Advertisement
Advertisement

İlişki Perspektifi Bölüm 1: Mitchell & Cameron - Modern Family

İlişki Perspektifi Bölüm 1: Mitchell & Cameron - Modern Family
  • 2
    0
    0
    0
  • Yeni yazı serimiz İlişki Perspektifi’ne hoşgeldiniz. Bu seride severek izlediğimiz dizilerden bazı çiftlerin ilişkilerine daha yakından bakacağız. Kimi zaman ilham verici çiftleri, kimi zaman da 'evlerden ırak' diyeceğimiz ilişki dinamiklerini mercek altına alacağız. Serimize Modern Family'den Mitchell Pritchett ve Cameron Tucker ilişkisi ile başlıyoruz!

    Modern Family çeşitli ilişki dinamiklerini incelemek isteyenlere fazlaca malzeme sunan bir dizi. Elbette bu tarz bir sitcomda çiftler arasındaki anlaşmazlık ve farklılıklar dizinin komedi unsurunu beslemek için kullanılıyor. Bu sebeple diziyi ilk izlemeye başladığımda Mitch ve Cam arasındaki olmamışlığı hep iyiye yormaya çalıştım. Ama bir süre sonra diğer çiftlerin arasından negatif anlamda sıyrıldıklarını fark ettim. 

    Cameron ve Mitchell birbirine zıt karakterlere sahip. Bu durum tabii ki iyi bir çift olmaya engel değil. Her ilişki gönüllü bir uzlaşmadır. Çiftler zıtlıklarını tolere ettiği ve aralarındaki sevgi, farklılıkları önemsiz bırakabildiği sürece zıt olmakta kötü bir şey yok. Peki bu ikisinde durum nasıl?

    Rekabet, hor görme ve küçümseme

    Bu ikiliden bahsedince aklıma ilk gelenler bunlar. Cameron ve Mitchell sık sık birbirlerini kıskanıyorlar fakat bu adeta bir kardeş ya da akran kıskançlığı gibi. Dizi boyunca farklı alanlarda birbirleri ile kimi zaman gizli kimi zaman da açıkça rekabet ediyorlar. Bu rekabet bazen karşıdakinin başarısı karşısında diğerinin eşdeğer ya da daha üstün bir başarıya sahip olduğunu ispat etmeye çalışmasıyla ortaya çıkıyor.

    Örneğin Mitchell işi ile ilgili bir ödül kazanıyor ve bunu salondaki rafa koyuyor. Ertesi gün Cameron geçmişte aldığı bir ödülü aynı rafa yerleştiriyor ve Mitchell’ın ödülünden daha yüksek durmasını sağlıyor. 

     

    Bu rekabet ve daha iyi olduğunu kanıtlama arzusu Cameron’da açıkça görülüyor. Örneğin yine üçüncü sezonda Cameron ve Mitchell birlikte şarkı söylüyorlar ve dinleyen kişi Mitchell’ın sesini övüyor. Bunun üzerine Cameron ilk fırsatta kendi sesinin de çok güzel olduğunu (ya da daha iyi olduğunu) ispatlamaya çalışıyor. 

    Mitchell ise bu konuda daha gizli hareket ediyor. O zaten Cameron’dan daha iyi olduğunu çoktan biliyor. Cameron’ın davranışlarından, düşüncelerinden, fikirlerinden bahsederken, Cameron'ı dinlerken gözlerini devirmediği bir an yok. Mitchell hep “her zamanki Cameron işte..bildiğiniz gibi” diyor içinden. 

    Aynı zamanda sık sık Cameron’dan utandığını görüyoruz. Örneğin iş ile ilgili etkinliklere gittiğinde sürekli Cameron’ın davranışlarından utanıyor ve çevresine açıklama yapıyor. Bu tarz etkinliklerden önce Mitchell aslında Cameron ile birlikte olacağı için geriliyor çünkü sadece sosyal bir ortamı yönetmekle kalmıyor, Cam’in ortama uymayan davranışlarını da idare etmek zorunda hissediyor. 

    Aralarındaki rekabet ve kıskançlığın belki de en tehlikeli olduğu alan ise Lily ile olan ilişkilerinde ortaya çıkıyor. Cameron Lily'e daha yakın bir ebeveyn, birincil bakım veren olarak ortaya çıkarken; Mitchell daha geri planda ve mesafeli kalıyor gibi görünüyor. Bu denge biraz değişip Lily Mitchell'a yakınlaştığında Cameron Lily'in "favorisi" olma konumunu kaybetme tehlikesi hissediyor. Bir ebeveyn olarak çocuğunun duygularını önemsemesi gerekirken kendi duygularını korumak için çocuğunu yönlendirmeye çalışıyor. 

