Takı takmak bir nevi içimizdeki bir boşluk hissini dolduruyor, kendimizi ifade etmemizi sağlıyor olabilir mi ?
Böyle düşünmek oldukça tuhaf gelse de takı takmak ve daha sonra onları çıkartmak arasında boşluk ve doluluk hislerinin arasında olduğu gibi bir bağ kurabiliriz. Ya da ağırlık ve hafiflik gibi.
Kendi adıma konuşmak gerekirse fazla fazla takı takmak beni her zaman biraz daha rahat hissettirir, bir nevi kendimi daha daha ve daha ifade ediyormuşum gibi.

Sessiz ve göze batmamaya alışmış, bunu seven kişilerin kalabalık önüne ilk defa çıkmaları gibi bir his vardır çıplak tenimize çeşitli takılar giydirmekte. Kendimizi ne söylemek istediğimizi dahi bilmeden ifade etmenin bir yoludur bu, bir şey söylemeyiz fakat söylüyoruzdur da.
Boşluk hissi içi doldurulabilir bir oyuk olmasa da dışını kaplayan ten öyledir, göğüse değen bir kolye ucu, sıcak ellerine taktığında ilkte soğuk gelen fakat daha sonrasında ısınan yüzükler, heyecanla bir şeyler anlatırken bilekte şıngırdayan bilezikler.
Hepsi bir boşluğu doldurur evet, fakat ben bunun herkes için aynı tür bir boşluk olduğunu düşünmüyorum. Kimisi için bileklerine değmeyen bir elin boşluğu, kimisi için göğsünde hissettiği atan fakat konuşmayan kalbinin boşluğu, kimisi için parmaklarının arasına alıp sıkamayacağı, ellerinin arasından çoktan kayıp gitmiş bir şeyin boşluğu. Kimisi için neyin boşluğu olduğunu bile bilmediği bir boşluk.

Düşünsenize, sıcak ve yorucu bir günün ardından eve döndüğünüzde üzerinizden çıkardığınız takılarla rahatlamış hissedersiniz çünkü uzun süredir onları üzerinizde taşımak sizi bunaltmıştır. Bu takılar bazen dışarıya, bazen ise yalnızca kendimize bir şeyleri kanıtlamaya çalışmamızı ifade ediyor olabilirler mi ? Kimse dinlemez iken hala konuşmaya devam ediyor olduğunu belli edercesine şıngırdayan bilezikler, parmaklarında uzun süredir ellerinde olduklarını belli edercesine sıcak yüzükler, göğsündeki yalnızlığa perde çekmiş kolye uçları. “Ben de burdayım !” dercesine oradalar.
Ve uzun bir günün ardından onları çıkardığımızda yine de rahatlarız; neden ? Belki de orada olduğu gerçeğini asla reddedemeyeceğimiz boşlukları uzun süre gizlediğimiz için, belki de yetersizlik ve hafiflik hissini ağırlaştırmaya çalışsak dahi orada oldukları gerçeğinden kendimizi uzaklaştıramadığımız için. Belki de sessizliği dağıtırcasına “Ben de burdayım !” dedikleri için.
Hayır, takı takmak asla kötü bir şey olarak gözükmedi bana. Fakat hep bir kolyeyi alıp boynuna giydirmekten fazlasıydı. Moda başlı başına kendini ifade etmenin bir biçimidir, aynı şekilde bu takılar da öyle. Kimse onlarla ne demeye çalıştığınızı anlamak zorunda değil, ki amaç bu da değil. Bir amaç yok, çünkü bu sonuçlar beklenen bir eylem değil. Bazen takının takıldığı ten bile bilmez ne anlatmak istediğini ama yine de bir şeyler anlatılıyordur ve derinlerde o takıyı takan eller bunu bilmeden de biliyordur.

Yorum Bırakın