tarihinin bilinen ilk yalan haberine imza atmışlar. Olay şöyle gerçekleşmiş: Kadeş Barış Antlaşmasının hikayesi. Mısır kaynaklarında büyük zafer yazarken Hitit kaynaklarında yenilgiye uğradıkları yazar. Bu da tarihin ilk yalan haberi olarak anılıyormuş.
Bu tapınaktaki Sütunlar öyle devasa ki gözümüzün önünde 12 turist kollarıyla ancak sardı…
Luksor’da 2. Akşam Yemeği
Bizim artık pilimiz bitti bugün kahve molası da veremedik zaten. Bu akşam otelin akşam yemeklerini deneyimleyip yine çok beğenmediğimiz bir noktadayız ama ben mısır yemeklerinden çok sıkıldığımdan fish and chips söyledim çok yağlıydı acı sosla falan yendi anlıyor musunuz beklentileri düşük tutmaya devam.
Nil’de Gün Batımında Felluca Turu
Bu beyaz yelkenli gemiciklere felluca diyorlarmış. Bununla yine bizi bugün gezdiren arkadaşın aracılığıyla kendimize özel bir tur ayarlattık. 4 kişi için 1000 EGP verdik. Pazarlıkla daha çok düşebilir siz deneyin. Bangır bangır müzikle gezen teknelerin olmadığı anlar çok huzurlu ve güzeldi. Mısır’ın herhangi bir yerinde bir şekilde Nil Turu yapılmalı diye düşünüyorduk. Buraya kısmetmiş.
Gece Müzeciliği: Luksor Müzesi
Gün battıktan sonra Felluca’mızdan inip hemen önünde olan bu tapınağa geldik. Biz 6.30da falan geldik herhalde. Kapanışı 8. Son giriş ise 7’ydi. Aklınızda bulunsun zaten google haritalarda var saatler belki dönemsel değişiyordur.
Karnak Tapınağı sürekli kullanılmış olmasına rağmen Luksor Tapınağı sadece taşkın dönemlerinde kullanılmış. Luksor Tapınağı’nın büyük kısmı Ramses tarafından yapıldı bu da bilinsin istediği için cam ses Mühürleri diğerlerinden oldukça büyük yaptırmış.
Bu tapınağın da ışıklandırılmış haliyle görmek farklı bir deneyim oldu bu şekilde tercih ettiğimiz için mutluyuz.
Hurghada’ya Yolculuk
Ertesi sabah yeniden yola çıkıyoruz evett Hurghada yolcusu kalmasın. Bu yolda yaklaşık 3-4 saatlik bir yol. Yol üstünde de görmek istediğim önemli bir tapınak var. Dendara Tapınağı. Bu seyahat üzerinde Kleopatra’dan bir iz taşıyan tek yer. Bu yolculuk da 4 kişi toplam 100 dolara geldi. Biz hiç toplu taşıma kullanmadık. Her yere özel minibüslerle bırakıldık. Bunun tatil konforunu çok arttırdığına eminiz ve Mısır’da sefil olduk videolarının bir çoğu bu krizlere dayanıyor olduğunu düşünüyoruz.
Dendara Tapınağı
Bu tapınakta uzun yıllar boyunca bölümler eklenen tapınaklardan. İlk inşası Khufu’nun dönemine yani ilk piramitin inşasının dönemine kadar dayansa da piramitin arka bölümünde Kleopatra’nın kendini İsis olarak resmettirdiği bir bölüm var. kendini böyle resmettirmesinin sebebi halkın tam sevgisini kazanmak ve işe bu işe yaramış ve kendini bu şekilde ilahileştirmiş.
Kleopatra’nın kayıp mezarının İsis tapınaklarının birinin altında olduğu biliniyormuş. Kleopatra roma mısırı işgal etmeye geldiğinde yakalanmamak için kendini yılan zehriyle öldürmüş bu hareketi onun kendini mısırın tarihiyle bağdaştırmak istemesinden.
Hurghada
Artık Mısır’ın tarihi kısmı bitti. 2 gün deniz kum güneş demek isterdim ama biz şubat ayında gittik şanslı olsaydık rüzgar olmaz ve dalış yapabilirdik ama değildik ve dalış yapamadık. Bu dalış meselesi Kapadokya’da balonların uçması gibi bir devlet dairesi tarafından karar veriliyor hiç kimse yapamıyor yani o gün dalış.
