Fal. 🔮

Fal. 🔮
  • 1
    0
    0
    0
  • Belirsizliğin boğazımıza bir urgan ipi dolamaya kalkıştığı anda ellerimizi boğazımızla ipin arasına sokar, direnebileceğimizi sanarak ellerimizi keseriz. Kapatılmış fincanlar ve yüzü çevrilmiş kağıtlar soyut urganımızı uzaklaştırmak adına parçaladığımız ellerimizdir. Çünkü bilmemek korkudan da fazlasını getirir, bazen öyle bilmezsin ki bildiklerin de seninle birlikte ipin ucunda sallanıverir. 

    Bu durumda koştuğumuz fal kehanetten çok anlık bir rahatlama sağlar. Duyduklarınız gerçekleşsin ya da gerçekleşmesin önemli değil, zaten asıl umursadığınız bu değildir. Sadece bir anlığına olsun belirsizliğin yokluktan çıkan dumanını dağıtmak, ardındakini bildiğiniz yanılsamasına kapılmak istersiniz. 

    Ve falsız kalmak çoğunlukla zordur çünkü belirsizlik dağıldığını hissedip rahatladığınız anlarda bile oradadır aslında, fala inanmak ise daha da zordur; falcılar Tanrı değildir ne de olsa. 

    Günlük hayatımızın çok büyük bir bölümünü kaplamadığı sürece, bilinmezlikler olabildiğince az iken fal gülünç hatta zaman kaybı olarak görülür. Fakat ne zaman ki korkudan deliliğin sınırlarına ayak basıp o incecik sınırda sallanmaya başlarsınız işte o zaman belirsizliği yalandan veya değil bastıracak birine ihtiyaç duyarsınız. 

    Böyle durumlarda kahve sırf falı için bile içilir; fincanı kapattığımızda bir çoğumuzun aklında söylenmesini beklediğimiz spesifik bir olay, bahsedilmesini beklediğimiz değerli biri vardır. Kiminin falcısı hiçbir şey bilmeden doğru yorumlarken, kimininki çok şey bilir ve bunları birbirine karıştırarak yorumlar. En nihayetinde, nasıl olduğu fark etmeksizin hepsi size duymak istediğiniz bir yalanı ya da duymak istemediğiniz bir gerçeği söyler. 

    Falcıların kimseye doğruluk borcu yoktur fakat belirsizlikten çekinen fal baktıkları kişinin yerine birçok kez geçmiş olmalarının getirdiği bilinçle gerçekleri söyler ve ellerinden geldiğince yönlendirirler. 

    Falcılar ne kadar büyülü veya doğaüstü gibi gelse de kulağa günümüzde gördüğümüz çoğu falcı yalnızca yaşlı ve deneyimli kadınlar. Kim bilir belki kimse doğrudan konuştuklarında onları dinlemeye tenezzül etmediğinden kahve fincanları ve kehanet kartlarıyla dile getiriyorlar bilgeliklerini. 

    Hatta bizzat kendim doğaüstü şeylere ilgi duyan biri olarak falı büyü ve doğaüstünden çok bir iletişim şekli olarak görüyorum. Kimi falların nasıl çıktığı veya kimi kartların nasıl düşüp doğruyu gösterdiğini bilecek kadar ermiş değilim sonuç olarak. 

    Fakat şunu biliyorum ki fal bir amaç değil araç; falınıza bakan kişi sizi tanısın tanımasın fark etmez size bir şeyler söylüyor ve siz bu söylediği şeylerle birlikte doğru olsun ya da olmasınlar kendinizi sorguluyorsunuz. Fal siz ve içsel belirsizliğiniz arasında bir köprü de aynı zamanda, neyi duymak isteyip istemediğinize karar vererek kendinizi tanıyorsunuz. Buradaki amaç fincan kapanırken, kağıtlar karışırken içinizden geçirdiğiniz şeyin sizin için önemi ve anlamını gerçekten keşfetmek, anlamak. 

    Ne demişler, fala inanma ama falsız da kalma.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.