İki paket ilham, iki tane de ilham perisi alacağım. Siz de var mı ?

İki paket ilham, iki tane de ilham perisi alacağım. Siz de var mı ?
  • 1
    0
    0
    0
  • Yazmak, çizmek, heykel yapmak, bir tiyatroda rol almak hatta bir sohbete başlamak için gerektiğini düşündüğümüz şeydir ilham. İlham gelmeden, sihirli bir değnek alnımıza değmeden yaratıcı olamayacağımıza inandırılmışızdır.

    Peki nerede satılır bu ilham ? Kaç tane peri almak lazım düzenli çalışabilsinler diye ?

    Bu sorulara bir cevap olduğunu sanmıyorum fakat ilhamı iki farklı şekilde ele alıyorum ben; birincisi ilham gelmeden de sanat yapılabilecek olması ki bu durumda ilham sanatın oluşturulduğu esnada gelip dizinizin dibine oturur zaten, ikincisi ise ilhamı baktığınız her şeyde görebilmek.

    İlham gelmeden açın o tuvali, bırakın çizerken oluşsun kafanızda bir şeyler; güzel olmadığına inansanız bile en azından ilhama bel bağlamadan çizerek ufkunuzu, bakış açınızı geliştirmiş olursunuz. Bırakın ne yazacağınıza dair hiçbir fikrinizin olmadığı bembeyaz bir sayfaya aksın kelimeler, gerekirse mahvetsinler sayfayı. Yeter ki içiniz de kalmasınlar, ne de olsa sanatçının yolu kendini bir şekilde ifade etmekten geçer. 

    Baktığınız her yerde görün o ilhamı, az önce balkon camından gökyüzünü gördüm mesela. Evet, herkes bakıyor o göğe fakat aynı gözlerle değil. Bırakın başkaları kendi gözlerinden gördüklerini yazsın, siz sizin gözlerinizle yazacaksınız. Kendinizi kıyaslayarak ilham perilerinizin kalplerini kırıyorsunuz, sonra ilham nereye kaçtı demeyin. Başkalarını dinlemektense kendi sesinizi dinleyin; başkalarınıysa gözlemleyin. 

    Sihirli bir değneğe gerek yok, ilham dediğimiz böyle de kolay bulunabiliyor işte. 

    Şimdi birinin sihirli bir değneği dudaklarıma ve parmak uçlarına değdirmesine gerek olmadığını, değnek olmadan da kendi ilhamımı yaratıp yazabileceğimi kanıtlamak adına örnek bir şiir karalayacağım.

    Mesela kapı kolundan esinlenelim, çünkü başımı kaldırınca ilk onu gördüm.

    Duruyor öylece ellerin değmesini bekleyerek,

    değmezlerse bir anlamı kalmayacak biliyor.

    Zordur olmak bir kapı kolu,

    yalnızca bir aracı o, eller üstünden kayarak kapının ardına gidiyor; orayı arzuluyor.

    Ne üstünden kayan ellerle ne de onlarsız bir anlamı olabiliyor, değersiz o. 

    Değersiz fakat sürekli de kullanılıyor ? 

    Şimdi bu şiir çok mu güzel ? Tartışılır. 

    Fakat kendimi ifade edebildim mi ? Evet. Çünkü sanat yaparken sadece o an ki ilhamı kullanmayız, içimizde biriktirdiğimiz bakış açılarıyla o ilhamı harmanlarız. Bu yüzden de kapı kolu bakış açımda metaforlaştı, kelimeler oldukları anlamı çıkarıp mecazı giydi. Kendi yarattığınız bir ilham size en güzel eserinizi ortaya koydurtmasa bile - ki koydurtabilir de- kendinizi ifade etmenizi ve geliştirmenizi sağlar. 

    Demem o ki sanat yapmak istiyorsanız çekinmeyin; çirkin yapın, ilhamsız yapın. Çünkü bir yerlerde birileri sizin çirkin dediğiniz çizimde kendi duygularını görüp onu değerli kılacak, birileri okumaya çekindiğiniz şiirleri baldan tatlı sesiyle seslendirip izleyenlerin içini ısıtacak. 

    Ve ilham açtığınız boş bir sayfa da, başınızı kaldırdığınızda gördüğünüz duvarda bile bulunabilir. Çünkü sanatı sanat yapan yalnızca ilham değil sanatçının o ilhamı nasıl yorumladığı, alımlayıcının nasıl algıladığıdır. Eğer sihirli değneği beklerseniz ikisine de sahip olamazsınız.

    İki paket ilham, iki tane de ilham perisi alacağım. Siz de var mı ? 

    Biz satmıyoruz kuzum, başını kaldır etrafa bak bedavaya bulursun ! 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.