Ya tuzak olan büyümek değil de geçmişin çağrısına verdiğimiz yanıt, geçmişin seçimleri, nasıl büyüyeceğimize dair duyduğumuz korkuysa ?
Bir gün sıcacık yorganların içinde uyuklarken cama vuran ses yağmur damlaları yerine geçmişin hayaletleri olduğunda büyümek korkunç görünüm kazanır. Geçmişteki deneyimler bugünkü bizlerin eteklerine yapışıp kendilerini özlettiklerinde her şey biraz daha zorlaşır. Geçmişte yaşarken o kadar da mutlu hissetmediğimiz ve takdir etmediğimiz anlar bugünümüzün korku ve şüphelerine bir peri masalı kadar sorunsuz ve akıcı gözükebilir.
Büyümekten korkmanın ilk sebebi budur; geçmişin süslenmiş hayaletleri.
Bugünümüzde yaptımız zorlayıcı bir seçimin sonuçlanmasını beklerken şüpheyle el ele tutuştuğumuz anlar yaşayabiliriz ve şüphenin bizi peşinde götürmesine neden olabiliriz. Şüpheyi takip ettiğimizde bizi yüksek dağların ardına geçmiş sisli bir geçmişe götürür, sis yüzünden göremediğimiz tepenin arkası hakkında olumlu izlenimlere kapılıp geçmişte girdiğimiz yanlış yolun bugünkü yolumuzdan daha iyi olduğunu düşünürüz. O anlığına geçmişteki korku ve vazgeçiş unutulur, bugünün seçimininin sonucunu belirleyecek şey büyümek olduğu için sabırsızlıkla arkamıza bakar; önümüzdekinden tehlikeli bir şüphe duyarız. Neticede bugünün seçiminin doğruluğu yarının sonucuna bağlıdır ve beklemek, sabırı bile çatlatabilecek kadar zorlayıcı bir duruş alabilir.
Büyümekten korkmanın bir diğer sebebi de budur; geçmişte kaldığını sandığın seçimlerin sislerde belirişi.
Yenilenmek ve değişmek büyümenin ana parçalarından biridir hatta bunlar bizi biz yapan ana durumlardır. Yanlış yerde olduğumuzu düşünmek yanlış büyüyeceğimizi düşünmemize yol açar, doğru yerde olduğumuzu bilmemiz değişimin bunu bizden alabileceğini düşünmemizi sağlar, içinde bulunduğumuz durumdan emin olamamak ise büyümenin tehlikeli olduğunu öne sürer. Akıntının tersine yüzeriz, su karnımıza yumuşak akıntılarını gönderip bizi kendi yolumuza çekmeyi denese bile başkalarının akıntılarını izleyerek öğrenmeye çalışır ve başkalarının akıntılarına dolana dolana kendi akıntımızı karmakarışık ederiz.
Büyümenin korkmanın bir başka sebebi de şudur; nasıl yapacağını bilememek.
Büyümekten korkmanın bireyin kişisel yaşamıyla iç içe yorumlanabilecek birçok başka sebebi olsa da benim genel gözlemlerim ve düşüncelerim sonucu söyleyebileceğim ana durumlar bunlar. Ve bu durumlar ve diğer kişisel durumlar da dahil olmak üzere büyümekten korkmanın tüm sebepleri geçerli ve oldukça normaldir.
Hepimiz ilk kez büyüyoruz, hepimiz ilk defa bir geçmişe sahip oluyor ve ilk defa o geçmişin seçimleriyle kancalanıyoruz.
Geçmişi değiştiremeyeceğimizi ve ona geri dönemeyeceğimizi söylemek ne kadar sıradan ve bilindik tavsiyeler olarak gözükseler de ilerlemek gerektiğini anlamak için çok önemliler. Sonuçta geçmişte yanlış seçimler yapmış olduğumuzu düşünsek de sonuçlarını yorumlayacak ve ilerlemeye devam edeceğiz, tıpkı doğru kararları verdiğimizi düşündüğümüzde de yapacağımız gibi.
İnancım şu düşünceyle şekilleniyor ki o da kendi akıntımızı bulmamız gerektiği. Büyürken kendimiz olmak, kendimizi ifade etmek adına yaptığımız her değişim, ilerleme, seçim ve korku bir hata değil bizzat akıntının ta kendisidir. Kendi akıntınızda boğulmak bir başkasınınkine bakarak öğrenmeye çalışmaktan iyidir çünkü başkalarına bakarak kendimizi bulamayız, kendi akıntımızdaki kendi yansımalarımıza bakmak gerekir.
Her şey bir gün büyüyecek, her şey bir gün değişecektir. Ve yapmamız gereken yapabileceğimiz tek bir şey var ki oda ilerlemek; ilerleyemeyeceğimize inansak bile, olduğumuz yerde öylece dikilsek bile tuhaftır ki ilerler, büyürüz. Akışla yüzedebilirsiniz, sizi iteklemesine izin de verebilirsiniz; sonuçta hiçbir şey değişmeden kalmaz. Uzun veya kısa süreli duraklamalırımız bile bize bir şeyler öğreterek bizi bir adım da olsa ileri taşırlar.
Büyümek korkunç ve önlenemez gözükebilir fakat korkunç ve önlenemez şeyler hakkında şöyle bir durum vardır ki o da yenilebilir ve alışılabilir olmaları.
Akıntınızı yaratmanız ve korkuyla bile olsa gönlünüzdekini yapmanız dileğiyle. Toprak nasıl üstünde filizlenen çiçekten korkmaz ise siz de gelişen ve serpilen benliğinizden korkmayın.
Unutmayın, hiçbir şey aynı kalmaz, bir gün Peter Pan bile büyüyecek; buna ne kadar dirense de.
Yorum Bırakın