Bir sabah
Kendimi uyandırmadan uyandım.
Perdeden sızan ışık
Zamana tutulmuş eski bir yara gibiydi.
Duvar saati
kendine küsmüş bir sevgili gibi durmuş.
Akrep yelkovana yanaşmıyor
Yelkovan saatin göğsünde uyuyor gibi.
Yani zaman bile ilişkisini yürütmek istemiyor artık
Camdan bakıyorum.
Gökyüzü mavi değil
ağlamış bir çocuğun gözleri gibi morarmış biraz.
Bir kırlangıç dönüyor
hem kendine
hem geçmişine.
Unutamamış gibi.
Unutamıyoruz zaten.
Unutabilenler çoktan ölmüştür.
Ölen herkes unutur
ama yaşayanlar taşır.
Mutfakta çaydanlık susuyordu.
Dibinde biriken tortu
Gençliğimden kalma bir şeydi
Beni hep yarım bırakan su gibi
Kaynamamış,
Ama eksilmiş.
Mutfakta tost ekmeği yerine
bir hatıra yanıyor.
İlk öpüşmemin tadı hâlâ damağımda
ekşi ve utanmaz.
Kiminle olduğunun bir önemi yok artık
kiminle unuttuğum önemli.
Dışarıda insanlar geçiyordu
Her biri başka bir yalnızlığa ait.
Bir kadın
Kırmızı ojeli tırnağıyla tutuyordu
Alışveriş poşetini değil
Dağılmamak için kendi kırılganlığını.
Bir çocuk
Babasının ellerinden çok daha büyük ayakkabılarla
Uçurtmasız bir gökyüzünü yürüyordu.
Ben ise
Posta kutusuna bıraktım kendimi.
Bir mektup gibi
damgasız, adrese teslim edilmemiş.
Bir kadın okusa belki
bir kahkaha gibi katlanır sayfalarıma.
Ama kim okur ki artık mektup?
Herkes kendi iç sesini susturmakla meşgul.
Evde her şey biraz yamuktu.
Tablolar, sandalyeler, düşünceler…
Bir tek sessizlik dimdik duruyordu.
Konuşacak çok şey vardı ama
Hepsi sessizliği kirletmeyecek kadar önemsizdi.
Bir çalar saat
Yalnızca uyandırmak için değil
Hatırlatmak için çalarmış meğer
“Hayat geçiyor
Sen hâlâ burada mısın?”
Kırlangıç dönüyor tekrar
bu kaçıncı volta hayatın etrafında?
Ben dizlerime sardığım bir battaniyeyim artık.
Bir insan bazen
Göçmeyi öğrenen bir kuş kadar bile
Yol alamaz.
Ve bazen bir kuş
Bir insandan daha çok bilir
Nereye dönülmez.
Ah sevgili
zaman bana şiir yazmayı değil
şiiri yaşatmayı öğretti.
Ve yaşadım.
Her cümle bir sigara
her şiir bir sabah mahmurluğu.
Ve şimdi yalnızca şunu diyorum
Gel
Kırlangıç saati tam senlik şimdi.
Zamanı değil
beni geri al.
Sonra her şey sustu.
Saat yeniden çalıştı.
Bir ekmek kızardı tost makinesinde.
Bardaktaki çay buharı
Ruhuma bir mektup yazdı.
İçtim.
Zamanı affettim…
Yorum Bırakın