Advertisement
Advertisement

Değişim

Değişim
  • 1
    0
    0
    0
  • Değişim sanırım zamana bağlı bir durum olarak algılanıyor.

    Şahsen çok yanlış olduğunu düşünmemekle birlikte zaman felsefesi hakkında pek bilgi sahibi de değilim. Yani bazen oturururken gözüm kolumdaki sivri sinek izinin artık daha yavaş iyileştiğine takılır ansızın: Bu dünya da çok zaman harcadığıma delalettir. Kendime bakarım ve yirmi üç yaşıma geldiğimi söylerim. Ne kadar ilginç değil mi? Birileri için abla, birileri için çocuk kimi içinse hayatı cesurca yaşamaya çalışan bir insanım. Ve eminim ki içimdeki yaşlı eleştirmen için işleri yarıda bırakan bir maymun iştahlıyım. Bazen haklı, doymaz bir hobi deryam var ve her gün onları nasıl tek çatı altıda toplayıp meşrulaştırabileceğimi düşünüyorum

    Yine de bunun yanında düşünsel pek çok ögeye sahibim, her birimiz gibi sanırım.

    Geçmişin somut sorumluluğu, gelecek nesillerin belli belirsiz şimdiden başlayan haklı isyanları, annemin "Ee şimdi ne yapacaksın kızım?" sorusu, "Farklı bir bölüm okuyup memur mu olsan?" ikilemi, devletin liseden beri zihnimi meşgul eden politik çıkmazları ve x'i silme kararıyla beraber azalan gündelik kaos, vicdan sahibi olduğunu düşünerek teröristleri meşrulaştıan bir düşünür kesmi...

    Oldukça yorgunum. Şu günlerde bunca yükü neden taşıdığımı soruyorum, lise de telefon değiştiriken ve gofret alırken hangi marka almalıyım diye düşünürken insanlara ve cebimdeki paraya bakınca en ucuzu seçmemi hatırlıyorum. Sanırım  benim için geçmişteki tek büyük pişmanlığım bireysel duruşumu küçümsememdi: Ama içten içe hep biliyordum, o 99 kuruşun ardından "artık üretilmediği için" verilmeyen bir kuruşlarla neler döndüğünü basit bir matematikle algılayabiliyordum. Ya ben çok düşünüyordum ya da toplum organize olana kadar bir kuruşun değerini görememişti. Gerçi şimdiden bakınca her şey beyhude bi çaba gibi durmuyor değil: Ya yandaşı, ya ülkene katil diyeni, ya insanlık suçu işleyeni, ya hayvan deneyleri yapanları ya da kadın düşmanarını besliyorsun. Giyimde ve gıdada küçük işletmelere yönelsen de teknolojide bu oldukça zor bir noktada çünkü bunlar devasa yatırımlar ve yatırım yapan insanlar genelde her birimizi algoritma ürünü olarak görüyorlar: Tek dertleri zamanınızı o uygulamada daha fazla video kaydırarak geçirmeniz. Bu teknolojiyi üreten insanlara ne yapmak gerek? Boykot yine bireysel bir çaba olarak işe yarayabilir gibi duruyor ama bu mesleğindeki yelpazede kendini kısıtlamak anlamına da gelebilir. 

    Hadi hep beraber tuşu telefona geçelim.

    Neticede yapay zeka, Google ve daha bilmediğim nicesi bu kadar su tüketirken kütüphaneye kapanıp kitap okumak ve defterime yazı yazmak daha mantıklı geliyor. Ama hayır, zamanımız o kadar değerli ki kağıda yazarak enerjinizi ve ağaçların israfına sebep olmamalıyız: Bunun yerine yarattığıız o müthiş zamanı ekranda 12 saat harcayarak geçirin. Üstelik o kadar bok gibi hissetmenizi sağlayacağız ki sizleri sömüren zenginlerin hayatlarını düzenli olarak izletip depresyona sokacağız, duygusal olarak dışarı çıkıp arkadaş edinmekten korktuğunuz için de dostlarınız hazır; hamburger, gofret ve daha nice reklamını yaptığımız atıştırmalıklar. Bunları yerken zamanın neden boşa geçsin ki? Sana mükemmel dönüşüm hikayeleriyle ilham veren bunca mükemmel filmi posterleriyle karşına sunmuşken o kuru kafalı oyuncularla asla sahip olamayacağın kaslı vücuda sahip erkeğin hikayesini izlemek varken neden sadece yemek yiyesin? Ve evet, keşfette gördüğün tüm kitapları okumalı ve filmleri izlemelisin, özellikle on sezonluk yapımların her biri sanat eseri.

