Fark edilmeyeceğime inanmak yersiz bir temenniymiş,
yakacaklar beni.
Ölemem bir cadı gibi,
yitemem ateşlerin içinde göremeden denizimi.
Bilsem de bir suç olduğunu suçlayamam kibrimi,
burnunu dikçe kaldırıp hırçın olmayan duyamaz denizin sesini,
gerçekleştiremem doğama aykırı hiçbir eylemi,
bu yüzden başıma ne geldiyse geldi.
Korsanlar yalnızca haz düşkünü ahmaklar değilmiş,
tanıdı biri karadaki denizi, aidiyetsizliğimi.
“Cadıyı yakın !”
Suratım hiçte andırmaz bir iblisi,
yine de bağırışları dinmedi.
Gerçekten yakacaklar sanırım ki beni.
Eğer kollarımı tutmasalar atlayabilirdim suya, gösterirdim onlara gerçeğimi,
fakat tuttular dizlerimi.
Ölemem ki ben bir cadı gibi,
benim kötülüğüm seçilmiş değil,
reddedemem olduğum şeyi.
Sonum denizin üstünde gelecekmiş, bilemezdim.
Beni bağladıkları kazığı suyumun altında dikemezsin,
herkes kendinin zemininde efendiymiş, bunu öğrendim.
Bense bir başkasının zeminine canavar olarak sinmiştim ve bu yüzden
sahip olduğum suyun üzerinde bir cadı gibi de yittim.
-ʚїɞ
Yorum Bırakın