    Kaprisler ve manipülasyon 

    Cameron sık sık pasif agresif hareketlere başvuran, kaprisli bir karakter. İşlerin onun istediği tarzda olmamasına tahammülü yok. Mitchell’ı esnek olmamakla suçlasa da aslında belki de esnek olmayan o. Tartışmalarda ya da gündelik hayatta olaylar onun lehine olmadığında sık sık alınganlık gösteriyor, küsüyor, iletişim yollarını kapatıyor. Bu alınganlık ve kaprisler bir tür manipülasyon yöntemi olarak kullanılıyor Cameron tarafından. Alınganlığı öyle yüksek düzeyde ki Cameron ile açık iletişim kurmak imkansız.  Bu da ilişkilerin en büyük sınavı ve en iyi gelişim alanı olan “zor konuları konuşabilme ve tartışabilme”yi tamamen devre dışı bırakıyor. 

    Bir bölümde Mitchell, Cameron’a sürpriz yapmak amacıyla “Flash mob” denen bir dans gösterisine katılıyor ve aylarca bunun için pratik yapıyor. Gösterinin ardından mutlu olmak bir kenara, onsuz dans ettiği için daha da kızıyor Cameron.

    Yani bir bakıma Cameron sürekli ilgi isteyen, sızlanan, küsen bir çocuk; Mitchell’sa onu hizaya sokmaya çalışan, bir yandan gönlünü almak için peşinden koşan, onun sosyal durumlara uymayan davranışlarından utanan ve ona tahammül eden mutsuz bir ebeveyn gibi. 

    Bağlanma stilleri, ev idaresi, tamamlayıcı noktalar 

    Devam eden her ilişkide olduğu gibi bu ikilinin ilişkisinde de sistemin devamlılığını sağlayan bazı unsurlar var. Mitchell, duygularını kontrol altında tutmaya çalışan, daha mesafeli ve kaçıngan bir yapı sergilerken; Cameron daha yoğun, onay arayan, kaygılı bağlanmaya yakın bir karakter. Genellikle kaçıngan ve kaygılı bağlananların birbirini bulduğu bir dünyada bu ikilinin de birbirinden kopamamasının bir arka plana dayanıyor. Bu duruma sağlıklı denebilir mi emin değilim ama sistemin ayakta kalmasını dolaylı bir yoldan sağladığı kesin.

    Lily'nin dahil olmasıyla birlikte ev idaresinde bir sistem oturttuklarını fark ediyoruz. Cameron daha çok evin iç düzeni, çocuk bakımı gibi ev içi konularla ilgilenirken; Mitchell kariyer ve dış dünya ile ilgili görevleri üstleniyor. Her ne kadar bu sisteme ideal diyemesek de rollerin sınırlarının çizilmiş olması sistemin işlerliğini artırıyor. Zaman içerisinde rol değişikliklerinin yaşandığını, sorumluluklarının karşılıklı olarak değiştiğini de görüyoruz. Bu da ilişkide yeni çalkantılara yol açsa da sonunda değişikliklere de uyum sağlayabiliyorlar. 

    Bu çiftin üstünden merceğimizi kaldırırken genel anlamda onların neye ihtiyaç duyduklarını da konuşalım istiyorum. Daha açık iletişime, daha olgun ve yapıcı bir bakış açısına, birbirlerine karşı şefkat ve güvenlerini beslemeye ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. İkilinin bir çift olarak en iyi sahnesi, ikinci bir evlat edinmeye karar verdikleri dönemde birkaç kez fırsatlarını kaçırıp hayal kırıklığına uğradıkları ve sonunda bu karardan vazgeçtikleri bölüm. O sahnede ikisi de duygularını birbirleriyle açıkça anlatıp, yaşadıkları durumun ağırlığını birlikte göğüslüyor. İşte ihtiyaç duydukları şey tam da birbirlerine böyle alanlar açmaları ve ilişki içinde daha çok güven inşa edebilmeleriydi. 

    İlişki Perspektifi'nin bir sonraki bölümüne hangi çiftin konuk olmasını istersiniz? 

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.