Bir yerin ortasında ne yapacağına dair hiçbir fikre sahip olmadan duruyorsun. Ne yapacağını bilmemek yeterince ürkütücü değilmiş gibi olduğun yeri de tanımıyorsun. Sanki biri seni küçük bir oyuncakmışçasına kollarından yakalamış ve kocaman bir yerin ortasına koymuş. Demiş ki “Ne yapman gerektiğini biliyorsun, neden burada olduğunu da.” Ama işin aslı, bilmiyorsun. Hiçbir fikrin yok. 

Önce ne yapman gerektiğine mi karar vermelisin yoksa nerede olduğunu ve neden olduğunu mu anlamalısın karar veremiyorsun. Her şey hem çok karmaşık hem de çok izole. Olduğun yerde senden başka kimsecikler yok sanki, yoklar mı sahi ? 

Bu yere gelmeden önce “Bir yerde olayım yeter, biri olayım yeter.” diye düşünüyordun belki. Şimdiyse bir yerdesin ve birisin dileğindeki gibi fakat bu “bir yerin” isminin kalbinde bir karşılığı yok; olduğunu idda ettiğin “birinin” ruhunda bir yansıması yok. 

Senin gibi bir yere bir anda bırakılmış başkaları elbet vardır, zamanla bu düşünceye ısınıyorsun. Nerede olduklarını merak ediyorsun fakat onlar da bir yerlede kendilerini arıyorlar. Bu sefer de seni buraya bırakan ellere kızmaya başlıyorsun zamanla, onlar da mı tahmin edemedi nerede olman gerektiğini ? 

Olay şu ki, bir yerde olmaktan ve biri olmaktan öte kendinde olman gerek, önemli olan bu; kendinde ve kendinle olmak. Çünkü bir kere sırf birileri seni biri olarak görüp takdir etsin, sırf artık kayıp hissetme ve yalancıktan da olsa senin olmayan bir yerde barın diye kendinden vazgeçersen bir daha kendini hiçbir yerde bulamayabilirsin. 

Gerekirse sürekli farklı farklı yerlerde ol, gerekirse sürekli aynı yerde. Gerek sürekli değişen ve iyileşen biri ol gerek çekingen bir çocuk. Önemli değil, yeter ki tüm bu değişim ve kimlik arayışının içinde gerçekten içinden geldiği gibi ol.

Elbet bir gün olduğun kişiyi oluşturacak, bulacaksın. Elbet bir gün bir yerde değil senin yerinde olacaksın. 

Yalnızca bu arayışta kendini harcamamaya dikkat et çünkü kendini ve yerini - belki yerlerini- benimsediğin o gün harcanmış en ufak bir parçana bile ihtiyaç duyacaksın.