Bugün de aynı yüzle uyandım.
Ama bu yüz bana ait değil.
Zaman, her sabah başka bir yabancı bırakıyor aynama.
Gözlerim…
gözlerim hâlâ burada, ama içinde kimse yok.
İnsanlar sokakta yürüyor.
Ben pencereden bakıyorum
sanki dünyanın dışındayım
gözle görünmeyen bir camın arkasında sıkışmış
bir varlık
bir belirsizlik.
Sesler çarpıyor duvarlara
anlamlar ezilip düşüyor yere.
Bir çığlık olmak istiyorum
ama çıkan sadece içli bir fısıltı.
Duyan yok.
Duymak isteyen yok.
Zaman geçiyor ama ben geçmiyorum.
Her şey değişiyor,
ben hep aynı donuklukta kalıyorum.
Herkes ileri gidiyor,
ben yalnızca içime göç ediyorum.
Bugün konuşmadım.
Bir kelime bile etmedim.
Dilim damağımda kurudu
sözlerim içimde çürüdü.
Konuşmak
yeni bir yalan üretmek gibi geldi.
Bir sokak lambasına baktım uzun uzun.
Geceyi aydınlatmaya çalışırken
kendini tüketen o sarı yalnızlık…
belki de bana en çok o benziyor.
Ve işte yine buradayım
ne tamamen burada
ne tamamen yok.
Sadece…
arada.
Hissedilmeyen bir varlığın güncesinde
bir gün daha
sessizce siliniyor…
Yorum Bırakın