ben seni duydum, dağın kalbinden

ben seni duydum, dağın kalbinden
  • 1
    0
    0
    0
  • (bir yoldaşın ardından, hiçbir yere gönderilmemiş bir şiir)


    dağın eteklerinde bir ses duydum

    senin sesindi

    bir halkın boğazına sıkışan ilk harf gibi çatallı

    yıllarca yasaklanmış bir ağıtın

    yeni başlayan cümlesiydi.


    şehre haber gelmedi.

    gelmez.

    çünkü burası

    sadece ölümleri konuşur

    yaşamı sansürler.


    adını kısık söylediler

    ki yankı yapmasın duvarlarda.

    ama ben biliyorum

    her taşın altında

    senin bir adımın kaldı.

    her gecede

    senin bir gölgen saklanıyor.


    seni “bir terörist” diye andılar

    haberlerde

    ama ben seni

    bir ekmek sırasının sonundaki sabırdan tanıyorum.

    bir annenin oğluna sarılamayışından

    bir kız çocuğunun gözyaşında

    “baba” diyemeyişinden.


    sen hiçbir zaman kahraman olmak istemedin

    yalnızca

    “biz” diyebilecek bir halkın sesi olmak istedin.

    ama sen konuşunca

    sustular.

    ama sen sustuğunda

    biz çığlık olduk.


    dağlarda sana kardeş diyenler

    şimdi şehirlerde kod adıyla anılıyor

    mezar yerin yok —

    çünkü bu toprak

    senin ölümünden bile korkuyor hâlâ.


    ve biz

    bir duvar yazısı kadar kısa

    bir gece operasyonu kadar sessiz

    bir sokak lambası kadar yalnızız şimdi.


    sen gittin.

    belki Cudi’de,

    belki Gabar’da bir kayanın altında

    sıkılmış dişlerinle toprağı hâlâ tutuyorsun.

    bilmiyoruz.


    ama senin gözlerin

    bir halkın sabrını taşıyordu.

    ve bu sabır

    eninde sonunda

    bir dağ kadar büyür.


    ben şimdi bu şehirde

    bir takvim yaprağına adını kazıyorum.

    her 21 Mart’ta

    biraz daha çoğalıyor gözlerin.

    her kurşunda,

    bir harf daha düşüyor gökyüzünden.

    ve biz

    eksilen her yıldız yerine

    bir kelimeyle direniyoruz.


    sen,

    bir halkın sessiz tarihinden koparılmış sayfaydın.

    biz seni

    geri yazıyoruz şimdi.

    çünkü bir halk unutursa,

    önce dil ölür,

    sonra ağıt,

    en son

    kendisi…

    Ve biz bu uğurdan gidenleri unutmadık.

    Şimdi adlarınızı Barış’a yazıyoruz…


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.