Hurghada’ya vardığımızda çok acıkmıştık. Otele eşyaları bırakıp odamızın harika deniz manzarası karşısında büyülendik ve hemen yemek yemeye çıktık.
Star Fish Balık Restoranı
Buraya Uber’le geldik otelimizden 2.5 km falandı Uber 20 EGP falan tuttu yani 14 TL 4 kişi toplam bu fiyat Türkiye’de bir kişi minibüsle gidemezdik inanamadık ucuzluğa.
Balık restoranında balıkları tezgâhtan seçiyoruz ona göre geliyor. Biz bir kiloluk bir Kızıldeniz balığı, 1 parça ızgara kalamar, 1 parça kızarmış kalamar, 2şer karides, 2 balık çorbası salatalar, kolalar toplam kişi başı 250 tl falan ödedik hayatımızın şokunu yaşadık.
Daha sonra buradan otelimize yürümek istedik hem hediyelikçilere uğramak için. Evet tüm hediyelik alışverişinizi buraya saklamalısınız tabi ki tüm dükkanlar değil ama burası gerçekten en ucuz hediyeliklerin olduğu yer olduğuna eminiz açık ara.
Hurghada’da 2. Gün
Marketten aldıklarımızla kendimize kahvaltı hazırladık. Buradaki markette ucuzdu açıkçası bir de kahvaltı kültürlerinin bize uymadığına emin olduğumuz için evde basit bişiler yemek istedik.
Costa Coffe
Türkiye’de de varmış fiyatları bilmiyorum ama ürün kalitesi ve boyutlar yine inanılmaz iyiydi. Mediıum kahve Türkiye’deki büyük boylardan büyük ve 55 tl mi neydi? Yanında yine çok ucuz harika tatlılar yedik. Hurghada’da sonunda yemeklerden mutlu olduk.
Çöl Safarisi
Dalış olmadığından emin olunca safari ayarladık kendimize. Günbatımı saatlerinde olana yazıldık. O da kişi başı 21 dolar mıydı acaba? 1 dolar da çöle giriş vergisi ödüyorlarmış bizim adımıza. Vergi deyince de 1 biz 2 onlar maşallah.
Safari deneyim olsun gidin bir kere ama bence kimse 2.ye yapmaz bunu her yerimiz kum oldu. Ama çöl yeterince yumuşak kumlu değildi çok sarsıntılı bir yolculuktu hem de 25 km gidiş 25 km dönüş yoluymuş bu kadar uzun safari yolu mu olur elimiz yoruluyor. Gidince gezdirdikleri bedevi köyü de çok inandırıcı gelmedi. Bu teknolojinin içinde o kadar ksıır bir şekilde dışarıdan bir şey teknoloji kullanmadan yaşamak istemeleri ve canlı müze gibi bunu insanlara izletmeleri bize geçmedi.
Hurghada’da Son Akşam Yemeği
Hatta Mısır’da son akşam yemeği. Bi duygulandık açıkçası. Sürprizli bir son Sushi yemeye gidiyoruz. Syake Sushi. Japon bir şef yapıyormuş. Zaten puanı da 4.9 3bin kişi kötü olma ihtimali yok diye gittik. Gerçekten harikaydı yine önden balık çorbası, 48 sushi, edamame yedik. Meyve tabağı ikram ettiler üzerine bitki çayı içtik ve yine kişi başı 400 tl. türkiye’de 8 tane sushiye 400 veren bizlerin gözü bi dolmadı değil.
Hurghada Hediyelikleri
Buhurdanlıkların burada olduğunu da söylemiştim. Magnet tabi ki, hurma kilo sınırınızı sonuna kadar kullanın çok iyi tam fiyat performans. Papirüs kağıtlar olabilir.
Buraya kadar gelebildiyseniz sabrınızdan dolayı teşekkür ederim. Başlarken bu kadar uzun süreceğini asla düşünmemiştim. Şimdiden iyi yolculuklar dilerim.
Yorum Bırakın