    Birkaç harfe tıklayarak binlerce bilgi arşivi sağlayabilmen için yarattığımız o arşiv mi? Boş ver şimdi onu! Yağlı parmaklarınla başlat tuşuna bas: Sana ilham olacak ve elindekilerin değerini görmemeni sağlayacak, kendi içindeki düşmana yönlendirecek bir hikaye anlatacağım.

    Aman be! Ne kadar safsata yaptım! Bir bana mı kaldı her şeyi düşünmek?

    Bunca şey düşünürken içerik üretmek bundan iki yüzlülük gibi geliyor. Eleştirdiğim şeye dönmek gibi gelse de insanlar bunca videonun arasında belki benim birkaç kelimem sayesinde farklı yöne bakabilir diye düşünmeden edemiyorum. Ama sonra aklıma iklim krizi geliyor işte, teknolojinin ne kadar ileri boyutta zarar verdiğini dahaca bilmesem de ben de bir web sitesinde yazıyorum işte.

    Belki yazdıklarım vicdan mastürbasyonu gibi gelmiştir. Doğrudur, ama ben düşünmeden de edemiyorum işte. Elimde değil.

    Kendime bakıyorum, kişisel tarihime. Ne kadar değiştiğimi görmeden edemiyorum bu noktada. Beklemediğim pek çok zaferim var. Kendimle kıyaslanınca sanırım çizgisel bir kişisel gelişim düşünürsek a noktasından b noktasına gidiyorum. A noktası daha kötü bir halimse b noktası en iyi versiyonum ve evet, a noktası daime ardında izler bırakarak birkaç adım arkamda beliriyor. Bu değişimin ve ilerlemenin acısı veya ödülü oluyor. Kişi değişmek istemiyorsa bu sadece kanlı bir yol gibi gözükebilir. Yine de bu sandığınız gibi bir durum değil. Kan kutsaldır ve sendir, sen kendini doğaya karıştırıyorsun ve vücudun yenisini üretiyor: Bu bir tür yenilenme. Değişim.

    Yine de bu iki aydır kelimelerin parmak uçlarımdan kaçıp zihnimde nasıl mırıltılar çıkardıklarını anlatamaz. 

    Değişim sertte olabilir, sizi kırar ve tükürdüğünüzü yalatabilir: Bunun için büyük lokma ye büyük laf etme derler. Pek inanmasamda akla uygun olan yaşlı sözleri önemlidir, düşünmek gerekir. 

    Anlayacağınız o ki seçtiğim sert bir değişim beni kucakladı ve kelimelerin beyaz mürekkeple somutlaşmasına engel oldu. Geçen iki ay zordu, pişman olmamak için en ince ayrıntısına kadar düşündüğüm her şeyin, kendime yüklediğim sorumlulukların tamamı hayatımda somutlaşmasıyla birçok söylenme ve küfre sebep oldu. Yine de tüm oyuncaklara sahip olunamaz ve kendi hedeflerin için gerçekleştirdiğin hayallerinden bazen vazgeçmelisin. Çünkü kişisel tarihin için en üst noktadayken yeni bir zirve görünür, onun için aşağı inmek ve yeni bir yola koyulmak gerekir.

    Ya da sadece kiralar çok pahalıydı ve hayat, 2500 tl ile başlamaya çalışan bir genç için kırıcıdır.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.